X

Sevgili Sokrates söyle bana: Nasıl güçlü durulur bu hayatta?

Hikayesi bugüne kadar tarihe geçmiş herkesten farklıdır, çünkü o ne karşısına çıkan ölüme direnmiştir ne de hayatı boyunca doğru bildiklerinden herhangi bir tehlikeye düşme durumu yüzünden bir an bile şüphe etmiştir. Onun öğretileri, hayatı ve kaleme alınan eserleri, belki dersleri ve sözleri hala bugün bizleri oldukça yakından ilgilendirmekte ve hayat yolumuzda, arayışlarımızda en önemlisi de ‘bu hayatta nasıl güçlü durulur’ sorularımıza muhteşem cevaplar verebilmektedir aslında.

Bu hafta başında bundan yıllar önce okuduğum, çok etkilendiğim tamamıyla tesadüf eseri bana gelmiş olan bir kitap ile yeniden karşılaştım, bu kitap sevgili Sokrates’in yöntemi olarak geçiyor, yazar Sokrates’in yaptıklarını anlatarak hayatından örnekler veriyor ve buradan bazı çıkarımlarda bulunuyor.

İçeriği çoktan unutmuşken, bu kitap ile bir şekilde yeniden yollarımın kesişmiş olması bence muhteşem bir tesadüftü. Bu hafta o yüzden sizlerle birlikte genellikle durup durup kendimize sorduğumuz yeniden keşfetmeye çalıştığımız “peki ya ben nasıl daha güçlü olacağım” sorusuna gelin, sevgili Sokrates’in liderliğinde cevap bulmaya çalışalım ve yedi güzel basamakta sevgili Ronald Gross’un değerli eseri Sokrates Yöntemi rehberliği ile bu yolu hep birlikte çıkalım: 

Kendinizi tanıyın: “Sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez”
“Benim gerçeğe giden yolum, doğru soruları sormaktır”

Hayattaki en önemli önceliklerimizden bir tanesi kendimizi inceleyebilme sanatıdır. Bu sanat öyle ince detaylara dayanır ki soracağımız sorulardan bulunacağımız farkındalık seviyesine kadar oldukça elzem sonuçlar doğurabilir. Peki kendimizi nasıl sorgulayabiliriz, bunu Sokrates kendi ile diyaloglar geliştirerek gerçekleştirmiştir. Örneğin; bugüne kadar kendi düşünce biçiminizi incelediniz mi, erken yaşta öğrendikleriniz veya bugüne kadar edinmiş olduğunuz tecrübeleriniz bu açıdan kararlarınızda nasıl bir rol oynuyor, mantıksal veya duygusal anlamda karar verirken farklı şekilde mi davranmaktasınız?

Diğer önemli bir sorgulama ise hayattaki çekirdek değerlerimizdir. Örneğin; sizin bugün hayatta vazgeçemem diyeceğiniz üç çekirdek değeriniz nedir, dürüstlük, sevgi, saygı ya da başarı, gelişim ya da yardım severlik? Sorgulama işte böyle devam eder sizce bu çekirdek değerler hayatınızda neden önemlidir, yani sizi hangi açıdan ifade etmektedirler?

Büyük sorular sorun: “Benim gerçeğe giden yolum doğru soruları sormaktır”

Yaygın şekilde kabul edilmiş gerçekleri hayatımızda genel olarak doğrudan “kabul ederiz”. Peki bu ne kadar doğru bir yaklaşımdır, genelin kabul ettiği gerçekleri sorgulamadan gerçekten önceliklerimize, hayat amacımıza veya kişiliğimize gerçekten uygun olup olmadığını tam olarak bilmeden bunları nasıl hayatımızın bir parçası yapabiliriz?

İşte büyük sorular aslında kendimize ve genele karşı “meydan okumak” ve belki de çoğumuzun sesli olarak dile getirmediğimiz veya getiremediğimiz durumları da sorgulamaktan geçer. Örneğin; evliliğimizde veya ilişkimizde “gerçekten” mutlu muyuz, ilişkimiz monoton mu oldu, istediğimiz gelişimi alabiliyor muyuz, dünyaya bugün çalışmakta olduğumuz işimizi yapmak üzere mi geldik?

İşte “kendi büyük sorular listemiz” bu yüzden çok kıymetlidir. Bizler “sormaya cesaret edebilenler” olduğumuzda aslında hayatta çoğumuzun kaçındığı belki irdelemeyi bile göze alamadığı fakat kararlarımızdan hayat ile uyumumuza kadar çok önemli sonuçlar doğuran bu soruların cevaplarını aramak cesaretini gösterdiğimizde hayatımız da farklılaşacaktır.

Kendiniz hakkında düşünün: “Benim söylediklerimle ikna olmayın. Doğrular ile ikna olun.”

Kendimizi yargılayabilmek bir diğer sanattır. Bize iletilmiş olan herhangi bir şeyi onaylamadan önce kendi düşünce süzgecimizden geçirebilmeliyiz. Bizler birer düşünür olsak kendimiz hakkında gerçekten ne düşünüyoruzdur, zihnimizde düşüncelerimizi nasıl şekillendirmekteyiz, pozitifi yaratmak üzere kendimizi kontrol edebiliyor muyuz, bir düşünür olarak kendimize ne kadar güveniyoruz, kararlarımız nasıl yönlendiriyoruz?

Her gün kendimiz hakkında düşünmek üzere zaman ayırmamız gerekmektedir, bu zaman sürecinde gün boyunca yaptığımız tercihler, bunların sebepleri ve sonuçlarını sakince değerlendirmek kendimizi ve karar alma sürecimizi anlayabilmek açısından büyük önem taşımaktadır.

Bu kararlar açısından “kızgınlıkla” mı hareket ettik, pişmanlık mı duymaktayız, yanlış bir adım mı attık, stratejik bir akış sağlayabildik mi, sevdiğimiz için taviz mi verdik veya planladığımız bir hedefe bir adım daha mı yaklaştık gibi aslında çok basit sorularla kendimiz hakkında düşünmemiz bu noktadan sonra alacağımız kararlar açısından da bizlere yol gösterecektir.

Meydan okuma toplantısı yapın: “Biz yanılsamalar mağarasından kaçınmalıyız.”
“Doğruyu söylemek benim sabit ilkemdir.”

Meydan okumak kabul edilmiş “inançlara” karşı durabilmek sanatıdır. Evet, genel kuralları kabullenmek kötü bir şey değildir fakat bazen bunları kabullenmemiz gerekir ve aslında kendi bilincimiz kendi doğrularımız içimizden kabararak adeta “hayır” ben bunu kabul etmiyorum diye haykırır…

Gün içerisinde düşüncelerimizi ifade ederken kendimizi ne kadar özgür hissediyoruz, korkmadan, kalıplara sığma endişesi duymadan, karşımızdaki bunu tasdik eder mi, benim hakkımda ne düşünür sonra diye endişe etmeden kendimizi olduğumuz gibi açıklayabiliyor muyuz?

Dostlarla gelişin: “Bizi aydınlatan ve uyaran bir bilgelik alevi, hiçbirimiz tek başımıza yanmaktan kurtulamayız.”

“Bir grup arkadaş birlikte sohbet etmekten hoşlanıyorsa, bunda olağanüstü bir şeyin olduğunu bulacaksınız. Onlar konuşurken bir konuşmacıdan diğerine geçen bir şekilde bir kıvılcım yanmaktadır. Onlar yolculuk etmekte, güçleri biraraya toplamakta ve hiç kimsenin tek başına başaramayacağı karşılıklı anlayış alevini tutuşturmaktadır” -Sokrates, Platon’un “Critias” Diyolağu

Hepimiz Sokrates gibi hayatımızda dostlara ve yönlendiricilere gereksinim duyarız. Sokrates işte böyle yaşantısını pek çok anlamda dostları ve öğrencileri ile bir araya gelerek uzun diyaloglar kurarak ve konuları irdeleyerek zenginleştirmekteydi.

Aslında hayatımızın her anı, karşılaştığımız her insan bizim için bir öğrenme fırsatıdır. Bizler karşımıza çıkan planlı ve plansız tüm diyalog olasılıklarını bir fırsat olarak değerlendirdiğimizde hayatımızın her anı bir sınıfa bir öğrenme sanatına dönüşecektir. Her insan kendine has tecrübeleri ile belki çok ihtiyaç duyduğumuz bir konuda bize yol gösterebilecek, belki aradığımız bir cevabı bulmamıza yardımcı olacak veya daha önce aklımıza gelmeyen bir yolun önümüzde açılıvermesine aracı olabilecektir.

Doğruyu söyleyin: “Doğruyu söylemek benim sabit ilkemdir.”

Sokrates sabit ilkesinin doğruyu söylemek olduğunu ifade etmiştir. Kişisel olarak tüm işlerimizde, ilişkilerimizde ve anımızda doğruyu aramamız gerekir ve doğrunun yanında olmamız aslında uzun vadede güven açısından da büyük önem taşımaktadır.

Öncelikle hayatımızda kendi kendimize her an doğruyu söylemekle sorumluyuz ki bu anlayış ile diğerlerine de doğruyu ifade etmek başlıca görevimiz olur. Bizler kendimize yalan söylendiğini fark ettiğimizde nasıl hayal kırıklığına uğruyor, aldatılmış hissediyor ve bir kez daha o kişiye güven duyamıyorsak aynı şey bizim için doğruda kalma eylemimizde de geçerlidir.

Bu aslında hayatımız boyu radikal bir dürüstlük bilincini takip etmek ile mümkün olacaktır. Doğru ve dürüstlükten ayrılmadığınızda sonuçta karşınıza çıkan her eylem gerçeklerin sizinle olmasını sağlayacaktır.

Ruhunuzu güçlendirin: “Neden kendi ruhuna böyle az özen gösteriyorsun?”

“Daha fazla bilgi edinmek, daha fazla doğru bilgilere varmak ve daha fazla iyi karakter geliştirmek için uğraşmalıyız.” -Sokrates, Platon’un “Savunma”sından

İçimizde ilahi bir parça tüm hayatımız boyunca bize eşlik etmektedir. Bu dünyada bulunduğumuz her an aslında görülmez iplerle adeta birçok başka eylem, olay ve kişi ile bağlıdır. Bizler bu yüzden her anımızı bu muhteşemliğin ve aynı zamanda büyük sorumluluğun farkındalığı ile yaşamakla yükümlüyüz.

Daha fazla bilgi edinmek, daha fazla doğru bilgilere varmak ve daha fazla iyi karakter geliştirmek için uğraşmalıyız.

Bir diğer önemli farkındalık seviyesi ile yaşamdan zevk alabilmek sanatıdır. Hayatta bulunduğumuz her günümüz aslında ruhumuzla, bedenimizle, zihnimizle o anda olarak gerçekleştirmemiz gereken olağanüstü bir akıştır. Bu yüzden beden ve zihnimiz için zaman ayırdığımız kadar ruhumuzu da geliştirecek. Örneğin bir sanat ile uğraşmak, müzik dinlemek, kitap okumak veya seyahat etmek gibi kişiselliğimizi dönüştürecek aktivitelere de özenle zaman ayırmamız gerekmektedir.

Çünkü ruhunuz sizi yansıtır, iç güzellik dışarıda tezahür eder, ruhunuzu geliştirmek kendinizi yaşamınızı ve ilişkilerinizi de geliştirmek demektir.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale