X

Saklı öfkelerimize ayna tutanlar: Kabul ediyorum, ifade ediyorum, dönüştürüyorum

“İçindeki öfkeli ejderhayı yönetmeyi başarabiliyorsan, dünyayı yönetebilecek güce ve iradeye sahipsindir.”

Bir Çin atasözü ile başlayalım saklı öfkemizi keşfetmeye…

Benim hayatımda öfkenin yeri yok diye yaklaşabilirsiniz bu yazıyı okumaya. Evet öfke öyle kolay kolay kabul edebilecek bir his değildir. Haklısınız, çoğumuz sinirlendiğimizi bile kabul etmiyoruz. Fakat farkında olmasak da gün içerisinde hoşumuza gitmeyen olaylarla baş başa kalıyoruz veya süreçler tam anlamıyla istediğimiz gibi gitmeyebiliyor. Diğer yandan başka insanları kontrol edemiyoruz, onların tercihleri veya öncelikleri bizim anlık ihtiyaçlarımız ile uyumlanmamış olabiliyor.

İşte bu noktalar aslında içimizde “öfke” hissinin kabardığı noktalar oluyor. Birkaç örnek ile kendimize itiraf edebilmek oldukça kolay; bir arkadaşınız sizinle kahve içmek için söz veriyor fakat son anda gelemeyeceğini haber veriyor. Her ne kadar işi ile ilgili kontrol edemeyeceği bir durum nedeniyle sizinle olan görüşmesini erteliyor olsa da, öfke rüzgarları kalbimizden geçiveriyor işte. Egomuz bizlere fısıldıyor “Seninle buluşmaya gelmedi, seni önemsemedi, sana ayıracağı zamanını işe ayırdı, belki başka bir arkadaşıyla buluştu”

Başka bir örneğe bakalım; eşiniz ile yaptığınız özel bir akşam yemeği planı aklından çıkmış ve siz bunu ancak o gideceğiniz yerde masada tek başınıza otururken anlayabiliyorsunuz. Belki hissiniz önce hayal kırıklığı oluyor, çünkü beklentiniz karşılanmadı fakat sonra yine o tanıdık öfke rüzgarları en kuvvetli şekilde kalbinizi ele geçiriveriyor. Bu hayal kırıklığının seviyesinden de oldukça etkileniyor tabii ki… Biraz da egonun fısıltılarını eklediğimizde kendi kendimize başımızı geleni bakın nasıl yorumluyoruz: “Yine unuttu, çok kızgınım, benim değerimi hiç bilmiyor, bana zaman ayırmıyor, çok öfkeliyim ben buraya gelebilmek için o kadar hazırlık yaptım, bundan sonra ben de onun bana yaptığı şekilde davranacağım”

Öfkeyi kabul ve ifade etmek

Hayatımızı etkileyen asıl sorun işte burada başlıyor; öfkeleniyoruz, öfkemizi kabul etmiyoruz, sonuçta öfkemizi ifade etmiyoruz. İfade edilmemiş öfke(leri)miz ise ilişkilerimizde kontrol edemediğimiz ‘’birikmiş öfke patlaması’’ olarak hayatımıza yansıyor.

Örneğin; aynı şekilde aynı arkadaşınızın birkaç kez üst üste size aynı şekilde davrandığını, yani son anda buluşmalarınızı farklı sebeplerle iptal ettiğini düşünün. İlk durumda belki biraz öfkelendiniz, kalbiniz kırıldı fakat öfkenizi idare ettiniz ve arkadaşınıza ifade etmediniz. Peki üçüncü kez aynı durumu yaşadığınızda nasıl davranacaksınız? Birikmiş öfkeniz yükselen bir dalga gibi sizi ele geçirecek, ifade etmediğiniz tüm hayal kırıklıkları aynı anda beyninize yükselecek, tek seferde söylediğiniz herşey “karşı tarafı suçlamaya” odaklı olacak. Çünkü canınızın yandığı kadar hissetmesini dileyeceksiniz, sizi anlamasını…

Çoğu ilişkimizde kopuşlar veya “iletişememe” dediğimiz nokta burada başlıyor. Çünkü siz konuşan öfkeye dönüştüğünüzde, dinlemeyecek, empati yapamayacak ve anlamaya çalışmayacaksınız. Hedefiniz yalnızca karşınızdaki kişinin size yaşattığı hayal kırıklığı ile coşan öfkenizi ona yansıtmak olacak; yani karşınızdaki sizin için sadece bir “suçlu” olacak.

Şimdi şunu düşünüyorsunuz belki de, bu derece detayda anlatabiliyorsan, sen hiç öfkelenmedin mi, kendini kaybetmedin mi, o suçlamaları yapmadın mı?

Oldukça sakin bir insan olmama karşın, geçtiğimiz Ağustos ayında beni çok derinden etkileyen ve uzun süre ifade edemediğim öfkelerimin toplamı olarak çok güçlü bir öfke patlaması yaşadım, hem de canımdan çok sevdiğim babama karşı… Öyle güçlü bir öfke hissiydi ki, o kadar çok şeyi bastırmaya çalışmıştım ki, o anda sadece “ağzımdan fışkıran öfke sözleri” olmuştu, tabii bunun üzerine kapıyı çarpıp çıkmayı eklemeden geçemeyeceğim… Aylar sonra çok sevdiğim ve kendisine çok şey borçlu olduğum bir kişinin öfkesini yaşadım; gerçekten bir insanı bu derece öfkelendirebildiğim için çok üzülmüştüm ve kendisi bilmese de birçok kez özür dilemeyi istedim, fakat öfkesinin sebebini hala çözememiştim.

Bu öfke aynalaması bende çok derin bir dönüşüme yol açtı; hayatımda “ben kime öfkelendim?” diye sorguladım ve “bu his benden çok uzak bir his, ben kimseye öfke duymam.” diye düşündüğümde, sevgili babam ile yaşadığımız durum bana cevap oldu…

O an “öfkemi” kabul ettim; sevgili babamdan tüm kalbimle özür diledim ve elinden gelenin en iyisi ile hayatımda olduğunu kabul ettim. Dönüşüm aslında çok basitti; öfkemi kabul etmek, onu farkındalığa dönüştürerek açıkça kendimi ifade etmek bugün babamla ilişkimizi bambaşka bir seviyeye taşıdı…

Öfkenizi farkındalığa dönüştürerek şifalanın

Aslında öfkemizi dönüştürmek, gerek hayata bakış açımızı gerekse ilişkilerimizi derinden şifalandıracak bir ilaç gibidir. Sevgili Serkan Sorguç’un güzel eseri Şifachi’de öfke durumunda vücudumuzda fark etmeden oluşan dengesizliği ve öfkeyi kontrol edebilmek için birbirinden önemli tavsiyelerini paylaşıyor;

… “Öfke, beta frekansıdır. Beta frekansı, insanı avına saldırmaya hazırlanan kaplanlar gibi hep tetikte ve hep saldırıda tutan bir beyin dalgası boyutudur. Bu beyin dalgasındaki insanlar, sağlıklı düşünemezler. Bir adım sonrasını hesaplayamazlar. Öfke, bakış açısını daraltarak, çok yönlü düşünmeyi engeller. Beta frekansının tek bir hedefi vardır; o dönemdeki engeli devirmek, ona zarar vermek ve böylece hayatta kalmak.

Öfke, ölüm kalım savaşının yaşandığı frekanstır. Ortada ölümcül bir durum olmadığı halde hayatta kalmak için saldırıya geçtiğinde maalesef yersiz öfke patlamaları yaşanır.”

… “Öfke fizyolojik olarak da insan bedeninde istenmeyen hormonal tepkiye yol açar. Testesteron, epinefrin, norepinefrin ve kortizol hormonlarının artışına sebep olur. Bu dengesiz artış vücutta kalp, damar, eklem, akciğer, bağırsak, mide ve çeşitli kaslarda fonksiyon bozukluklarına yol açar. Ayrıca bağışıklık sistemini de zayıflattığından öfkeli insanların hastalıklara karşı direnci daha da zayıftır.”

… Öfkeyi kontrol etmenin yolları:

  • Ballı limonata öfkeyi hızlıca dindirir.
  • Spor yapmak beden enerjisini başka bir kanala yönlendirir ve fazla enerjinizi dışarı atmanıza yardımcı olur.
  • Papatya çayı, melisa çayı, kedi otu kökü çayı ve özellikle sarı kantaron çayı öfkeyi kısa sürede aşağı çeker.
  • Öfke anınızda birisiyle yapacağınız konuşmayı 7 dakika sonrasına erteleyin. (Yapılan araştırmalar öfkenin üçüncü dakikadan sonra gerilemeye başladığını ve yaklaşık 7 dakika sonra da dindiğini gösteriyor.)
  • Kalp hizanızda ve tam iki göğsünüzün arasında yer alan timus bezine iki parmağınızla veya avuç içinizle 25 küçük dokunuş yapın. (Mutluluk hormonunu tetikleyeceğinden öfkeyi azaltacaktır.)
  • Hayatımızda saklı kalmış öfkelerimizi aynalayanlara sonsuz teşekkür borçluyuz. Bugün bu yazıyı okuyorsanız, öfkenize dönün, öfkenizi kabul edin, fark edin ve ifade edin, öfkenizi dönüştürmek ve kontrol etmek sizin elinizde…
Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale