X

“Şehirden kaçış”ta bu hafta: Tüm doğal güzelliğiyle Akçakoca

Bir süredir aklımda olan ve gitmek için fırsat kolladığım Akçakoca, deniz hasretimin tavan yaptığı bir anda hafta sonu planımıza girdi.

Turist olmanın bence hiç yeri ve zamanı yok. Mevsimi de.

Denize gitmek için havanın ısınmasını beklemek de yersiz bence. Zira, denizin yalnızca sıcak havalardaki bir yaz tatili etkinliği olduğunu düşünenler, kışın gökyüzüyle oluşturduğu renk ahengini ve havanın sertliğine kafa tutuşunun ihtişamını henüz görmemiş olmalılar.

“Ege insanı bünyem” kış bitmeden bu anı kaçırmaya dayanamazdı ve hava daha da ısınmadan bu görsel şölene nail olmam, havanın maksimize olmuş iyotlu oksijenini damarlarıma kadar çekmem gerekiyordu. Bu yüzden istikamet, Ankara için “Şehirden kaçış” adına en yakın destinasyon olan Karadeniz oldu. Otoyol üzerinden Bolu Tüneli’ni geçtikten birkaç km sonra beliren Akçakoca tabelalarını takip etmeniz yeterli. Ulaşımı rahat ve günübirlik bile gidilebilecek bir güzergah. 2 buçuk 3 saate gidilebilir normal hava şartlarında.

Akçakoca / Karadeniz

Karadeniz’e farklı açılarıyla Batum ve Varna’dan nail olmuştum daha önce, küçükken de Cebeci Plajı’ndan az çok anımsıyorum.

Yine de tüm Karadeniz’i ortalayan bir perspektiften izlememiş, uçsuz bucaksız görünen ufkun tadının uzun sahil şeridi boyunca çıkarıldığına tanık olmamıştım. Yani evet, Batum’da da, Varna’da da uzun plajlar, sahil şeritleri var. Ancak burası biraz Barselona’yı hatırlattı bana. Uzun sahil şeridi önce plaj, sonra da şehrin merkeziyle birlikte uzanıyor. Yani plaja inmek için şehirden kopmana ya da şehre inmek için denizden uzaklaşmana hiç gerek olmayan bir iç içe geçmişlik var, ki ben bunu insanoğluna bahşedilmiş bir lütuf olarak görecek bir mertebedeyim. O.O

Tabi insanoğluna bahşedilen coğrafi lütufla ülke kurtarılmıyor. Yönetimin bunun kıymetini bilmesi ve fırsatları değerlendirmesi gerekiyor. Misal, Akçakoca’nın en turistik olan yeri Ceneviz Kalesi, belediyesinin internet sitesinde de belirtildiği üzere 15.04.2013 tarihinde UNESCO Dünya Mirası Geçici listesine alınmış ve restorasyon çalışmalarına başlanmış. Evet bu çok güzel, ancak 2017 Şubat tarihinde hala burayı “bakımda” levhası ve kilidi ile bulmak oldukça üzücü. Üstelik çalışma yapıldığına dair hiçbir ize de rastlayamadım. (Umarım ben rastlayamamışımdır).

Diğer bir örnek, en meşhur belki de ikinci turistik yeri Fakıllı Mağarası için ulaşımın bu kadar berbat olduğunu hiç bilmiyordum. Belki topoğrafya buna elverişli değildir ya da doğal görüntüyü bozmak istememişlerdir (keşke bu yüzden olsa) ancak en azından mevcut yolun çukurlardan ve engebelerden arındırılabilmiş olmasını dilerdim. Zira, o büyük tur otobüslerinin nasıl ulaşabildiklerinin telaşı sardı o dar ve engebeli yollardan geçerken, biz binek araçla bile bu kadar zorluk çekmişken.

Neyse, bu serzenişli paragrafı bir “önsöz” olarak yazmak istedim turistik tanıtıma geçmeden önce. Belki sesimi duyan olur diye.

Şimdi kısa kısa gezi notlarına geçebilirim. Sanırım Akçakoca lezzetlerini ayrı bir post olarak hazırlayacağım ki onun keyfini ayrıca çıkarabilelim.

Nereleri gezmeli?

Ceneviz Kalesi’nin iç kısmına giremeseniz de çevresindeki manzarayı ve eteklerindeki meşhur plajları izleyebilirsiniz. Kale, ilçe merkezine 2 km mesafede. Yine biraz engebeli yollardan geçiyorsunuz ancak çevresinde uçurum olmadığı için Fakıllı yoluna nispeten gidilebilir bir yol. 1200’lü yıllarda Haçlı Seferleri sırasında Latin İmparatorluğu döneminde yapılmış, moloz taşlardan inşa edilmiş Ceneviz Kalesi.

Kalenin eteklerinde sağlı sollu iki koy bulunmakta. Akçakoca görsellerinde arattığınızda karşınıza çıkan manzaralar diye tahmin ediyorum. Birisi Kadınlar Plajı. Plajın ucundaki falezler de buranın turistik değerleri arasında.

Kadınlar Plajı / Akçakoca

Şehir merkezi itibarıyla boydan boya yürüyüş yapabilir, yol üzerinde bulunan sayısız kafelerde oturarak mola verebilirsiniz.

Limana geldiğinizde umarım karnınız açtır, zira bu konuyla ilgili bilgilendirmeyi yöresel tatlar bölümünde anlatacağım. Bu maddede önereceğim nokta, mutlaka dalga kıran bölümünün ucundaki deniz fenerine kadar yürümeniz ve Akçakoca’yı panoramik olarak seyretmeniz. Hele ki bizim gibi gün batımına denk gelmişseniz ekstra teşekkürlerinizi alırım. Bi’şi değil. 🙂

Sahil boyunca yürüyüş yolları bazen deniz seviyesinde, bazense yükselen rakımlı. Yine de merdivenlerle incecik kumu olan cezbedici plajlara inebiliyorsunuz dilediğiniz an. Ki bence asla üşenmeden inin ve Karadeniz’i bir de bu yakınlıktan koklayın.

Akçakoca / Karadeniz
Akçakoca / Karadeniz

Şehrin en sevdiğim kısmı bol bol rekreasyon alanlarının bırakılmış olması. Sahil yapı bloklarıyla boğulmamış, geniş ve uzun parklar ve yürüyüş alanları ile halka bırakılmış.

Akçakoca / Karadeniz

Sahil güzergahında ahşap cephe kaplamalı butik dükkanlar yapılmış. Sezon dolayısıyla çoğu kapalıydı ama yaz için hoş bir turistik alışveriş noktası olmuş.

Akçakoca / Karadeniz

Akçakoca merkezine yarımşar saatlik mesafelerde birçok kanyon vb. doğal alanlar bulunmaktaymış ancak sezon nedeniyle fazla insan bulunmamasından ve zeminin müsaitlik durumunu bilmediğimizden dolayı biz göremedik. Siz kalabalık gelmişseniz gidin zamanınız  da varsa.

Fakıllı Mağarası’na gitmeyi göze aldıysanız, güzergahı bir yandan da sevebilirsiniz aslında. Biz her şeye rağmen keyif almaya çalıştık örneğin. Zira yöresel kırsal dokuyu güzergah boyunca görebiliyorsunuz. Ahşap Akçakoca evlerini, Karadeniz yeşilini ve yeşilin arasından akan ve yer yer görünen akarsu manzarasını seyredebilirsiniz. Mağaranın içindeyse -girecek cesaretiniz  varsa- sarkıtları inceleyebilirsiniz. Ben ilk tünelden geçtikten sonra geri döndüm. Klostrofobisi olanlar için biraz sıkıntılı. Benim öyle bir fobim olmamasına rağmen fazla dayanamadım. Karar sizin…

Akçakoca’ya dair kısa notlar
Akçakoca / Karadeniz

Düzce Akçakoca, binlerce yıl önceki çağlarda parlayan kayaları ve kumu nedeniyle parlayan kent anlamına gelen Dia Polis ismini almış. Kentte bulunan Dia Polis Otel’in ismi ilginç gelmişti, demek ki adını buradan almış diye düşündüm.

Bunun gezimizle çok alakası yok ama buraya gelince geyik olarak başlayan ve akademik araştırmaya kadar giden bir soru olan “Karadeniz’e neden ‘kara’ demişler?” sorusu hastalığına yakalanırsanız siz de, biz araştırdık. Söylentiler şöyle:

  • Grekler de, KARADENİZ’e “dost olmayan” anlamında Pontos Aexeinos demişler, Aexeinos adının Persçe yani Farsça bir kelime olan “ahşaena”dan gelmekteymiş ve anlamı “karanlık, zalim, uğursuz” demekmiş.
  • Bazı kaynaklarda da “kara” kelimesi Orta Asya Türklerinde kuzey anlamındaymış. Çin kaynaklarında verilen bilgilere göre, Türkler Kuzey’e kara, Doğu’ya yeşil, Batı’ya ak demişler, Güney’i de kızıl olarak tarif etmişler.
  • Diğeri, Karadeniz’in sürekli bulutlu ve yağmurlu olması nedeniyle deniz de rengini havadan aldığı için denizin kara olduğuna ve bu yüzden adına Karadeniz denildiği inancıymış. 
  • Bir diğeri,  Tarih kitaplarında sahilde eskiden kumun kara olduğu belirtilmekteymiş. Bu nedenle ismi Karadeniz olarak tarih kitaplarına geçmiş ve Yapılan araştırmalarda bunun gerçek olduğu ortaya çıkmış ve petrol olduğu ispatlanmak üzereymiş. Buna bağlı olarak bir diğeri de Karadeniz içinde diğer denizlere göre daha az tuzlu olmasından dolayı oluşan daha fazla zehir gaz ve parçacıklar içermesiymiş. Ki bunun da suyun rengini az da olsa koyulaştırmasıymış.

Ya gördünüz mü, neler neler..

İlginizi çekebilecek yazı: Enerjik bir hafta sonu arayanlar için alternatif plan önerileri 

Gökçen Gökyer: Gökçen Gökyer - Gündüzleri bir Yüksek Şehir Plancısı, geceleri ise bir blogger, bir köşe yazarı. İYTE'de lisans, ODTÜ'de master, HafenCity Universitat'da Erasmus yaptı. Birçok ülke, birden fazla kıta gördü. Hayatta tat alınması gereken her şeyi itinayla araştırır, bulur, bulduğunu da duyurur; yazar.. Network kurmak ise temel hayat duruşudur. Senin de gelmen o yüzden önemlidir, beklerim: gokcengokyer.blogspot.com ;)

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale