X

Sosyal anksiyetenin üstesinden gelmenize yardımcı olacak taktikler

Topluluk karşısında konuşmaktan, yeni insanlarla tanışmaktan, halka açık alanları kullanmaktan, başkalarının önünde yemek yemekten korkuyor veya böyle durumlarda kendinizi aşırı gergin mi hissediyorsunuz? Eğer cevabınız evetse, siz de sosyal anksiyete bozukluğu yaşıyor olabilirsiniz.

Sosyal anksiyete bozukluğu yaşayan birçok kişi, böyle durumlardan kaçarak veya alkole, uyuşturucuya sığınarak bu durumdan kurtulmaya çalışıyor. Oysa bunlara başvurmadan da sosyal anksiyeteden kurtulabilirsiniz. Bilişsel davranış terapisi uzmanları, sosyal anksiyetenin ilaçsız tedavisi konusunda çok önemli ilerlemeler kaydetti. Siz de kendi kendinize bir adım atabilir ve sosyal anksiyeteyle mücadele etmek için bir başlangıç yapabilirsiniz. İşte sosyal ortamlarda yaşadığınız korkuların üstesinden gelmenize yardımcı olacak birkaç taktik:

1. Korkularınızla barışın

En büyük mücadeleniz, aslında mücadele etmenin kendisinden kaynaklanıyor olabilir. Yani bir başka deyişle, en önemli sorununuz her şeyi kontrol etme istediğiniz olabilir. Bunu böyle söylediklerine kabullenmiyor olabilirsiniz. Ancak bir de şöyle düşünün; korkuya karşı ilk tepkiniz konunla savaşmak veya ondan kaçmak şeklindedir. Aslında bu son derece normal. Korku duygusu hoş bir duygu değildir ve hiç kimse hoş olmayan duygulara karşı kendini serbest bırakmayı istemez. Ancak korkuya karşı direnmek de gerilimi artırır çünkü bu durumda sadece korkuyu hissetmekle kalmıyor, aynı zamanda onun yarattığı gerilimle de mücadele etmeye çalışıyorsunuz. Siz sosyal anksiyeteden kaynaklanan korkuyu kontrol etmeye çalıştıkça, bu korku hızlıca panik ataklara dönüşür. Bir süre sonra korku duygusunun kendisinden korkmaya başlarsınız. Öte yandan korku duygusundan kaçmak için sosyal etkileşimden kaçmaya başlarsanız, beyninizdeki sosyal etkileşim tehlikelidir inancının pekiştirmiş olursunuz. Bir diğer seçenek de hiçbir şey yapmamak. Ancak bu da bir çözüm değil çünkü hiçbir şey yapmadığınız sosyal anksiyeteniz zamanla yükselir.

Asıl çözüm, korkunun bedeninizdeki doğal duygulardan biri olduğunu kabul etmekte yatıyor. Hoş bir duygu olmayabilir ancak sizi istediğiniz veya ihtiyaç duyduğunuz şeylerden alıkoymak zorunda da değil. Eğer sosyal anksiyete duygunuz çok ciddi durumdaysa, ilk başlarda sizi korkutmayan sosyal etkileşimlerle başlayıp zamanla kendinizi bu konuda geliştirebilirsiniz. Siz korkularınızla barıştıkça, onlar zamanla eriyip yok olacaktır.

İlgili yazı: Stres ve anksiyeteyi artıran günlük hayattaki yanlış düşünme biçimleri

2. Karşınızdaki kişinin sevdiğiniz yönlerine odaklanın

Sosyal anksiyeteyi azaltmak için en sık verilen tavsiyelerden biri, dikkatinizi kendinize değil karşınızdaki kişide toplamaktır. Aslında bu birçok kişide işe yarayan bir yöntem ancak bunun daha güçlü hissedilmesini istiyorsanız, karşınızdaki kişinin veya durumun sevdiğiniz yönlerine odaklanın. Tabii ki bunu yaparken kıskançlığı bir kenara bırakmış olmanız gerekiyor. Kendinizi kıyaslamak yerine, karşınızdakinin iyi yönlerinin farkına varın ve bunları daha sonra üzerinde çalışılması gereken ilham kaynakları olarak görün. Bir başka deyişle, karşınıza çıkan iyi ve güzel insanların kıymetini bilin ve kendi özelliklerinizi küçümsemeden bu kişilerden ilham almayı öğrenin. Kıskançlığı ilham ve şükretme duygularına dönüştürün.

3. Bedeninizle ilgilenin

Beden ve zihin birlikte çalışır ve birbirine bağlıdır. Bu yüzden eğer sosyal anksiyetenin üstesinden gelmek istiyorsanız, bedeninize iyi bakmalı ve ona nasıl rahatlaması gerektiğini öğretmelisiniz. Anksiyetenin en büyük düşmanı, rahatlamadır. Örneğin her gün düzenli olarak 30 dakika kaslarınızı rahatlatırsanız, bu size korkularınızı kabul etmeniz ve sosyal durumlarla yüzleşmenizi kolaylaştırmanız için yardımcı olur. Ancak burada önemli olan süreklilik. Bir seferlik rahatlama seansı, size bu faydaları sağlamayabilir. Her gün düzenli olarak yapılan rahatlama seanslarının sizi nasıl değiştirdiğine inanamayabilirsiniz. Bedeninizi rahatlatmanın bir başka yolu da fiziksel egzersiz yapmaktır. Özellikle kardiyo egzersizler, anksiyete ve depresyon ilaçlarında yer alan kimyasallara benzer maddelerin vücutta salgılanmasını sağlar ve anksiyeteye neden olan fazladan adrenalinin yakılmasına yardımcı olur.

İlgili yazı: Anksiyete için yoga terapi çözümleri

Tüm bunların dışında, sosyal anksiyeteyle mücadelenin bir süreç olduğunu ve gerçekten işe yarar sonuçlar almak için bu süreçteki tüm unsurların bir arada bulunması gerektiğini unutmayın. Sadece yukarıdaki üç adımı uygulamak bile, harika bir başlangıç yapmanızı sağlayabilir.

Kaynaklar:
Psychology Today
PsychCentral

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale