X

Sevgili ailem; bana duygu koçluğu yapar mısınız?

Duygu koçluğu, ebeveynin çocuğuyla sıcak bir iletişimle, duygular, duyguların önemi ve gerekliliği üzerine konuşmasından ortaya çıkmış bir kavramdır.

Ebeveynler, duygu koçluğu yaparak çocuklarının duygularını uygun tarzda ifade etmesi ve düzenlemesine yardımcı olur. Çocuğun olumsuz duygularını tanıması, kabul etmesi, duygularını uygun bir dille ifade etmesi ve duygularıyla başa çıkabilmesi için ebeveynin yol göstermesi gereklidir.

Peki biz yetişkinler, geçmiş yaşantılarımızda duygularımızı ne kadar tanıdık, kabul ettik ve ifade ettik? Bu sorunun cevabı çocuğa davranışta çok önemli bir noktadır… Bunu bir düşünüp, gerekirse yardım alarak yola devam etmekte fayda vardır. Konunun bu kadar önemli olmasının sebebi ise şudur: Duygularını tanımadan yetişen bireyler, kendini ve diğerlerini kabul etmede, kendini ifade etmede, ilişkilerde duyguyu anlama ve buna göre davranmada problem yaşarlar ve psikolojik olarak sağlam birey olmaları da oldukça zordur. Yapılan araştırmalara göre duygular hakkında konuşulan çocuklar akranlarıyla daha çok empatik ilişki geliştirmektedir. Özellikle okul öncesi dönemdeki çocuklarla yapılan araştırmalar, duygu koçluğu sayesinde duygu düzenlemeyi öğrenen çocukların sonraki yıllarda tüm yaşam alanlarında daha başarılı ve mutlu bireyler olduklarını göstermiştir.

Bir ebeveyn olarak duygularınızı çok yoğun yaşıyorsanız ve duygularınız çok değişkense, koçluk yapmanız oldukça zordur.

Duygu düzenleme stratejilerini öğrenen bir çocuk, daha az içselleştirme yapmakta ve psikolojik/sosyal uyumu da daha yüksek olmaktadır. Yalnız şunu belirtmek gerekir ki; bir ebeveyn olarak duygularınızı çok yoğun yaşıyorsanız ve duygularınız çok değişkense, koçluk yapmanız oldukça zordur. Evet yine bir ebeveyn olarak önce kendimize bir dönüp bakmamız gerekiyor… Çocuklarla duygular hakkında konuşmak, çocukların başkalarının duygularını anlayabilme becerisini geliştirmekte ve sosyal becerilerine katkıda bulunmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus; ebeveynin yönlendirici bir dil kullanmaması gerektiğidir. Yönlendirici dil, çocukta düşük sosyal yeterliğe neden olmaktadır. Eğer kullandığınız dil yaş ve üslup açısından uygun bir dil ise, çocuğunuz hem kendi duygularını hem de diğerlerinin duygularını rahatlıkla anlayabilecek, duygularını düzenleyebilecek ve ilişkileri de buna göre çerçevelenecektir. Çocuğunuz bu yolla tepkilerini ortama uygun bir şekilde ifade etmesini öğrenecektir. Çocuğun bu becerileri okul öncesi dönemde hızla gelişmekte olan bilişsel ve sosyal yetenekleri ile ebeveynlerinin desteği sayesinde gelişir.

Çocuk duygularını düzenlemekte zorlanıyorsa ne yapmalı?

Duygu düzenlemede zorlanan çocuklar, çevreye uyum sağlamakta güçlük çekmekte ve diğerleriyle olan ilişkilerinde başarısız olmaktadır. Tabii bu süreç yetişkinlikte de devam etmektedir. Duygu düzenlemeye yönelik farkındalık, çocuklarda genel olarak 3-5 yaş aralığında oluşmakta olsa da zaman içerisinde yine de farkındalık geliştirilebilir. Çocuğun mutsuz olduğu durumlarda ebeveynin duygusal açıdan destekleyici olması ve duygularıyla başa çıkmasını öğretmesi çocuğun duygularının daha çok farkında olmasına ve duygu düzenlemesini gerçekleştirebilmesine olanak sağlamaktadır. Çocuk mevcut duruma göre duygusunu değiştirebilmeyi, doğru bir biçimde ifade edebilmeyi ancak böyle öğrenmektedir. Çocuğun bir oyunu başlatması, sürdürmesi, diğerleriyle uzlaşabilmesi ve onların kabulünü kazanabilmesi duygu farkındalığını ve bir denge halinde buna göre hareket edebilmesini gerektirmektedir. Sosyal yetkinliğe de ancak bu sayede ulaşılacaktır.

Duygularınızı anlamak, anlatmak ve çocuklarınızla konuşmaktan çekinmeyin.

Öte yandan duygu düzenlemesini yapamayan bir çocuk ya hırçınlık ve öfke halinde olacak, yani yaşadığı durumu dışsallaştıracaktır ya da üzüntü, kaygı, korku ve stres tepkileri olacak yani durumu içselleştirecektir. Bu durumu biraz detaylandıracak olursak; bir çocuğun içselleştirme sorunu davranışı var ise bu çocuk ebeveyni tarafından gereğinden fazla sınırlandırılmakta ya da kontrol edilmektedir. Dışsallaştırma sorunu davranışı olan çocuğun ise ise duygu düzenlemede yetersiz kaldığı, davranışlarını ketlemede (ketleme en çok kullanılan bilişsel işlevlerden birisi olup, ketleme sayesinde bir şey söylemek istediğimizde ve fakat bunu yapmamamız gerektiğini bildiğimizde sessiz kalabiliriz) dikkatini kontrol etmede ve bilişsel süreçlerde sorun yaşadığı yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur.

Duygularınızı anlamak, anlatmak ve çocuklarınızla konuşmaktan çekinmeyin. Hem kendinizi olumlayın hem de çocuğunuzun psikolojisinin sağlam olmasına faydalı olun… Duygu koçluğu bir ebeveyne çok yakışır!

İlginizi çekebilir: Birey olma yolunda: Çocuk gelişimi yaşam deneyimlerine bağlıdır

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

İdil Arasan Doğan: İstanbul doğumlu olan Öğr. Gör. İdil Arasan Doğan, Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Yüksek Lisans programı ile başladığı akademik yaşamını Psikoloji Doktora Programı ile sürdürmektedir. Yüksek Lisans Bitirme Tezini, Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ danışmanlığında "Alzheimer Hastaları Bakım Veren İyi Oluş Psikoeğitim Programının Bakım Verenlerin Tükenmişlik Sendromu Üzerine Etkisi" konusunda vermiştir. Üsküdar Üniversitesi Anne & Bebek Ruh Sağlığı Merkezi ve Türkiye Alzheimer Derneği’nde yönetim kurulu üyeliği bulunmaktadır. Akademik çalışmalarına; geriatri, anne & bebek ruh sağlığı, kişilerarası ilişkiler, pozitif psikoloji bağlamında devam etmekle birlikte özellikle yaşlanma, demans; Alzheimer, kişilerarası ilişkiler alanlarında yoğunlaşmıştır. Yapılandırmış olduğu "Hasta Yakınları İyi Oluş Programı"nı Kadıköy Alzheimer Merkezi’nde 3 yıl boyunca uygulamıştır ve halen aynı merkezde ayda 1 kez olmak üzere "Hasta Yakını Destek Programı"nı yürütmektedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale