X

Su krizine yönelik çözümler üreten girişimler

Su krizi, günümüz dünyasının en acil çevresel meselelerinin başında geliyor. Bu küresel sorun, su kaynaklarının yanlış kullanımından, su kirliliğinden ve küresel ısınmadan kaynaklanıyor. Uzmanlar, bu sorun yüzünden bir süre sonra pek çok ülkenin su kıtlığı yaşayacağını vurguluyorlar. Global startup ekosistemi de bu söylemi baz alarak bu kritik soruna çözüm üretme yolunda hızla ilerliyor. Bu yazımızda, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine ve iklim dayanıklılığına odaklanan beş yenilikçi girişimi derinlemesine inceliyoruz.

Saltworks Technologies

Görsel: saltworkstech.com

2008’de kurulmuş olan Saltworks Technologies, atık suyun geri dönüşümüne odaklanıyor. Bu girişim, atık suları teknolojileriyle dönüştürerek yeniden kullanmaya uygun hale getiriyor.

Saltworks Technologies, sanayi kaynaklı atık su arıtımı ve lityum rafinasyonu alanında teknolojiler geliştiriyor. Bu girişim, buharlaştırıcılar, kristalizatörler, membran arıtma filtreleri, tuzdan arındıran filtreler, kimyasal reaktörler ve kimyasal sensörler tasarlıyor. Bu ürünler, temel olarak endüstriyel atık suyu yeniden kullanılanılabilir hale getirmeyi, sıfır sıvı atık elde etmeyi ve su arıtma maliyetlerini düşürmeyi amaçlıyor. Girişimin SaltMaker modüler buharlaştırıcıları ve kristalizatörleri, her türlü tuzlu suyu yoğunlaştırıyor. Girişimin membran çözümleri ise endüstriyel su ve lityum konsantrasyonuna odaklanıyor. Otomotivden enerji sektörüne kadar atık suyun açığa çıktığı birçok sektöre hitap eden bu girişim, her sektördeki atık miktarını minimize etmek ve suyu yeniden kullanılabilir hale getirmek için çalışmalarına devam ediyor.

Seri A finansmanda bulunan Saltworks Technologies’in toplam fon miktarı 18.2 milyon dolar. Girişim, ağır metaller ve kimyasal kirleticiler gibi tehlikeli maddeleri arıtarak temiz suyu çevreye geri kazandırmayı hedefliyor.

Oneka Technologies

2015 kuruluşlu Oneka Technologies, 21. yüzyılın en büyük problemlerinden biri olan su kıtlığına yönelik hizmetler sunuyor. Bu girişim, okyanusları sürdürülebilir tatlı su kaynaklarına dönüştürme misyonuna sahip.

Oneka, dalga enerjisini kullanarak tuzlu suyu içilebilir suya dönüştüren bir sistem geliştiriyor. Bu sistem, herhangi bir fosil yakıt kullanımına ihtiyaç duymuyor ve insanları ve doğayı tehlikeye atmadan tatlı su sağlıyor. Sera gazı emisyonlarını ve su maliyetlerini azaltan bu teknoloji, karbon ayak izi düşük bir arıtma süreci sunarak kıyı bölgelerdeki su sıkıntısını azaltmayı amaçlıyor. İklim değişikliğine karşı dayanıklılığı da artıran bu teknoloji, 1.5 metrelik dalga boyu söz konusu olduğu zaman etkili bir şekilde çalışabiliyor.

Seri A finansmandaki Oneka Technologies, geçen yıl aldığı 9.27 milyon dolarlık yatırımla toplam fon miktarını 15.32 milyon dolara ulaştırdı. Girişim, elektrik ya da fosil yakıt kullanımı gerektirmeyen teknolojisiyle şehirlerin ve toplulukların sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmasını kolaylaştırıyor.

Wayout

Görsel: wayout.com

2018’de kurulmuş olan Wayout, kirli suların lokal bir şekilde geri dönüşümünü sağlıyor. Bu girişim, geliştirdiği teknoloji sayesinde kirli kaynakları temiz içme suyu kaynaklarına dönüştürüyor.

Wayout, kirli suyu içilebilir suya dönüştüren konteyner boyutunda bir su arıtma tesisi geliştiriyor. Bu tesis, çevresel etkileri minimuma indirerek performans sergiliyor. Bu teknoloji sayesinde yerel su üretimi, dağıtımı ve tüketimi desteklenirken plastik şişelere olan ihtiyaç da ortadan kaldırılıyor. Herhangi bir plastik ve kimyasal kullanımının söz konusu olmadığı bu teknoloji, basit montajıyla ve sürdürülebilir olmayan alternatiflere göre ucuz maliyetiyle ön plana çıkıyor. Membran filtrasyonunun ve UV dezenfeksiyon yöntemlerinin kullanıldığı bu tesis aracılığıyla deniz suyundan ve gri sudan temiz içme suyu elde ediliyor. Ayrıca, bu tesiste fosil yakıt veya elektrik gibi kaynaklar yerine güneş enerjisi kullanıldığı için fazlasıyla sürdürülebilir bir yöntem sayesinde temiz içme suyuna erişim sağlanıyor.

Seri A finansmanda bulunan Wayout, geçen yıl düzenlediği yatırım turunda 6.44 milyon dolarlık bir yatırım alarak toplam fon miktarını 10 milyon dolara ulaştırdı. Girişim, düşük çevresel etkisiyle yerel topluluklara sürdürülebilir su temini sağlayarak sağlıklı bir yaşam pratiğini destekliyor.

Boon

2015 kuruluşlu Boon, 900’den fazla şirket tarafından güvenilen bir girişim olarak karşımıza çıkıyor. Bu girişim, su sorununa yenilikçi teknolojik çözümlerle el atıyor.

Boon, yapay zeka (AI) ve Nesnelerin İnterneti (IoT) tabanlı teknolojiler geliştiriyor. Bu teknolojiler, ekonomik ve sürdürülebilir çözümler olup Hindistan gibi su kıtlığı çeken bölgelerdeki toplulukların temiz suya erişimini kolaylaştırıyor. Temelde akıllı su dağıtım sistemleri olarak ele alabileceğimiz bu teknolojiler, su tüketimini takip ederek su yönetimine verimlilik kazandırıyor. Girişimin Racastan’da kurduğu güneş enerjili su arıtma sistemi, suya ve elektriğe sıfır erişimi olan yerleşim yerlerine sürdürülebilir içme suyu getiriyor. Girişimin Hindistan’daki okullara kurduğu tesisler ise ülke genelinde 35000’den fazla öğrenciye hizmet vererek hem öğrencilerin hem de ebeveynlerin sağlığını destekliyor. Kısacası, girişimin teknolojileri sayesinde toplumlar su kaynaklarını daha etkili bir şekilde yönetirken temiz suya ulaşma konusunda sıkıntı çekmiyorlar.

Boon, bu yıl düzenlediği yatırım turuyla toplam fon miktarını 9.59 milyon dolara ulaştırdı. Girişim, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından ve yapay zeka gibi son teknolojilerden yararlanarak su kıtlığına çözüm geliştiriyor.

Uravu Labs

2017’de kurulmuş olan Uravu Labs, %100 yenilenebilir bir su altyapısı tasarlıyor. Bu girişim, temelde Hindistan’daki kritik su krizine odaklanıyor.

Uravu Labs, güneş enerjisini kullanan bir teknoloji geliştiriyor; Aquapanel isimli bu cihaz, gece boyu su buharını emerek buharı içme suyuna dönüştürüyor. Bu cihaz, tamamen yenilenebilir bir su üretim süreci sunuyor ve çevreye minimum etkiyle su krizine çözüm üretiyor. Girişim, teknolojisi sayesinde günümüzde 4000 litre su üretim kapasitesine ulaşmış durumda ve bu miktarı daha da artırmayı hedefliyor. Girişimin müşterileri arasında Hindistan’daki büyük otel ve restoran zincirleri bulunuyor.

Uravu Labs, bu yıl düzenlediği yatırım turuyla toplam fon miktarını 4.22 milyon dolara ulaştırdı. Girişim, önümüzdeki yıllarda kapasitesini daha büyük ölçekli cihazlarla 50000 litreye çıkarmayı planlıyor.

Kaynak: Startup Savant, EU-Startups, Crunchbase, Tracxn, PitchBook

İlginizi çekebilir: Küresel su krizi: Suyumuz nereye gidiyor ve onu nasıl koruyabiliriz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale