X

Sporda açılan çığır: Giyilebilir teknolojinin dünü, bugünü ve geleceği

Son yıllarda teknolojiyle ilgili tüm konuşmalarda mutlaka sözü geçen giyilebilir teknoloji, bir süredir günlük yaşamımıza girmeye ve hayatımızı kolaylaştırmaya başlamış durumda. Büyük teknoloji şirketlerinin başlattığı yeniliklerin ardından ortaya çıkan daha küçük ölçekteki şirketler de giyilebilir teknolojiye yeni boyutlar kazandırmaya devam ediyor.

Aşağıda bu alanda kullanıcıya yenilikler sunan FocusMotion ve Halo Neuroscience şirketlerinin kurucularının giyilebilir teknolojiyle ilgili açıklamalarına yer veriyoruz. Konuyla ilgili daha detaylı bilgi almak içinse yazının sonunda bulunan videoyu izleyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Giyilebilir teknoloji yaşamımızı ne kadar değiştirebilir?

Giyilebilir teknoloji ürünleri artık adımlardan daha fazlasını hesaplayacak şekilde tasarlanıyor.
Adım sayarlardan çok daha fazlası

Spor yaparken kullanılan giyilebilir teknoloji ürünleri üreten FocusMotion firmasının kurucusu ve CEO’su Cavan Canavan, geçmişte spor için kullanılabilen ürünlerin adım sayarlarla sınırlı kaldığını ancak bugün bu durumun değişmeye başladığını ifade ediyor:

Eskiden giyilebilir teknoloji dendiğinde aklımıza adım sayar cihazlar geliyordu. Ancak artık adımdan daha fazlasını hesaplamak istiyoruz. Yaptığımız şey algoritma öğrenen makineler yaratmak. Bu sayede şu an yoga, ağırlık kaldırma ve tekrara dayalı diğer egzersizleri anlayıp takip edebilen uygulamalarımız var. Sahip olduğumuz her aleti daha akıllı hale getirmek için çalışıyoruz.”

Öte yandan bir tıp doktoru olan ve kariyerini teknoloji alanında şekillendiren, Halo Neuroscience Şirketinin kurucusu ve CEO’su Daniel Chao’ya göre ise; giyilebilir teknoloji her ne kadar adımsayarlarla başlasa da, insanlar buna artık ilgi duymuyor. Bunun nedeni ise yine teknolojinin çok ilerlemesi:

“İnsanlar adım sayarlara olan ilgisini kaybetmedi. Sadece şu an bunu telefonlarla da yapabiliyoruz. Şu an başka şey almaya ihtiyacımız yok, telefon zaten sürekli yanımızda. Dolayısıyla neden telefonunuzdaki bir uygulamayı kullanmayasınız ki bunun için?”

Giyilebilir teknoloji ürünlerinin bugün geldiği noktayla ilgili son derece heyecan duyduğunu belirten Canavan ise, bunun nedeninin gerçek giysilere yerleştirilen çok duyaçlı aletler olduğunu ekliyor. Bu sayede egzersiz esnasında duruş ve hareketlerin formu analiz edilebiliyor ve kullanıcıya yaptığı egzersizi doğru yapıp yapmadığı söylenebiliyor. Canavan, giyilebilir teknolojinin bu yönde ilerlemesinin bir gereklilik olduğunun da altını çiziyor.

Egzersiz yaparken hareketleri nasıl yapmamız gerektiğini yakın zamanda giyilebilir teknoloji ürünlerinden öğrenmeye başlayacağız.
Sporda devrim

Giyilebilir teknoloji, sadece bireylere kolaylık sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda kullanıcıların özgün verilerine de ulaşılmasını sağlıyor. Şimdiye kadar elde edilmemiş bu verilerin spor ve fitness dünyasına kazandırılması ise devrim niteliğinde değişikliklere yol açacak. Canavan konuyla ilgili şunları ifade ediyor:

Söz konusu sistemde herkes için heyecan verici olan şey, daha önce kimsenin görmediği veriyi almak. Kullanıcılar, tüm gün ya da tüm gece onları takip edecek ürünler istemiyor. Aksine daha belirli alanlara yönelik talepleri var. Belirli sporlarda, mesela yoga gibi egzersizlerde veya ofiste yaptıkları belli başlı işlerde kullanabilecekleri ürünleri talep ediyorlar. Bu ise bize bireyin zaman içinde ne yaptığını daha ayrıntılı görebilmeyi sağlıyor. Böylelikle ilgili veriyi de edinmiş oluyoruz. Gelecek 10 yıl içinde, insanlık tarihinde ilk defa, sporcuların ilkokuldan liseye, üniversiteye ve profesyonelliğe uzanan gelişimleriyle ilgili yeterli bilgiye sahip olacağız. Böylelikle çocukların ileride iyi bir sporcu olması için şu an ne yapmaları gerektiğini söyleyebileceğiz. Bu heyecan verici, çünkü daha önce hiç böyle bir veriye sahip olmadık.”

Tüm bunların sporda bir devrim yaratacağı gerçek. Ancak söz konusu veri olduğunda ister istemez veri güvenliği gibi sorular da akla geliyor. Canavan ileride bunun yasalarla düzenleneceğini düşünüyor.

Videoyu izlemek için tıklayın.

 

İlginizi çekebilir: 
Giyilebilir teknoloji ürünleri otizm teşhisi koyulmuş kişilere yardımcı oluyor

 

Kaynak
mindbodygreen.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale