X

Tamamlanmayı bekleyen herkese: “Tek başına” da güçlüsün!

Birçok şey öğretilir bizlere “kadın” başımıza yapamayacağımız değil mi; “bu saatte kadın başına nereye gidiyorsun?” sorusu vardır, buna çok yakın diğer bir soru vardır sıkça hayatımız boyunca küçücük yaşlarımızdan itibaren mutlaka duymuşuzdur “kadın başına nasıl başaracaksın?” şimdi biraz daha açalım “kadınlar erkek işine karışmaz” veya “kadın başına bunların hepsini sen mi yapacaksın?” gibi adeta “kadın başına” olmak kavramı ile “yapamamak” fiilini eşleştiren bir anlayış ile büyütülürüz…

Neden korkutur kadın başına olmak bizleri bu kadar? Hatta sadece “kadın”ların değil erkeklerin de sorunu oluverir, bir dişinin gerçekten “kadın başına” olması, hayata karşı dimdik durabilmesi, tek başına çocuk büyütebilmesi, seyahat edebilmesi, korkmadan kendi başının çaresine bakabilmesi, belki sınırlar aşabilmesi, işinde başarılı olabilmesi ve parmak ile gösterilecek kadar ünlü olabilmesi…

Ama işte erkeklerden önce biz can-ım dişileri korkutur değil mi kadın başımıza bu dünya ile savaşmak… Peki çareyi nerelerde ararız? Ben hemen birkaç cevap paylaşmak istiyorum yanlışımızla doğrumuzla; öncelikle her kadının “kadın başına” kalmasını önleyecek bir kocası olması gerekliliği vardır. Mutlu muyum diye sorgulamadan önce eşin olması gerekir, “bana ne katıyor, bana sevgiyle bakmayı başarabiliyor mu, bana ben olduğum için tutkun mu, kadın olarak kendimi gerçekleştirebilmeme bu hayata gelme amacımı aramama ve en önemlisi her ne halimle olursam olayım bana sevgiyle bakabilmeye razı mı?” diye sorgulamayız genellikle… Çünkü bir eşe sahip olmak önemli bir kavramdır; kaçmaya hazırızdır “kadın başına” ile kurulan cümlelerin öznesi olmaktan…

Sonra kadın başınalığımızdan başarılarımız için de korkarız; örneğin bizlerden daha az kazanan bir eş olması durumu vardır, ama utanırız, kendimizi gizleriz. Bizlerden daha az başarılı olduğuna daha az sevecen olduğuna inanır bu eş kişi, ne çıkar ortaya şiddet; sadece fiziksel şiddet değildir bu… Dış dünyada kadın başımıza değilizdir ama o dört duvar arasında adeta bir zindan yaşamaktayızdır, çünkü aşağılanmayı, çünkü sadece başarılı olduğumuz için kendini küçük olarak kabul eden bir adamın hayatının “parçası” olabilmek çocuklarımızın babası olması adına sürdürmeye devam ederiz. Her gün sadece korkarız değil mi “kadın başımıza” o başarılar gerçek olamaz çünkü, herkes soracaktır, bu başarı nasıl oldu, tabi ki “kadın başımıza” olmadı, tersi nasıl düşünülebilir…

Peki doğru mudur “kadın başına olmak” kavramı? Bir kadın olarak tek başına durmak, olmak, yürümek, çalışmak, nefes almak, kısacası yaşayabilmek, hayata karışabilmek bu derece zor mudur? Bu derece muhteşem olan emeklerimiz, tek başınalığımız ve kimsenin paha biçemeyeceği bu değerliliğimizi yerden yere vuruyorken (sırf kadın başımıza olmamak için bunu içimiz kan ağlayarak yapabiliyorken) sizce bunu nasıl anlayabileceğiz?

Ben de korkardım evet, ben de çok üzüldüm ve sırf tek başıma olmamak için belki bu yaızmı şu an okuyan sen gibi “kadın başıma” nasıl yapacağım diye endişe ettiğim için geceler boyu kalbimdeki yangınlara büyüklerini ekledim… Sonunda öyle zorlu bir sınırdan geçmem gerekti ki, adeta kalbim yerinden söküldü, ben bir kapıdan geçtim, ve sınır artık “tek başına” yürümeyi gerektiriyordu… Sadece tek başına olmanın o muhteşem büyüsü o can-ım gücü damarlarımı doldurdukça ve bu heyecanın hayatımı nasıl güzelleştirdiğini gördükçe daha da kapıldım. Bugün evet tek başımayım, evet “kadın başımayım” ve hatta birçok dünya ülkesini evet “kadın başıma” fethettim, hayatı tek başıma sırtladım, dişlerimi sıkmam gerekse de gerektiğinde ipi göğüslemem gerekse de “kadın başıma” yaptım…

Bugün “kadın başıma” olmaya minnettarım. Hayatta dişi olmanın güzelliğini bana öğreten, bu yolda dışarıda aradığım her şeyin içimde dişi olmakla bana verildiğini, tamamlanmanın ancak kendimden başlayıp yine kendime dönmek olduğunu bana öğreten işte bu bir başına olmak bu “kadın başına” olabilmek güzelliğimdir.

Bu yazının kelimelerden cümlelere akmasına ilham olan, son sönemde kadın olmak, dişi olmak, “kadın başına” olmak, tek başına olmak ile ilişkili rastladığım en güzel paragraflardan birini sizlerle paylaşmak isterim (Louise L. Hay’in Düşüncenin İyileştirici Gücü adlı eserinden);

“Artık bendeki ihtişamı görmeye istekliyim

Artık beni olabileceğim ihtişamlı kadın olmaktan alıkoyan zihnimdeki ve yaşamımdaki tüm olumsuz, yıkıcı, korku dolu fikirleri ve düşünceleri elemeyi seçiyorum. Artık ayaklarımın üzerinde duruyor, kendimi destekliyor ve kendim için düşünüyorum. Kendime, ihtiyaç duyduğum şeyi veriyorum. Artık gelişmek, benim için güvenli. Kendimi ne kadar çok tamamlarsam, insanlar beni o kadar çok sevecektir. Diğer kadınları iyileştiren kadınların saflarına katılıyorum. Ben, gezegen için bir lütufum. Geleceğim, parlak ve güzel; şimdi de öyle.”

Aynı kaynaktan, bir kadın olarak size “güç” verecek olumlu ifade örnekleri ise şöyle;

  • Ne kadar mükemmel olduğumu keşfediyorum.
  • Güçlü bir kadınım.
  • Sevgiyi ve saygıyı hak ediyorum.
  • Hiçkimsenin nesnesi değilim; ben özgürüm.
  • Kendi gücümü kabul ediyor ve kullanıyorum.
  • Bir kadın olmayı seviyorum.
  • Tamamen bütün ve eksiksiz hissediyorum.
  • Güvendeyim ve dünyamdaki her şey iyi.
  • Hayatımı sevgiyle dolduruyorum.
  • Yalnız olmakla barış içindeyim.”

Bizler, “kadın başına” olan muhteşem yürekliler, belki çocuklarımızı tek başımıza büyütmeye çalışmaktayız, belki bu hayatta tek başımıza ayakta durmak için çabalamaktayız, belki şartlar her ne olursa olsun hiçbir şeye boyun eğmedik ve belki de çoğu “tek başına kadın” olmaktan korkan dişiye göre cesaretimiz öncüdür, hayatımız örnektir…

Bugün, bir kadın olarak bir dişi olarak hayatınızı devam ettirmek için gereken gücü dışarıda arıyorsanız, kalbinize dönmenizi diliyorum… Şartlar her ne kadar olumsuz, olanaksız veya değiştirilemez gibi gözüküyor olsa da, “tek başına” olmak “kadın başına” olmak güzeldir (çokça emek, çokça cesaret ve çokça özgüven gerektirir). Bu yazımda bana eşlik eden tüm güzel kadınlar, muhteşem bir yaradılış ile dünyaya geldiniz, kim olduğunuzu her anınızda hatırlamanız dileklerimle…

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale