X

Stresin doruk noktası düğün hazırlıklarında sevgili kalabilmek

“Sevmek, ne uzun kelime!” Cemal Süreya

Sen bunu yaptın, ben bunu yaptım… Sen benim istediklerimi yaptın, ben senin dediklerini yaparken benim gelinliğime bakmadın… Her şeyi ben mi düşüneceğim? Senin ailen bunu istedi, benim annem bunu dedi, senin baban bana şöyle yaptı, senin akrabaların burada kalacak, benimkiler nerede kalacak?

Sen dedin diye (bu cümleyi hala anlayamıyorum) ben bunu böyle yaptım, şimdi ne olacak? Aslında ben bu gelinliği almak istememiştim ama sırf senin için seçtim… O düğün yeri uygun değil burası olsun… O masa süsü güzel değil bu olsun… O davetiye tam değil bu olsun… O olsun da şu olmasın… Bu olsun da o olmasın…

Sadece bir paragraf olsa değil mi keşke… Ama işte günümüzde “düğün” dendiğinde hepimizin sanki bir açma kapama tuşumuza basılıyor… İçimizden bambaşka insanlar çıkıyor. Yıllardır tanıdığımızı düşündüğümüz sevgili kız veya erkek arkadaşlarımız, konu düğün yapmaya geldiğinde “bambaşka” bir insan oluveriyorlar…

Evet, hadi itiraf edelim ben yaptım sen yaptın kavgalarından, ben aldım sen aldın tartışmalarına, ailelerin dahil olduğu başının nereden başladığını bile hatırlayamadığımız çekişmelere kadar… Öyle ki yoruldukça ve yordukça düğün güzelliğinden uzaklaştığımız bir dönem…

Bazı çiftlerle konuştuğumda “hatırlamak bile istemiyorlar”… Düşünün nasıl bir durumdayız, düğün dendiğinde kaçmak için yer arıyoruz… O can-ımız olacak, hayat yoldaşımız olacak, o bizim her an her daim her durumda düştüğümüzde ve kalktığımızda “hastalıkta ve sağlıkta” yanımızda olacak kişi, konu bunu kutlayacağımız o sihirli organizasyona, yani düğüne geldiğinde adeta canavar kesiliveriyor…

Ben bu yazımda düğün stresi hakkında biraz olsun dertleşelim istiyorum. Onca koşuşturmanın onca yorgunluğun ve yoğunluğun içinde bizler neyi unutuyoruz, bu soruyu kendimize soralım… Biraz olsun durup düşünelim, gerçekten tüm bu yer, masa, süs, müzik seçimi, davetli listesi, kimin akrabasının daha kıymetli olup olmadığı tartışmaları arasında bizler neyi unutuveriyoruz? Aslında çok öncelerde başlayan o güzel hikayemize nasıl böyle “uygun olmayan” ruhuna aykırı konuşmalar tartışmalar ve suçlamalar ekleyebiliyoruz?

İşte cevabımız oldukça basit (ve bir o kadar endişe verici): Sevgili olmayı ve sevgili kalmayı unutuyoruz… Konu düğün olduğunda sevdiğimiz adamın sevdiği kadın gidiyor yerine bambaşka biri geliyor… Evet, karşımızda o sevdiğimiz kadını göremediğimizde o sevilen adam gidiyor (ve gördüğü kadın karşısında çılgına dönüyor) ve yerine bambaşka bir adam geliveriyor! Karşılıklı restleşmeler, senin istediğin benim istediğim diye sevgili olmaktan sevgiden apayrı konuşmalar… Sırf istediği olmadı diye surat yapamaya, kalp kırmaya başvuran “eş adayları”…

Bir düşünelim herhangi bir masa süsü mutluluktan ve sevmekten önemli olabilir mi? Herhangi bir düğün müziğinin seçilmesi seçilmemesi eğer bizlere dönüp baktığımızda “ne güzel de seçmişiz, ne güzel birbirimize bağlı stresten uzak tatlı tatlı organize etmişiz” dediğimiz bir düğün hatırasından daha kıymetli olabilir mi? Geriye dönüp hatırlamak bile istemeyeceğimiz bir düğün süreci yaşamak sizce mantık çerçevesine sığmakta mıdır?

Bu hayatımızın güzel bir tecrübesidir, tıpkı doğum günü kutlamak gibi, yüzmeyi öğrenmek gibi, ilk defa uçağa binmek gibi… Unutulmayacak, hep hatırlanacak ve sevgiyle hatırlanacak bir hatıradır… İşte bizler sevgili kalmayı, sevgili olmayı, birbirimize sevgiyle yaklaşabilmeyi “gelin” ve “damat” olmanın önüne koyamadığımızda apayrı yollara sapıveririz… Evet görüntüde ortada bir gelin vardır, evet görüntüde ortada bir damat da vardır; fakat görünen veya görünmeyen bir sevgi yoktur…

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, içinde bulunduğunuz düğün hazırlığı sürecinize bakmanızı diliyorum… Gerçek bir gelin olmak gerçek bir damat olmak ancak gerçek bir sevgili olmaktan ve bu süreçte her şeye rağmen gerçekten sevgili kalabilmekten geçer… Bu sevgili olmanın en zor gününde, iyi ve kötü zamanında “ölüm bizleri” ayırıncaya kadar elimizden gelenin en kalpten olanıdır…

Düğün, süs, masa, yer, müzik, davetliler hepsi bulunur ama bir ömür boyu elini tutmayı isteyeceğimiz bir adam veya kadın o kadar kolay (ve hiç de öyle kolay kolay) bulunmaz… Gelin biz sevdiğimizin elinden, sevgiyle, sevgili olarak, sevgili kalarak tutalım… Şimdiden kocaman mutluluklar…

 

İlginizi çekebilir: İlişki doktoru 2: Bu ilişkide sesimi duyan var mı?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale