X

Seçmek ya da seçmemek, işte bütün mesele bu!

“Her seçim bir vazgeçiştir.”
Blaise Pascal

Seçimlerimiz… Her an farkında bile olmadan yaptığımız bir eylemdir seçmek çoğu zaman. Nefes almayı seçeriz. Nefes almamayı seçtiğimiz durumda yaşamımız devam edemeyecektir. Sağlıklı beslenmeyi seçeriz. Sağlıklı yiyecekleri seçmediğimizde, sonucu sağlıksız bir vücut olacaktır. Çalışmayı seçeriz. Çalışmamayı seçtiğimizde sonucu para kazanmamak olacaktır, geçimimizi sağlayamayız veya hayattan keyif alamayız. Her durumda dürüst olmayı seçmek de bir seçimdir. Günün sonunda dürüst olmadığımızda hayatımızda yalanı büyütürüz ve sonucu vicdan azabı olabilir veya sonucu yalanlarla yaşayabilen bir kişilik geliştirmek olabilir.

Yani her an bazı seçimler yaparız. Ve seçimlerimiz seçmediklerimizi de beraberinde getirir. Örneğin para harcamayı seçersek, para biriktirmeyi seçmemiş oluruz. Yani bir seçim, seçilmemiş olanı da barındıracaktır bünyesinde. Bu yüzden aslında tüm hayatımız seçimlerimizden ibarettir.

Bu yazımda sizlerle birlikte çoğu zaman yanılsamaya düştüğümüz “seçim” konusuna değinmek isterim. Birçok durumda, kurban olduğumuzu düşünürüz, oysa ki bu doğru mudur? Mağdur mu edilmekteyiz gerçekten, yoksa seçimimiz mi bu yönde? Yani seçmediklerimizle durumu “Mağdur edildim” inancına çevirmek oldukça kolaydır.

Hemen bir örnek verelim… Mesela aldatılmak. Diyelim ki aldatıldığımızı öğrendik, bu nokta artık seçtiklerimizin ve seçmediklerimizin kesiştiği noktadır. Eğer arkamızı dönüp gitmeyi seçersek ortada mağdur edilme durumu kalmayacaktır. Bir kişi yalan söyleyerek ilişkiye devam etmeyi seçmiştir, diğer kişi de yalan olan bir ilişkide daha fazla kalmamayı… Yani seçtiklerimizle seçmediklerimiz sonuçları belirler. Fakat aldatıldığımızı bile bile bir ilişkiye devam ettiğimizde yine mağdur edilmeyiz, sadece “seçim” yaparız, yalanla dolu bir ilişkide kalmayı seçmişizdir. Yani dönüp gitmeyi “seçemediğimiz” için kendi kendimizi böyle bir sonuca mecbur kılarız!

Diğer bir örnekle açıklayalım… Tatile çıkmayı seçtiğimizde sonucu dinlenmektir veya çalışmamaktır. Eğer tatil yapmamayı tercih etmişsek bu seçim sonucu bunalabilir, hızlıca bıkabilir veya sıkılabiliriz. Bu noktada yakınmaya hakkımız var mıdır? Bu bizim tercihimizin bir sonucudur. Dışarıdan gelen herhangi bir etkinin veya işlerin azalması, işlerin artması gibi durumların değil, sadece yine kendi özgür irademizle tatil yapmamaya karar vermemizin açık bir sonucudur. Fakat bizler şikayeti seçeriz, “Yapamadım” diyerek yakınmayı seçeriz. Gerçek böyle midir? Seçim yapmamak da, yani tatil yapmamayı seçmek de aslında açıkça bir seçimdir.

İşte hayatımızda yakındığımız, kontrolümüzün dışında gördüğümüz her konu böyledir. Bir işte çalışmak bir seçimdir, anne veya baba olmak bir seçimdir, bir yerde memnun değilsek yola farklı bir yerde devam etmek, farklı bir ülkede hayatımıza yeniden başlamak bir seçimdir, memnun olmadığımız şeyleri ilişkimizde, arkadaşlıklarımızda veya işimizde dile getirebilmek veya bir yol aramak bir seçimdir. Uzlaşmak bir seçimdir, değişmek veya değişmeye çalışmak bir seçimdir…

Her an seçtiklerimizle ve seçmediklerimizle anı yaratmaya devam ederiz. Bu yönden baktığımızda hayat, eğer bizler bu seçimleri yapmaya hazırsak bizim hayatımızdır. Bu seçimleri bir başkasına bıraktığımızda veya seçimlerimizi sadece başkalarının isteklerine, doğrularına, yanlışlarına göre yaptığımızda aslında yine mağduriyet sonucuna ulaşırız.

Bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, şu andan itibaren seçimlerinizi yapmanızı isterim. Durum her ne olursa olsun kendi seçimlerinizi yapma hakkınızı kullanmanızı isterim… Mutlaka “Seçim şansım yoktu” diyeceğiniz noktalar olacaktır fakat şunun farkında olmak çok kıymetlidir, bu cümleyi kurmak bile bir seçimdir, çünkü her durumda, her koşulda yapılabilecek ve gerçekten seçilebilecek bir yol mutlaka vardır! Yeter ki seçim yapmaya gönüllü olalım, yeter ki kurban olmayı seçmek yerine kendi hayatımızın akışını elimize alabilelim!

En güzel seçimler ve sonuçların sizleri bulabilmesi dileklerimle!

İlginizi çekebilir: Kozmosun gizemi: Her şey ne sebeple varlığa gelmiştir?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale