Sözcüklerin gücüne uyanın: Kendi kendinizi sabote ediyor olabilir misiniz?

“Söylediklerinize dikkat edin; düşünceleriniz olur. Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınız olur. Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınız olur. Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınız olur. Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerleriniz olur. Değerlerinize dikkat edin; karakteriniz olur. Karakterinize dikkat edin; kaderiniz olur.”
Mahatma Gandhi

Beyniniz 0-6 yaş aralığında genellikle Theta dalgasındadır. Ve bu dalga boyundayken ona söylenen her şeyi “koşulsuzca” kendi gerçeği olarak kabul eder. Bu yaş aralığındaki çocukların söylediğiniz hiçbir şeyi unutmaması, hatta aynı anda 5-6 dil öğrenebilmesi bu nedenledir. Onlara söylenen her şeyi bebek zihinleri kendi gerçekliği haline getirebilir. Evet yanlış duymadınız, her şeyi.

Size bir örnek vereceğim… Kendinin sürekli çirkin olduğunu düşünen ama gerçekte inanılmaz güzel bir kız çocuğu ile tanışmıştım. Yakınları çocuğun kendini neden bu kadar çirkin bulduğuna bir türlü anlam veremiyorlardı. Onlara tek bir soru sordum: “Bebekken onu nasıl seviyordunuz? ‘Çirkin’ gibi sözcükler kullandınız mı hiç?” Ve yakını birden panikle duraksadı: “Ah, güzelliğine nazar değmesin diye onu bebekken sürekli ‘çirkin şey’ diye severdik!”

İşte yaşamın denklemi bazen bu kadar basit olabiliyor. Çünkü beynimiz en çok söylediğimiz ve bize en çok söylenen şeylere inanıyor! Bakın sevgili Uğur Batı bu denklemi nasıl açıklıyor?

“Tekrarlayıcı konuşmalar, olumsuz düşüncelerin yerleşmesini hızlandırıyor. Beynimiz, yeterince sık ve net söylediğiniz her şeye inanacaktır. Bu bir yalan olsa bile. Hatta kendimiz hakkında çok kötü bir şey söylesek bile.

Kendi kendini sabote eden kişiler, kendileriyle olumsuz iç konuşmalar yapanlardır. Böylesi konuşmalar, bireyin yaşadığı kaygı ve üzüntüleri düzenli olarak artırıyor. Bir başka durum da beynimizin çalışma prensibiyle ilgili oluyor. Beynimiz özellikle kendi hakkımızdaki yargılarımızı, çoğu zaman bir mantık ve doğruluk süzgecinden geçirmiyor. Yazılmış bir program gibi her şeyi alıyor. İçe dönük konuşmayla özellikle uzun zaman yaptığımız negatif yönlendirme, kişinin düşünme pratiği oluyor ve onun eylemlerine tam anlamıyla yapışıyor.

Negatif iç sesiyle sürekli kendini sabote eden birey, sorumluluk ve risk almaktan kaçmaktadır. Yapıcı değil, yıkıcı olma eğilimindedir. Yersiz saldırganlaşabilir. Art niyetli ve kıskanç olabilir. Başarısızlıktan ve hata yapmaktan korktuğu için yeni deneyimlerden kaçınmak, başarı için motive olamamak, endişe, yüksek kaygı, sürekli huzursuzluk, umursamazlık gibi duygular negatif iç konuşmanın doğal sonuçları arasında.

Zorluklarla mücadele etmekten kaçınmak, hatalarında başkalarını suçlamak, kendini eksik görmek, eleştiriye aşırı duyarlılık, içe kapanma eğilimi, hayal dünyasında yaşamak yine negatif iç konuşmalar nedeniyle gelişen durumsallıklar olabilir.

Değişikliklerden hoşlanmaması, esnek olmaması, değişimlerden kaçması, diğerlerinin yaşadığı olumsuzluklardan ve mutsuzluklardan haz duyması da diğer olumsuz durumsallıklardır.”

Peki, böyleysek ne yapacağız ?

Öncelikle dikkatinizi belirli bir süre günlük hayatta “kullandığınız sözcüklere” yöneltin ve bu konuda farkındalığınızı geliştirin. Ve kullandığınız negatif söylemleri pozitif söylemlerle değiştirin. Ardından bilinçaltınıza bilerek/bilmeyerek ektiğiniz ya da çocukluğunuzda ekilen “Ben başarısızım/Ben beceriksizim/Ben hatalıyım/Ben çirkinim/Paramız yok.” gibi inançları dönüştürün.

Bu çalışmaların her biri, hayatta ilerlemenizi çokça kolaylaştırabilir. Bu uyanış/bilinçaltı dönüşüm yolculuğunda size çokça hizmet edecek olan Thetahealing ve Jean Adrienne Arınma Sistemi yöntemleriyle ilgili ayrıntılı bilgiye ve seminerlerin içeriğine www.esindemir.com sitesinden ulaşabilir, hediye çalışmalarımdan ve grup seanslarımdan faydalanabilmek için Instagram hesabımı takip edebilir ve her türlü sorunuzu [email protected] mail adresim üzerinden bana iletebilirsiniz.

Tekrar görüşünceye dek sevgiyle kalın.

Kaynak:
Özgür İnsandan Özgün İnsana (Deniz Bayramoğlu ve Uğur Batı)

İlginizi çekebilir: Atalarınızın kaderini yaşamak zorunda değilsiniz

Esin Demir Thetahealing Eğitmeni
2010 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdi. Spiritüel gelişim merakı 2009 yılında, Japonya’ya bir yaz stajı programı ile gittiğinde başladı. Bu ilginç ... Devam