X

Sevmek, her şeyden önce kendini sevmekle başlar

“Seviyorum” dediğimizde herkese anlamlı gelen o söz, anlamı üzerinde konuşmaya başlayınca dağınık bir kavram salatasına, hiç kimseninkinin diğerininkine benzemediği apayrı resimlere dönüşüyor. Diyelim ki her birimizin elinde benzer malzemeler var: Bir tuval, bir şövale, kalemler, fırçalar, boyalar… O malzemelerle bir eser yaratmaya başladığımızda ismi “sevgi” olan ama birbirine hiç benzemeyen tablolar çıkıyor ortaya. Ancak ortak unsurlar da var elbette. Birincisi hepimiz onu istiyoruz, ikincisi hepimiz ondan hoşnut oluyoruz, üçüncüsü hemen her şeyin merkezine onu koyuyoruz. Nasıl tanımladığımızın bir önemi yok, “İyi bir şey bu” diyerek sımsıkı tutmak istiyoruz, “Olmazsa olmaz” diyoruz. Hakkında çok şey söylenmiş, büyük sanat eserlerine konu olmuş, böylesine yüceltilmiş ve değerli sayılmış olması boşuna değil.

O bir duygu. İçimizi sımsıcak kaplayan güzellik. “İnsan başka ne ister ki?” dedirtecek kadar yüreğimizi harekete geçiren, kendimizi kocaman, evren kadar büyük ve güçlü hissettiğimiz, şaşırtıcı ölçüde ayaklarımızı yerden kesen bir şey… O bir kaçış. Sürekli sillesini yediğimiz, yemesek de öyle sandığımız bu “acımasız” dünyada tebessüm ettiren, özel ve önemli hissettiren, kendimizi dokunulmaz kıldığımız bir vaha… O bir doyum.

Annemizin memesine yapıştığımız o ilk andan itibaren, açlığımız, korunma ve kollanma ihtiyacımız, güven ve huzur arayışımızın, yani ihtiyaçlarımızın karşılandığı anlarda doğan hayata dair güçlü bir bağlantı, bütün olma hali… O bir tutamaç. Anlamını bir türlü çözemediğimiz bu karmakarışık hayatta anlam bulma telaşımızdan nefes nefese kaldığımızda tutunacak bir şey. Eric Fromm’un dediği gibi, “İnsanın varoluş problemine aklı başında ve tatmin edici tek yanıt.” Neden mi? Soru sormamıza gerek bırakmayacak kadar kuşkusuz olduğundan…

O bir teselli. Kaçınılmaz yalnızlığımızdan ürküp, kendimizin ve hayatın sıkıcılığından kurtulmaya çalıştığımızda “Olsun, o var!” demenin vazgeçilmez konfor alanı… O bir yakıt. Tüm yapıp etmelerimiz bu yakıtın enerjisiyle gerçekleştiğinde en sıradan şeyin bile özel hale gelişi, ondan yoksun olduğumuzda çabalarımızın sonuç verse dahi tat vermeyişi…

Peki ya kendini sevmek?

Sevgi bir başkasına, bir başka şeye, bir oluş haline, bir eyleme, bir fikre yöneltilen bir şeyse neden illa kendini sevmek gereksin ki? Öz sevgi olmadan da sevme kapasitesi taşımaz mı insan? Öz şefkat olmadan şefkat duygusu olmaz mı, olamaz mı? Hatta kendinden vazgeçip bir başkasına verdiğinde daha sevecen olmaz mı? Ne yazık ki hayır.

Sevgi ve şefkat yüreğimizin topraklarımızda yetişen bitkilerdir ve o toprak değersizlik, kendine sevgisizlik, kendinden nefret ile gübreleniyorsa bu, er ya da geç ve kaçınılmaz olarak yetişen bitkileri de saracaktır. Sevgiyle, nefret arasında ince bir çizgi bulunması bu yüzden olsa gerek. Çünkü farkında olmadan da olsa kendi değersizlik duygumuzu bir başkasının kapatmasını bekliyorsak ve bu beklenti istediğimiz ölçüde gerçekleşmiyorsa, onu olduğu haliyle sevmekten, ondan nefret etme haline hızlıca geçiş yapabiliriz. Kendimizi değersizlikle beslediğimiz bir evde yaşıyorsak, kurduğumuz sofrada bir başkasına ikram ettiğimiz her yemeğin içinde bundan da bir miktar olacaktır.

Eğer değersiz biri olduğumuza yeterince ikna olmuşsak, sevdiğimiz (ve bizi seven) kişinin de aynı değersizlikten payını alması kaçınılmazdır. İçimizdeki ses bize şunları fısıldar, “Eğer değerli olsaydı seni seçer miydi?” ya da “Beni seviyor olamaz, bu işte bir sahtekarlık var!” Sevilebilirliğimizden şüphe duyuyorsak sevgi almak, hiç hak etmediğimizi düşündüğümüz bir başarı için ödül almaya benzer. Böyle bir ödül alsak, bırakın onu baş köşeye koymayı, onu görmek bile rahatsız edici olur. İçimizde kızgınlıklar, kaygılar, hayal kırıklıkları ve düşmanca duygular büyür, ki böyle duygular da er ya da geç ifşa olurlar.

Kulağa bir çelişki gibi gelse de, alışageldiğimiz “fedakarlığın yüceltilmesi” anlayışını yerle bir etse de, bencilce görünse de “kendimizi sevmenin sevdiğimiz kişi için yapabileceğimiz en iyi şey olduğunu” düşünmeye ne dersiniz? Öz sevgi, öz şefkat ile kuracağınız her sofra hem sizin hem de sevdikleriniz için bir şölene dönüşecektir. O sofrada yer almayı kim istemez ki!

İlginizi çekebilir: İlişki koçluğu nedir, ilişkilerinize nasıl fayda sağlar?

Ela Uysal: Hacettepe Üniversitesi, Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra global firmalarda çeşitli görevler aldı. Kurumsal kariyerine devam ederken bir yandan kişisel gelişimle ilgili çalışmalara başladı. 2000’li yılların başında, Türkiye’de eğitimler veren İngiliz Psikolog Stephen Bray’in eğitim tercümanlığını ve 2005 yılında Amerikan The Coaching Institute’un Türkiye’deki eğitimlerinin çevirilerini yaparken ilişkilerin insan mutluluğundaki temel fonksiyonunu derinden sorgulamaya başladı. 2007 yılında bilişsel-davranışçı ekol ve felsefi danışmanlık gibi etkili sonuçlarını gördüğü metotlarla tanıştı. Felsefenin Pratiği, Davranış ve Duygu Değiştirme Teknikleri, Alışkanlık Değiştirme, Davranış Teorileri, 16 PF Kişilik Envanteri, Stresle Başa Çıkma, Aşılama Teknikleri, İlişkilerde Davranışçılık gibi teorik ve uygulamalı dersler aldı. Bireysel terapi seanslarına co-terapist olarak katıldı. Stonebridge College – Advanced Life Skills Coaching / İleri Yaşam Becerileri Koçluğu ve Psikoterapi diplomalarını aldı, Princeton University "Modern Psikoloji ve Budizm" ve "Uygulamalı Etik" (online) sertifikasyonlarını tamamladı. Gelişim ve bilgelik yolunda çok değerli bulduğu nefes ve mindfulness öğretilerini derinleştirmek için Türkiye'de ve dünyadaki ünlü nefes okullarından (Buteyko, Breatheology, Nefes Okulu) nefes eğitimleri aldı, Mindfulness Academy uluslararası akredite mindfulness eğitmeni oldu. Eğitim, seminer ve atölyelerlerle pek çok kurumsal ve bireysel ortamda ilişkiler, mindfulness, duygu ve davranış değişimi hakkında bilgi ve deneyimini aktardı. 2016 yılında "Mutluluk Atlası" 2020'de "Bulut Olmak" kitapları ile okurlarıyla buluşturdu. Kurucusu olduğu Ela Uysal Pozitif İlişkiler Akademisi’nde (PİA) daha iyi ilişkiler için çalışıyor ve ilkeli, itibarlı ve yetkin ilişki koçlarını dünyaya kazandırmak için eğitim programlarını sürdürüyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale