X

Spor karşılaşmaları zihnimizde neden güçlü hatıralar yaratıyor?

Spor müsabakalarıyla ilgili hatıralarımız zihnimize neden yapışıyor, hiç merak etmiş miydiniz?

Princeton Üniversitesi’ne bağlı bilim insanları 20 basketbol taraftarıyla yapılan bir çalışmada, spor müsabakalarının hatıralar ve hafıza üzerinde önemli bir rol oynadığını tespit etti. Araştırmaya göre spor müsabakaları, beynin içinde güçlü anılar yaratmaya izin veren bir süreci başlatıyor.

Bir oyuncunun yaptığı bir hamleyle, bir oyunun nasıl ilerlemesi gerektiği hakkındaki beklentilerimizi değiştirdiğini gördüğümüzde, beynimiz bu anı bir sürpriz unsuru olarak kaydediyor. Bu sürpriz unsuru, oyunun beklediğimiz akışını kesintiye uğratıyor ve yeni bir başlangıç noktası yaratıyor. Ve bu yeni başlangıç noktası, oyunla ilgili uzun süren hatıraların temel öğelerinden biri.

Princeton Üniversitesi araştırmacılarından James Antony, “Spor karşılaşmalarındaki en heyecan verici anlar, oyunda beklenmeyen bir durum değişikliği yaratan sürpriz anlarıyla bağlantılı,” diyor.

İlginizi çekebilir: Unutkanlığa yepyeni bir çözüm: Görsel hafıza

Spor karşılaşmalarıyla ilgili anılar beyinden neden kolay kolay yok olmuyor?

Günlük hayatta zamanı kesintisiz bir akış olarak düşünebilirken (aslında buna “anlık görüntüler koleksiyonu” diyebiliriz), ayrı ayrı parçalardaki olayları hatırlıyoruz. Sabah yataktan kalkmak, kahve yapmak, işe gitmek ve çalışmak gibi. Her zaman bir başlangıç ​​ve bir sonu olan olayları tarif ediyoruz. Ancak Antony’nin açıkladığı gibi, bu olayların tam olarak ne zaman başladığını ve bittiğini bilmemiz zor olabilir. Zihnimizdeki anıların sınırları her zaman net değildir çünkü her şey genel olarak beklediğimiz gibi gerçekleşir.

Psikoloji çalışmaları arasında ortak olan fikirlerden biri de beynimizin dünyanın zihinsel modelini sürekli olarak güncellemesi. Dolayısıyla beklenmedik bir durum yaşadığımız her anda yeni bir model oluşturuyoruz.

Basketbol gibi oyunlar doğası gereği hızlı ve dramatik değişimlere çok müsait olduğundan, takımlar arasında yaşanan hızlı top değişiklikleri ile izleyiciler, zihinsel modellerini sürekli olarak güncellemek zorunda kalıyorlar. Aynı ekipten bir başka araştırmacı olan Ken Norman, “İnsanlar beyinlerinde sürekli olarak çeşitli kazanma-olasılık grafikleri çiziyorlar.” diyor. “Kazanma-olasılık grafiği her iki yönde de sürekli olarak değiştiğinde, bu oyunun çizgisinin değiştiği dramatik kısımları için daha iyi bellek oluşturmamıza yol açıyor. İnsanların, gerçek dünyada meydana gelen şeyleri anlayabilmelerini, olayların nasıl ortaya çıktığına bağlı olarak zihinlerini nasıl güncellediklerini anlamaya çalışıyoruz. Olaylarla ilgili bağlamsal olarak nasıl beklenti oluşturuyorlar ve beklentileri karşılandığında veya tam tersi olduğunda neler oluyor?”

Antony ve ekibi, 20 basketbol taraftarının 2012 yılındaki NCAA turnuvasına ait dokuz maçın son beş dakikasını izlemesini ve kendi fikirlerine göre oyun setlerinin başlangıcını ve sonunu işaretlemelerini istedi. Aynı zamanda, araştırmacılar taraftarların göz hareketlerini takip etti. Beyinlerini taradı ve sinirsel faaliyetlerini ölçtü. Araştırmacılar özellikle basketbolu seçti, çünkü oyunun hızlı doğası, beynin değişikliklere nasıl cevap verdiğini gözlemlemek için onlara daha fazla fırsat sağlıyordu.

Oyunları izleyen katılımcılar bir oyunu başı ve sonu olan küçük segmentlere ayırırken, çoğu zaman topun rakip takımlar arasında kritik anlarda el değiştirdiği ve onlar için sürpriz unsuru yaratan anları işaretlediler.

James Antony, “Beynimiz oyunda sürpriz unsurları yer aldığında ve oyuncuların hamleleriyle beklentilerimiz sürekli olarak değiştiğinde, segmentlerin başlangıcını ve sonunu net bir biçimde işaretliyor,” diye açıklıyor. “Beklentileri bir sürprizle sona erdiğinde, katılımcılar daha sonra oyunla ilgili bu anıları daha iyi hatırlama eğiliminde oluyorlar. Gerçek hayatta bir sürpriz unsurunun karşımıza çıktığı anları ve bu sürprizin ne kadar büyük olduğunu belirlemek zor. Ama spor karşılaşmaları, sürprizleri tam olarak ölçmemize izin veriyor ve beynimize sürpriz unsurlarının etkisini gerçek dünyada görebilmemiz için mükemmel bir fırsat sunuyor.”

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale