X

Siz hayatı yaşadıkça hayat size uyum sağlayacak!

Bugüne kadar hep yaptığım spor, yarışlarım veya antrenmanlarım ile ilgili yazdım. Pazar günü 17 km koşum sırasında çok düşündüm. Hayatımda meditasyon yapmak konusunda pek başarılı sayılmam. Yani kötü hissettiğim zamanlarda; gözlerimi kapayıp, kendime ve problemlerime odaklanmak benim için kolay değil. Fakat ne zaman antrenmanıma başlasam zihnim ve bedenim meditasyona fazlasıyla hazır hale geliyor.

Havalar yeni yeni ısınıyor. Geçtiğimiz haftalarda neredeyse her gün yağmur yağdı ve hava çok soğuktu. Hepimiz güneşi ve sıcağı özledik. Güzel havaları, güzel haberleri ve belki de güzel cevapları ve sonuçları bekliyoruz. Benim içinse beklemek hiçbir zaman kolay olmadı. Belki de o yüzden geç kalmaya eğilimliyim, beklemek sanki zaman kaybı gibi.

Belki de çoğunuz bu konuda bana katılıyor olabilirsiniz. Günümüzde internet sayesinde her şeye saniyeler içinde ulaşabilme imkanına sahibiz. Dolayısıyla beklemenin nasıl bir şey olduğunu, bir şeyleri beklemenin verdiği tatlı heyecanı unuttuk. En önemlisi de sabrın değerini unuttuk. Umutla beklediğimiz ve gerçekleşmesini istediğimiz şeyler gerçekleştiğinde, onların bizde karşılık bulacağı değerin büyüklüğünü ve o sabırla elde ettiğimiz şeyleri nasıl daha fazla sevebileceğimizi unuttuk.

Kendimizi hayatın akışına bıraktığımızda çok şey değişecek

Sabah koşularımdan birinde bir gün yağmura yakalandım. O an içimi pek de tarif edemeyeceğim garip hisler kapladı, sanki doğa bizim için ağlıyordu ve bize bir şeyler söylemeye çalışıyordu adeta. Koşmaya devam ettim, kilometreler akıp giderken epey düşünmeye vaktim oldu ve fark ettim ki her birimiz sürekli daha heyecanlı daha iyi bir gelecek hayal ederek yaşıyoruz. Kendimizi ve fikirlerimizi sadece geleceğe odaklıyoruz.

Bu sorun olduğunu düşündüğüm gerçeğe, benim kendimce bir çözüm önerim var; stres yapmadan ve acele etmeden yaşamak! Akış ile yaşamak, hayata güvenmek ve içindeki sesi dinlemek hepimizin gerçekleştirmek istediği şeyler olsa gerek. Ben de bunlar için çabalıyorum. Konuştuğum çoğu kişi enerjiden, kısmetten, olumlu düşüncelerden bahsediyor. Fakat belki de tüm bunları bu kadar düşünürken her zamankinden daha da stratejik davranıyor ve düşüncelerimize karşı geliyoruz. Yaptığımız gelecek planlarını ve stratejileri bir kenara bırakmanın ve hayatın akışına kendimizi bırakmanın hepimize çok iyi geleceğine eminim.

Peki bizleri tüm bu stratejileri uygulamaya, kelimelerin ve davranışların hesabını tutmaya ne itiyor? Gelin gerçeklere bakalım biraz. Neden günümüzde duygularımızı dile getirmek, kalbimizden geçenleri kelimelere dökmek bu kadar zor bir hal aldı? Örneğin çoğumuz ikili duygusal ilişkilerimizde; ‘evet ben kısmete inanıyorum, ve kendimi hayatın akışın bırakıyorum ama ona hayatta ilk mesajı ben atmam, neden o atmıyor?’ tutumunu sergiliyoruz. Kurallar koyuyoruz ve oyunlar oynuyoruz.

Biliyorum yüzünüzde bir gülümseme oluşmaya başladı. Ama emin olun bunları suçlamak ya da eleştirmek için söylemiyorum. Benim tek derdim herkesin gerçekten biraz da olsa bu konuda belli bir farkındalığa ulaşması. Kendi ilişkilerinizde ve hayatlarınızda oyunlar oynamayın, onlara ve oluş şekillerine saygı duyun. Hayatta her zaman en çok hatırladığınız zamanlar gerçekten anı yaşadığınız zamanlar, bunu unutmayın. Bazen sizi mutlu edecek şeyler risk almanızı gerektirir, risk alın! Bu yazıyı okuduktan sonra gözlerinizi kapatın, derin bir nefes alın, tüm stratejileri ve kuralları bir kenara bırakıp sadece içinizdeki sesi dinleyin ve yaşamaya başlayın.

İlgili yazı: Hayatın akışına ayak uydurduğunuzu gösteren 7 olumlu belirti

Coraline Chapatte: İsviçreliyim ama neredeyse 10 senedir Türkiye'de oturup çalışıyorum. Neuchatel'de 4 sene ekonomi okudum. İsviçre'de doğan her çocuk bütün sporları küçük yaşta öğrenir. Bu yüzden spor hayatım çok yönlüydü ve çok erken yaşta sporcu beslenmesi, dinlemesi ve yaşam felsefesi gibi konular, her çocuk gibi bana da öğretildi. Mezun olduktan sonra dalmaya başladım ve çok hoşuma gitti. İsviçre'de üst düzey bir yöneticiyken her şeyi bırakıp dalmaya gittiğim Kaş'tan çok etkilenip Kaş'a yerleştim ve deniz rehberliği ve sualtı fotoğrafçılığı yaptım. 2011'de İstanbul'a taşındım. 2013 ve 2015 arasında birçok uzun mesafe (50 km ve 80 km) koşu yarışlarına katıldım. Her koşudan yeni şeyler öğrendim. Uzun koşularda kaçış noktası ve erteleme şansı yoktur. Başlarsınız ve bitirirsiniz. Bu, benim için yaşam felsefesi oldu. Ekim 2015 de “Likya Yolu Ultra Maratonu”na katılıp 6 günde 250 km koştum. Bu yolda tek başınadır herkes. Bu yolculuk sadece fiziksel değildir. Vücut ile başlar ama zihinle biter. Mayıs 2016 ilk triatlon yarışına katıldım ve 3. oldum. Dört ay sonra Eylül ayında Kuşadaşı'nda Türkiye Triatlon Şampiyonası'nda 30+ yaş kategorisinde üçüncülüğü kazandım ve Ekim ayında Antalya'da Gloria Ironman 70.3 yarışında 5. oldum. O kadar kısa bir sürede böyle sonuçlara ulaşmak disiplin, azim, sağlıklı ve dengeli bir beslenme ve iyi bir planlama ister. O dönemde istediğim sağlıklı tatlıyı bulamadığım için kendi keklerimi yaratmaya ve pişirmeye başladım; glütensiz ve rafine şekersiz "Cora'nın Kekleri” macerası bu şekilde başladı. Beş dil (Fransızca, Türkçe, İngilizce, Almanca, İtalyanca) konuşuyorum. Çeşitli konularda motivasyon seminerleri veriyor, şirketler için ve bireysel spor koçluğu yapıyor, koscora.com blogunda (Avrupa'nın en iyi 3 koşu blogu arasına seçildi) ve Türkiye'de ve İsviçre'de spor ve sağlıklı yaşam konularında yazılar yazıyor, sosyal medya danışmanlığı yapıyor ve ayrıca çeşitli dillerde tercümanlık yapıyorum. Eylül 2016'den itibaren Marmara Üniversitesi'nde Spor Psikolojisi ve Spor Yöneticiliği yüksek lisans yapıyorum.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale