X

Staycation trendi ile tatile gitmeden tatil yapmak mümkün mü? 

Tatile çıkmadan tatil yapma fikri kulağınıza nasıl geliyor? Rezervasyonlar, sıkışık trafik ve bir anda değişen rutinlerle uğraşmak istemeyenlerin bu yeni tatil anlayışından hoşlanacağı kesin. Son dönemin yükselen trendlerinden staycation, evden çıkmadan da tatil moduna girmeyi ve bu sırada tıpkı tatildeymiş gibi keyif almayı vaat ediyor. Evet yanlış duymadınız, yaşadığınız şehri ve evi terk etmeden hayata mola verebilir, kendinizi adeta tatile çıkmış gibi hissedebilirsiniz. 

Staycation nedir?

Staycation, orijinal olarak 1940’larda ortaya çıkan bir kavram. Genellikle 2. Dünya Savaşı ile ilişkilendirilen bu kavram İngilizce “stay” ve “vacation” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. En genel tanımla, “evde kalarak tatil yapmak” anlamına geliyor. Modernize hali sadece evle sınırlı olmayan staycation, bir nevi tatile çıkmadan da tatildeymiş gibi rahat ve huzurlu hissetme amacı taşıyor. Kişinin herhangi bir iş veya okul zorunluluğu olmadan kendi kentinin sokaklarında dolaşması, evde tembel tembel yatması veya kendini bir film gecesiyle ödüllendirmesi bu tatil anlayışına örnek gösterilebiliyor. 

Klasik tatil biçimlerine kıyasla bir hayli ekonomik ve enerji verimli olan staycation, aynı zamanda birçok avantaja da sahip. Gelecek tatiller için para biriktirmek ve gereksiz harcamalardan kaçınmak bunların başında geliyor. İnsanın kendini herhangi bir yükümlülük altında olmadan evde dinlenmeye bırakması günümüzün en değerli lükslerinden olduğundan, psikolojik ve zihinsel dengelenmeye yardımcı oluyor. Dolayısıyla evde kaliteli zaman geçirmek hem motivasyonu pekiştiriyor hem de anksiyete ve stres risklerini azaltıyor. Bilindik ve güvenilir bir ortamda gönlünce vakit geçirmek, kişiyi mutlu ederek iç huzur bulmasına da katkı sağlayabiliyor. 

Staycation yaparken dikkat edilmesi gerekenler

Ev ortamının rahatlığı anlaşıldıkça giderek daha popüler hale gelen staycation trendi ile edinilmeyecek kazanım neredeyse yok denilebilir. Öte yandan sürekli tanıdık bir şehirde ve çevrede olmak, bağlantılardan uzaklaşıp kendi içine dönmeyi imkansız hale getiriyor. Bazen de evde geçirilen tatil zamanı, bir anda ev işleri ve günlük rutinlerle dolu yarı zamanlı bir işe dönüşüyor. Dolayısıyla staycation mucizesi bir gecede gerçekleşmiyor, daha çok adım adım uygulandığında dengeli ve faydalı bir hal alıyor. 

Bu süreçte klasik bir evde kalma gününü, staycation gününden ayırmak için şu küçük detaylara dikkat etmek gerekiyor: 

  • Klasik bir ev günü genelde plansız gerçekleşir ve genellikle tüm günü pijamalarla geçirmekle ya da televizyon karşısında uyuklamakla sonlanır. Staycation ise önceden planlanarak yapılır ve kişisel projelere, hobilere vakit ayırmakla ilgili olur.
  • Klasik bir ev günü, birkaç gün üst üste tekrarlandığında her gün aynıymış gibi gelir. Evde kaliteli vakit geçirme fikri hakim olmadığından, bu tür eylemler genellikle zaman öldürmekle ilgilidir. Staycation ise bu zamanın her anına farkındalık katar ve bilinçli bir deneyim sunar.
  • Klasik bir ev gününün sonunda dinlenmiş hissedilmez. Staycation ise evde spa köşesi hazırlamaktan bahçede piknik yapmaya kadar oldukça zengin aktivitelerle doludur. Buradaki amaç, günlük ve sıkıcı rutinlerden çıkarak kısa bir süreliğine de olsa “tatilde gibi hissetme” deneyimi kazanmaktır.

Evde staycation yapma yöntemleri

Staycation, kendi evinden veya şehrinden ayrılmadan kaliteli vakit geçirmek isteyenlerin kesinlikle değerlendirmesi gereken bir tatil biçimi. Sıkı rutine kısa bir mola vermek, kişisel gelişime veya hedeflere odaklanarak aktivite planı yapmak, oldukça motive edicidir. Geçmiş tatillerinizdeki önemli anıları not ederek, ne yapmak istediğinize karar verebilir kendinizi mini bir staycation ile ödüllendirebilirsiniz.

1. Yatakta kahvaltı

Kendinizi lüks bir otelde tatildeymiş gibi hissetmenin en kolay yolu, bu imkanları yatak odanıza getirmek. Staycation yapmaya karar verdiğiniz günün öncesinde evdeki hazırlıkları tamamlayarak, belirlediğiniz süre boyunca gerçek anlamda dinlenme şansınız var. Bunun için en sevdiğiniz yiyeceklerden oluşan kahvaltı tepsinizi bir gece önceden hazırlayın ve tepsiyi zengin gösterecek minik süslemelere odaklanın. Kahve makinesini de geceden doldurun. Sabah kalktığınızda sadece düğmeye basarak ve dolaptaki tepsiyi çıkararak güne yatakta keyifli bir kahvaltıyla başlayabilirsiniz. 

2. Evde piknik

Staycation, genellikle evde yemek yapmayı içermez. Çünkü tatile gittiğinizi düşünün… Muhtemelen öğünlerin çoğunu ya dışarıdan yersiniz ya da önceden hazırladıklarınızı tüketirsiniz. Staycation için de bu tür bir bilinç geliştirirseniz, öğünlerde çok daha esnek davranma şansınız olur. Örneğin; evin balkonunda veya bahçesinde rengarenk bir piknik örtüsü sererek doyurucu bir etkinlik planı yapabilirsiniz. Bunun için bir sepete taze meyveler, sağlıklı atıştırmalıklar, canlandırıcı içecekler ekleyebilir ve küçük ödüller koyabilirsiniz.

3. Oyun gecesi

Evde geçirdiğiniz kaliteli zamanı bol bol kahkaha ve sohbetle taçlandırmak için yakın çevrenizi davet ettiğiniz bir oyun gecesi planlamak da serbest. Kaliteli müzik, enfes atıştırmalıklar ve çeşit çeşit oyun ile donatacağınız bir ortamda herkes en az sizin kadar iyi vakit geçirecektir. Eğer bu mantığı dışarıya taşımak isterseniz, kentteki bir lunaparka ya da müsabakaya katılarak da benzer bir deneyim edinebilirsiniz.

4. Spa günü

Staycation, uzun süredir gitmek isteyip de vakit bulamadığınız spayı ayaklarınıza getirebilir. Hazırlıkları bilinçli şekilde yaparak evde zen rahatlığında bir ortam yaratabilirsiniz. Tamamen içsel bir deneyime odaklanacağınız böyle bir günde stres unsurlarını devreden çıkarmanız, mesela telefona bakmamanız ve rahat giyinip sürece odaklanmanız çok önemli. Sakinleştirici müzikler, rahatlatıcı kokular ve birkaç minder ile birlikte aradığınız iç huzuru kolayca bulabilirsiniz.

5. Park ve müze gezisi

Staycation için günü tamamen evde geçirmenize gerek yok. Kentte katılmak istediğiniz aktivitelere ve keşfetmek istediğiniz yerlere düzenleyeceğiniz bilinçli bir gezi de bu keyifli deneyimin parçası olabilir. Bunun için bir süredir gitmek isteyip gidemediğiniz müzelerin, sergilerin, parkların ve etkinliklerin listesini yapmanız gerekli. Ardından sadece planlamaya ve deneyime odaklanarak gayet tatmin edici bir tatil heyecanı yaşayabilirsiniz.

Kaynak: forbes, cosyhousecollection

İlginizi çekebilir: İstanbul’a yakın sonbahar rotalarıİstanbul’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale