X

Sevsek mi sevmesek mi? 90’ların anahtar parçalarının geri dönüşü

Eğer modanın sıkı bir takipçisiyseniz, onun sizi yalancı çıkarmasına alışmanız gerekir. O size “Asla giymem!” dediğiniz parçaları giydirir; demode bulduğunuz modelleri zamanla çok “cool” görmenize sebep olabilir. Peki, önceden “Bunları nasıl giymişler?” dediğimiz parçaları neden şimdi beğeniyoruz?

Moda, dünya ticaretine yön veren bir endüstri. Dönemin şartlarından, siyasi konjonktürden ve ekonomik gelişmelerden etkileniyor. Son asır içindeki her on yılda, moda bu faktörler doğrultusunda kendi dönemlerini yarattı. Ancak; her yıl 2 ila 6 farklı koleksiyon yaratmak durumunda olan tasarımcılar, aradıkları ilhamı geçmişte bulunca, moda dönemleri belirli aralıklarla yeniden trend olmaya başladı. 2010’lu yıllara geldiğimizde ise; moda ikonlarının bırakın henüz satışa çıkmayı, defilede bile henüz sergilenmemiş parçalarla fotoğraflanması, doymak bilmeyen tüketim çılgınlığına yetmiyordu. Tasarımcılar çareyi, unutulan, artık kimsenin giymediği parçaları geri döndürmekte buldu. Stilistlerse bu fikre bayılmışlardı.

Gerek İlkbahar-Yaz 2018 sezonu defilelerinde, gerekse sokak modasına yön veren “it-girl”lerin üzerinde gördüğümüz bazı parçalar, estetik açıdan oldukça tartışılıyor. 90’lardan yadigar bu kıyafet ve aksesuarların kullanımı, alt kültürlerin modaya olan etkisiyle daha da arttı. Yeraltı kültürünün giyim tarzına ait parçaları global birer arzu nesnesine dönüştürmeyi başaran Vetements’ı düşünün. DHL’le iş birliği yaparak büyük ses getirdiler ve an itibariyle bir DHL tişörtünü 540 Euro’ya satıyorlar. Aynı markanın Reebok’la iş birliğinden doğan “çirkin” spor ayakkabılar, birçok markaya örnek teşkil etti. Talebin yoğunluğu, spor giyim markalarının 90’larda ürettikleri modellerin yeniden raflarda yer almasına; Balenciaga, Louis Vuitton, Chanel, Stella McCartney gibi markaların, daha ön satışta çıkmadan tükenen çirkin ayakkabı modelleri üretmesine; Off-White’ın Nike’la, Louis Vuitton’un Supreme’le, Raf Simons’un ise adidas’la iş birliği yaparak bu işi bir adım daha öteye taşımalarına sebep oldu.

Spor ayakkabıların çirkinlik oranı, çoğu zaman rahatlıkla doğru orantılı. Hızlı yaşantımıza onları dahil etmemiz hiç de zor olmayabilir. Peki ya simit tokalar? Balenciaga’nın 2018 Resort koleksiyonuyla kesin dönüşünü duyurduğu bu parça konusunda, Berger’la tartışmalarında Carrie’ye hak verenlerin sayısı hiç de az değildi. Bugünse Hailey Baldwin’in, Jimmy Fallon’ın televizyon programına çıkarken Prada kombiniyle simit toka takmasını, Bella Hadid’in spora giderken saçında bu tokalarla fotoğraflanması kadar normal karşılıyoruz.

Aynı Bella Hadid, bisikletçi taytlarını ise spora giderken giymiyor. Cannes Film Festivali sırasında Kendall Jenner’la birlikte katıldıkları bir partiye; bisikletçi taytı, sırt çantası ve mücevherleriyle 90’ların sonundan genç stil esintileri getiriyor. Yeezy’nin gayri resmi modeli ve tam zamanlı tanıtım yüzü Kim Kardashian gibi, o da düz renklerdeki spor görünümleri lüksle buluşturuyor.

Sezonun en trend aksesuarı mikro güneş gözlükleri ise, yalnızca Hadid’lerin, Jenner’ları değil; stil ikonu olarak görülen herkesin gözdesi. XXS olduklarına bakmayın; etkileri büyük. Duruşları öyle güçlü ki; bohem, retro ya da fütüristik olsun, kıyafetleri istediğiniz tavırla tamamlıyorlar. Bu gözlüklere karşı öyle bir aşinalık oluştu ki, 2018 yazı için başka bir güneş gözlüğü modeli seçmek zorlaşabiliyor.

Bel çantaları da benzer bir tanıtım sürecinden geçen parçalardan. Onların modelleri gibi, taşıma stilleri de önemli bir değişime uğradı. Bel çantalarını çapraz olarak takabildiğimizi, sırt çantası ya da kemer gibi kullanabildiğimizi fark etmemiz; belki de bu modellerle barışmamızı sağladı. Artık onları takanlar yalnızca Uzakdoğulu turistler değil. Bize de hiç komik gelmiyorlar.

Logomanya, kısa çorapla birlikte giyilen topuklu ayakkabılar, plastiğin ana materyal olduğu parçalar derken; 90’ların “low key” görünümleri, sokakları ele geçirmiş durumda. Çünkü, zamanında toplumdaki konumları, ekran ya da sahnedeki görünüşleriyle modaya yön veren kadınlar; yerlerini Instagram fenomenlerine bıraktı. Fenomenlerin gerçekten birer moda emekçisi olması, dünyanın en iyi stilistleriyle çalışan top modeller olması ya da sadece güzel yerlerde iyi para harcayan kişiler olması fark etmiyor. Onların farklı olmak adına giydikleri kıyafetlerin, taktıkları aksesuarların devasa bir takipçi kitlesinde yaygınlaşması ise; bu kişilerin, estetik açıdan tartışılan parçalarla verdiği birkaç iyi fotoğrafa bağlı. Çünkü “Giyimin kendisi, onu satmak için kullanılan fotoğraf karelerinden daha az önemlidir; ki bu çerçeveler sonrasında lisanslı ürünleri satmak için kullanılır” der Diana Crane.

Moda şimdiki zamanın yansımasıdır. Retro parçaları kullanırken demode gözükmemenin yolu da, işte bu yüzden onları günümüz modasından referanslarla güncellemekten geçer.

 

İlginizi çekebilir: Kusursuz modernist tasarımların en şık hali: Céline Pre-Fall 2018

Kaynaklar:
Elle Türkiye
Moda-loji
Pinterest

Peri Kıbrıslıoğlu: 1990 yılında Denizli'de doğdum. Galatasaray Üniversitesi'nde Sosyoloji üzerine lisans; İletişim Stratejileri ve Halkla İlişkiler üzerine ise yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Esquire'da staj yaptıktan sonra moda basını alanında çalışmak istediğimden emindim. Bu doğrultuda, İstanbul Moda Akademisi'nde Moda Editörlüğü eğitimi aldım. 2 yıl boyunca ELLE Dergisi'nde moda ekibi asistanlığı yaptım. Hem prodüksiyon, hem de yazı tarafında çalışmalarda bulundum. Çeşitli markalar için katalog ve kampanya çekimleri, ünlü styling'i çalışmaları, editoryal ve reklam filmi çekimlerinde yer aldım. Moda sektöründe yazılı içerik üretimi üzerine çalışmaya devam ediyorum.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.

Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları

Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!



İlgili Makale