X

Sonbaharı yaşarken “köklenmeye” hazır mısınız?

Sonbahar doğal renkleri ile yeni bir tat verirken, değişimleri ile de zorlayıcı etkilere sahip. Havalar soğudu, günler kısaldı. Çoğumuz karanlıkta uyanıp yollara düşer olduk, akşam iş çıkışımızda da yine karanlıktayız. Sonbahara alışmak kolay değil yani.

Kış ve yaz arasındaki geçiş mevsimi olan bahar mevsimlerinin Kapha olmasının kaynağı da bu değişimdir. Kendinizi yeniye hazırlamak için önce temizlemeniz, arındırmanız ve bagajlarınızdan kurtulmanız gerekir. Kapha mevsimi de tam böyledir. Arınma mevsimidir. Kök sebzelerin bahar mevsimine denk gelmesinin nedeni de tam da bu arınmadır.

Hareketli yaz mevsiminden ya da kış mevsiminden çıktığınızda yorulmuş bedeniniz bir nefes almak ister. Daha fazla dinlenmek, uyumak ister. Yine bir tekrar olacak ama, ya da artık biliyoruz ki, uyku bize iyi bakar. İyileştirir, sakinleştirir.

Havalar soğuduğundan beri herkesin dilinde “Sabah uyanamıyorum, uyumak istiyorum, yorgunum, her yerim ağrıyor” gibi cümleler dolanıyor. Bu kadar çok insanın aynı duygularda olması tabii ki bir tesadüf değil. Doğa bize değişmemiz ve yeniliklere hazırlanmamız gerektiğini söylüyor.

Ama değişimin başlaması hiçbirimiz için öyle kolay değil. Hepimiz erkenden yollara dökülüp işimize gitmek, bu zor günlerde işimizde kendimizi göstermek için daha akılcı çalışmak, evi kışa hazırlamak, etrafımıza ilgi göstermek zorundayız. Oysa ki mevsim ya da Kapha bize yavaşlamamız, sakinleşmemiz, köklenmemiz gerektiğini söylüyor.

Zor olan kısım da burada başlıyor. Ben sabah karanlıkta uyanmak istemiyorum! Tamam o zaman, yatağına teslim ol ve uyu! Ama beğendiğim ayakkabıyı almak ya da yoga derslerine devam etmek için çalışmaya da ihtiyacım var. (Ödemem gereken zorunlu faturalardan bahsetmiyorum bile.) Hafta sonu harika bir Yedigöller turu var, mis gibi temiz hava, yürüyüş, ateş başında ısınma, düşüncesi bile endorfin ve oksitosin salgılamama neden oldu. Ama salondaki koltuk da çok cazip, sıcak çay, çorba, belki biraz atıştırmalık, güzel bir film ya da dizi, üstelik yatağımda uyumayı seviyorum ve bu ara ona da doyamadım. Tamam o zaman bu hafta sonunu evde geçirelim, temiz havayı balkondan da alırız. Tabii ki şanslıysanız ve evinizde Fransız olmayan bir balkon varsa.

Yani ben, eskilerin dediği gibi koltuğuma, evime, yatağıma çakılmak istiyorum. Oralarda köklenmek ve sıkı sıkıya bağlanmak istiyorum. Doğa bana bunu söylerken ben hayatta kalma zorunluluğu içinde kendime dönüyorum ve yola devam ediyorum. Ben Pitta olarak enerjik, mutlu, heyecanlı biri iken sıkıcı, mutsuz, enerjisi düşük insan oluyorum.

Ama bulunduğum coğrafya bu köklenmeye, sakinliğe alışkın değil. Değişken, dönüşken yapısı içinde bizi kendi bildiğine doğru sürüklüyor. Nelere, kimlere köklendiğinize, nasıl köklendiğinize ve köklerinizin sağlamlığına işte tam burada bakmanız gerekiyor.

Çünkü fazla köklenmek aynı zamanda Kapha dengesizliğini ve beraberinde depresyon etkisini getiriyor. Oysa ki bu, geçici bir dönem. Bunu kabul etmez ve sağlamlığınızı artırırsanız bedeniniz size sadece fiziksel değil, ruhsal ve spiritüel sağlığınız ile de sinyal verir. Bunun sonunda bütünsel sağlığınızı, dengenizi tümü ile kaybedersiniz.

Oysa ki hikayenin başında tüm bunları daha sağlıklı olmak için yapmıyor muyduk?

Her şeyin ölçüsü bedeniniz, ona kulak verin

Geçen yazımızda da anlattığımız gibi, ölçü sizsiniz. Doğanın ya da bedeninizin istediklerini verirken kendi bedeninizi dinlemek esas. Bu işlerde doğru, ölçü tamamen sizin bedeniniz.

Ne kadar kökleneceğinize siz karar verin. “Hafta içi hava aydınlanmadan yola düşebilirim ama hafta sonunda koltuğumu, yatağımı seviyorum. Arada bir saat yürüyüş yapmak bana iyi gelecek. Yağlı şeyleri, kırmızı eti seviyorum ama yanındaki yeşil salataya da ihtiyacım var. Balık mevsiminden kızartmalar, hem de memleketim olan Karadeniz’in balıklarının yağdaki cızırtısı kulağıma da iyi geliyor, ama yanında biraz taze yeşillik de sağlık demek.”

Günlük rutinleriniz içindeki köklenmeleri kendi içinde yönetebilirsiniz. Bunlar kolay da, duygusal köklenmeleriniz için Ayurveda’nın da bir formülü yok. Ben çok aradım, bulamadım. Masum Dünyalı 5.000 yıl önce Vedaları yazarken bizimle aynı duyguları yaşamıyor muydu merak ediyorum doğrusu.

Ben buradaki formülü kendimi dinlemeye bıraktım. Kalbim ile aklım aynı şeyi söylüyorsa sorun yok. Farklı şeyler söylüyorsa yine sorun yok: Çünkü ben çözümü kalbimi dinleyerek buldum. Aklımı ikna etmek daha kolay çünkü. Biraz açık hava, biraz nefes egzersizi, biraz sakinlik, bir tutam durgunluk derken, zaten hormonlarım her yeri ele geçiriyor.

Köklendiğiniz kişileri tartın

Konu kalpten açılmışken değinmeden edemeyeceğim, kalbini dinleyen bir kadının daha gördüğü şiddete hep birlikte şahit olduk. Güçlü duruşu ile hepimize örnek olduğunu düşünüyorum. Herkesin gözü önünde çıkıp bunları anlatmak yürekten çok, akıl ve güç ister. Zira ben kendi küçük dünyama rağmen yapamamıştım.

Çünkü konu gördüğünüz fiziksel şiddetten çok, duygusal şiddet. Kendinizi iyileştirmeye çalışırken, başka insanların sizi ve ruhsal sağlığınızı sorgulaması, bunu da yasal çerçeve altında yapması kolay değil. Üstelikte kendinizi, gördüğünüz şiddetle bu kadar güçsüz hissederken.

Köklendiğiniz kişilere, eşyalara lütfen bir bakın. Kendi içindeki dengesini, duygularınızı gözeterek tartın. Yani “Sezar’ın hakkını sezara verin.” Sonra kalbinizi, iç sesinizi dinleyin. Ben bu konudaki dersimi böyle aldım.

Bir sonraki yazıda, Renklerin Ayurvedik dilinde buluşuncaya kadar Dengede ve Mutlu Kalın.

#sılayalnızdeğildir #şiddetgörenhiçbirkadınyalnızdeğildir

Müge Murat: Tüm hikâye her beyaz yakalı gibi “İstanbul’dan gitmek istiyorum” ile başladı. Nereye giderimden önce “gitsem ne yaparım?” endişesi ile etrafı dinlemeye ve araştırmaya başladım. Ayurveda ile bu süreçte bir tanıştım. Hindistan’da bir bilim olması ve beden terapiyi derinleştirmesi nedeni ile dikkatimi çekti. 10 yıldır reiki yapıyorum, 2 yıldır ise yoga. Yoga ile tanıştıktan sonra enerjimin yükselmesinden güç alarak beden terapi üzerine uzmanlaşmaya karar verdim. Maya Akademi’de Türkiye Beden Terapi Derneği başkanı Ayla Örsan’dan anatomi, fizyoloji ve uygulama içeren dersleri aldım ve mezun oldum. Uluslararası 608 sertifikasına sahibim. Üç senedir temmuz ve ağustos aylarında Ayurveda öğrenmek için Hindistan'a gidiyorum. Kuzey ve güneyi olmak üzere 17 farklı şehirde Ayurveda’yı deneyimledim. Puşkar bölgesinde özel bir terapi merkezinde “Beden Terapi”, Kochi’de yağların ısıtılması ve dinlendirilmesi eğitimi ve sertifikası aldım. Kerala bölgesinde özel bir doktor ile beden tipi testleri ve hesaplamalarını çalışarak Ayurveda eğitimimi tamamladım. Geçen sene Bangalore’da özel bir Ayurvedik merkezde pançakarma (detox) programını deneyimledim. Hindistan’dan getirdiğim kitaplar ve yayınlardan Ayurveda bilgimi derinleştirmeye devam ediyorum. Tüm bunların yeterli gelmeyeceğini düşünerek anatomi ve fizyoloji bilgimi derinleştirmek için 2. üniversite olarak Tıbbi Dokümantasyon Yönetimini bitirdim. Ayurveda’nın bir alanı olan beden terapiyi Türkiye’de konumlandırmak ile ilgili sporcular ve beyaz yakalılar ile çalışmalar yapıyordum. Şu anda pandemi nedeni ile odağımı biraz daha okumaya ve araştırmaya ayırdım. Bu dönemde Kemal Hamamcıoğlu ve Özen Yula’da yazarlık ve hikâye yazarlığı eğitimleri aldım. Hem Ayurveda’yı hem de yazmayı seviyorum, bu nedenle de Ayurveda deneyimlerimi ve bana kattıklarınızı sizlerle paylaşıyorum. Bunların dışında bir de profesyonel iş hayatım var. Halen DRD Filo Kiralama şirketinde Kurumsal İletişim Yöneticisi olarak çalışıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale