X

Takım çalışması nedir, neden önemlidir?

Birçoğumuz Ağustos ayı içerisinde başlayan Eylül ayında Avrupa şampiyonluğu ile sonuçlanan A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın maçlarını keyifle izledik. Hem bireysel performanslarına hayran kaldık hem de takım olarak gösterdikleri birlik ve beraberliğin ışığında ekranın diğer tarafında heyecanımızı coşku ile yaşadık. Bu süreçlerin hepsinde takım çalışmasının ne kadar büyüleyici olduğuna şahit olduk. Fakat, takım çalışmasını sadece spor müsabakaları içerisinde ele almak çok yetersiz kalmaktadır. Her birimiz günlük hayat içerisinde ya da geçmiş deneyimlerimizde bir takımın üyesi olarak görev almışızdır. Okul projelerinde, takım sporlarında, ev içerisinde sorumluklarımızda, müzik gruplarında takım üyesi olarak takım çalışmasının içerisinde görevlerimizi gerçekleştirmişizdir. Bir arada olmanın, sorumlulukları bölüşmenin, yaşadığımız yoğun duyguları paylaşmanın rahatlığını dahil olduğumuz takım çalışmasında deneyimlemişizdir. Değişen dünya düzeni ile birlikte bireyselliğin ön planda tutulduğu günümüzde takım çalışmasını değerlendirmek ve olumlu yanlarına vurgu yapmak hatırlatıcı olacaktır. 

Peki nedir bu takım çalışması?

Kaynak: indyturk.com

Takım çalışması, iki ya da daha çok bireyin bir araya gelerek ortak bir amaç için performans göstererek hedefe ilerlemesi olarak tanımlanmaktadır (Becerikli, 2013). Takım çalışması ile birlikte farklı yeteneklere, becerilere ve perspektiflere sahip bireylerin bir araya gelerek hızlı ve etkili çözümler üretmesi amaçlanmaktadır. Takım üyeleri sahip oldukları çeşitli ve birbirlerini tamamlayıcı bilgi ve becerileri ile yaratıcı ve yenilikçi sonuçlara hızla ulaşmayı hedeflemektedir (West, 2012). Takım çalışması ile üyelerin kendilerini geliştirmek ve büyütmek için tüm imkan ve kaynakları verimli bir şekilde kullanabileceği bir alan oluşturulmaktadır (Oakland, 1993, akt. Zehir ve Özşahin, 2008).

Takım çalışmasında üyeler birbirlerine ve ulaşmak istedikleri hedefe dair sorumluluklarının farkındadır. Bireysel yeteneklerini gerçekleştirmenin yanı sıra takımın diğer üyeleri ile bir bütün halinde ilerlemeyi takım çalışmasının merkezine almaktadır (Becerikli, 2013). A Milli Kadın Voleybol Takımı’nı düşündüğümüzde her bir üye kendi yetenek ve becerilerine dair görevlerini almaktadır. Takım üyesi olarak üyeler kendi bireysel performanslarını en iyi düzeye çıkarmaya çalışırken takımın diğer üyeleri ile birbiri arasında sinerjiyi devam ettirmektedir. Hedefe ulaşma sürecinde her üye sorumluluklarını merkeze almakta takım çalışmasının amaçları doğrultusunda adımlarını atmaktadır.

Takım çalışmasının olumlu yanları nelerdir?

Takım üyelerinin bireysel olarak sahip oldukları bilgi, beceri ve yetenekleri sınırlı kalmaktadır. Kişilerin bireysel bir performans göstermesi istenilen hedefe ulaşma sürecinde daha yavaş ve kısıtlayıcı olmaktadır. Bu sebeple takım çalışması ile üyeler kendi yeteneklerine ve hızlarına göre belirlenip istenilen hedefe daha hızlı ulaşabilmektedir (Pınar, 2006). Takım çalışması ile üyeler süreçte karşılaştıkları sorunlara karşı daha hızlı cevap vermekte ve performans göstermektedir. Takım üyeleri aldıkları sorumluluk karşısında kendilerini daha az stresli hissetmekte, yalnızlık hissini daha az deneyimlediklerini belirtmektedir (Demir, 2022). Duygularını, hatalarını ya da olumlu ilerleyişlerini birlikte paylaşmakta ve deneyimlemektedir. Bu sebeple karşılaştıkları durumlar ile baş etmeleri daha kolay olmaktadır. Takım üyeleri diğer üyelerden geri bildirim aldıkça kendilerine karşı olumlu değerlendirme yapma konusunda hızla ilerleyebilmektedir. Farkına varma ve çevresine karşı farkındalık geliştirme konusunda takım çalışması daha destekleyici olmaktadır.

Takım çalışmasında dikkat edilmesi gerekenler

  • Hedeflerin tüm takım üyeleri için net olması: Takım çalışmasının etkili olabilmesi için ulaşmak istenilen hedef ya da amacın tüm takım üyeleri için ölçülebilir ve anlaşılabilir olması gerekmektedir. Hedefin tüm üyeler için anlaşılır olması ve görevleri ile nasıl bu hedefe ulaşabileceğine dair planlama yapabilmesi önemli bir adım olarak ifade edilir (Locke ve Latham, 2002).
  • Üyelerin görev ve sorumluklarının tanımlanması: Takım, farklı bilgi ve yeteneklere sahip bireylerden oluşmaktadır. Bu sebeple her üye kendi görev ve sorumluklarına dair gerekli bilgiye sahip olmalıdır. Kısa vadeli ve uzun vadeli takımın içerisinde yapması gerekenleri planlaması ve herhangi bir karışıklığın yaşanmaması için üyelerin görev ve sorumluklarının tanımlanması etkili takım çalışması için önemli bir olarak ifade edilmektedir.
  • İletişim becerilerine dikkat edilmesi: Üyeler kendi aralarında görevleri gerçekleştirme süreçlerinde durmaksızın bir iletişim halindedir. Duygu ve düşüncelerin etkili bir şekilde paylaşılması, yapıcı ve sürdürülebilir bir iletişimin merkeze alınması takım çalışmasının etkililiğini olumlu olarak etkilemektedir. Takım üyelerinin yaşanabilecek iletişim aksaklıklarına karşı önleyici önlemler alması, takım çalışmasının iletişimini güçlendirecek planlamaların yapılması takım çalışmasının etkililiğini arttırmaktadır. 

İlginizi çekebilir: Zirveye giden yolda birlik olmanın gücü: ‘Group flow’

Elçin Tanık Ünsal: Elçin Tanık, 2016 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. Aynı yıl içerisinde İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programını tamamlamıştır. 2021 yılında Ege Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Yüksek Lisansını “Çocuk ve Ergenlere Yönelik Kapsamlı Cinsellik Eğitimi Derleme Çalışması” bitirme projesiyle tamamlamış ve uzman psikolojik danışman olmaya hak kazanmıştır. Yüksek lisans dersleri kapsamında ‘Bilişsel Davranışçı Terapi’ eğitimini almıştır. Akabinde 80 saatlik Bilişsel Davranışçı Eğitimini alarak programı tamamlamıştır. Eğitimini alarak uygulayıcısı olduğu diğer yaklaşımlar, Çocuk merkezli oyun terapisi, Filial Terapi, Sanat Terapisi ve Çözüm Odaklı Terapidir. Bebeklerin gelişim değerlendirme süreci için tarama testi uygulamaktadır. Mesleki bakış açısını destekleyecek eğitimler almaya devam etmektedir. Şu an iş yaşamına kurucu ortağı olduğu İzmir Monat Psikoloji’de çocuk, ebeveyn ve yetişkinler ile online ve yüz yüze olacak şekilde çalışarak devam etmektedir. Aynı zamanda eğitim kurumlarında eş zamanlı psikolog olarak çalışmakta ve danışmanlık hizmetleri vermektedir. Dijital öğrenme alanında hizmet veren şirketlere ve ebeveyn-çocuk uygulamalarına içerik planlamakta ve yazmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale