Sakinliğiyle huzur veren bir rota: Urla masalı

Bu satırlar 2017’nin son günlerine dair… Aslında tabii anlatacağım bir Urla masalı da içinde bir bonus. Sonları seviyorum… İllaki yeni bir başlangıç için alan açıyorlar. 2018’e başlangıç satırları ve konuları tabii ki devam edecek. Kim bilir neler karalayacağız? “Gemi nerelerde duracak bizim kaptan için?” diye soranlar olacaktır. Beklemede kalınız. Bayağı iyi hikayeler olacak çünkü.

O zaman hadi 2017’ye bu yazıyla veda edelim. Rota Urla olsun. Şimdi başlıyoruz. Küçük bir hatırlatma; en son İzmir’deydik. Arada bir gün Urla’ya kaçmıştım ben ve bu onun hakkında. Hatırlamak için son yazıma göz atabilirsiniz.

Huzur veren doğasıyla Urla insana ilaç gibi geliyor.

Urla için neler yazsam?” derken buraya gelme sebebimle başlamalıyım belki de. İki pırlanta gibi insan davetiyle geldim. Bu çift İzmir’den Urla’ya yerleşmeye karar verdiklerinden bir ev davetiyle beni çağırdılar. Aynı zamanda kendileri de gezgin (Instagram hesaplarını buradan takip edebilirsiniz). Yani kan çekiyor bizi, samimiyet ve o misafirperverlik tesadüf değil. Ben pek tesadüflere de inanmam ayrıca. Bu kadar kısa hayatta buna zaman yok, “her şeyin bir nedeni var” derim.

Bir cumartesi bu tatlı çift beni İzmir’den alıp Urla merkeze getirdiler. Kendim de gelebilirdim, keza İzmir’den Urla’ya dolmuşla 1 saat, ancak o da dolaşa dolaşa geliyor diye. Kendi arabanızla 20 dakika! Vay be! Şansımıza yağmurlu ve kapalı bir hava var ama bu fotoğraf çekmeye asla engel olmadı. Arabamızı park edip merkezde yürümeye başladık. Tabii Aralık Urla’sı sakin ve yavaş. Biz de mest… Sessiz bir cumartesi, martılar ve deniz manzarasıyla gün böyle başladı Urla’da…

Urla’daki balık mezatı ilginç görüntülere sahne oluyor.

Peki hiç balık mezatına gittiniz mi? Ben ilk kez burada şahit oldum. Her gün sabah 11’de başlıyor. Fotoğrafta da gördüğünüz gibi bu balıklar açık arttırma ile birilerine gidiyor. İzlemesi bile çok keyifliydi. Biz de aldık bir balık. “Akşama rakı-balık yapılacak desene” diyorsunuzdur. Aynen öyle arkadaşlar!

Akabinde kahvaltı yapmak üzere tatlı bir kafeye geldik deniz kenarı tabii. Mevsime uygun tarzda şömine yanında boş masaya kuruluyoruz. Veli Usta (İzmir ve Alaçatı’da bilinen bir dondurmacı) bir tadım için onları davet etmiş. E ben de misafirleriyim, beni de alıyorlar yanlarına. Değişik bir deneyim oluyor benim için de. Veli Usta kurabiye ve tatlı da çıkarmak için bir süredir uğraşmakta ve bu ürünleri de bizler denedik ilk kez. Bizim gibi birkaç blogger ve gezgin de vardı. Test ettik, yorumladık. Buradan çıkıp yeniden Urla merkeze dönerek bir kahve molası verdik. Biraz daha turladık. Artık akşamüstü olduğundan arkadaşlarımın yeni evlerinin mutfağından ilk kez balık yemeği yeme şansım oldu. Güzel bir gecenin akabinde de yeni evlerinde ilk kez benim uyuma şansımı da lütfen es geçmeyelim. Yazının başında ne demiştim; sonlar yeni başlangıçlara alan açar diye. O kadar doğru ki…

Deniz kenarındaki kafede, şömine başındaki yerimizi aldık.

Pazar sabahı güne kendiliğinden uyanmak bol oksijenden dolayı bence… Kendimizi oyalanmadan bir başka kahvaltıcı durağına attık. Aslında evde yapmaktı amaç ancak Urla elektrik konusunda bazen sizi yolda bırakabiliyor. Uzun süreceği belli olan bu kesinti bizi güzel bir mekana sürükledi. Yalnız bu mekana inmeden önce yine balık mezatına uğradık. Bu sefer seyirci olduk. Yine eğlenceliydi.

Urla’nın her bir köşesi masal gibi…

Kahvaltıcı dediğim yer Urla’nın biraz dışında, güzel ve sakin bir kahvaltı yeri. Daha sonra 3. dalga kahvecilerden biri olan bir mekanda kahvemizi içtik. Sohbet ettik. Artık benim için İzmir’e dönüş vakti… Bu sefer dolmuş ile denemek istedim. Sonuç mükemmel. O kadar güzel bir sahil hattı var ki yazlıklara baka baka, hayal kura kura İzmir’de buldum kendimi.

Urla’nın 3. dalga kahvecilerinde zaman geçirmek de çok keyifli.

Urla masal gibi… Yaşanası. Yaz orada nasıl güzel geçer kim bilir… Kış işi olana güzel olur. Sakinlik seni huzursuz ettiği anda İzmir’e at kendini. Urla’ya gelenin elinde iyi bir Joker hakkı gibi. Urla’yı sevdim açıkçası. Not edilsin.

Evet 2017’nin son yazısı bu çifte ve onların yeni hayatına adansın. Ne güzel bir kapanış oldu. Acaba 2018 ilk yazısı ne olacak? Benim aklımda izlediğim birkaç film ve tiyatrodan bahsetmek var yeni sezondan. Ama belli olmaz bir şehirden de seslenebilirim. Bırakalım mı zamana? Sürpriz olsun.

“Sonlar yeni başlangıçlara alan açar”

Şimdi böyle çok sevdiğim portalde yazma şansım varken Uplifers ailesine de teşekkür ediyorum. Bana burada bir sayfa ayırdıkları için. 2018 size daha güzel başarılar katsın!

2017 bu 12 ay için teşekkürler sana da! Artık yollarımız sonsuza kadar ayrılmak üzere. Yerini 2018’e bırakırken lütfen yanında artık bana hizmet etmeyen her şeyi de götür. Ne/kim olduklarını biliyorsun ben de öğreniyorum zamanla. Yanımda olan/olacak herkese, benim ruhuma iyi gelecek her şehre/yere şimdiden 2018 ile selam olsun ve şimdiden “hoş gelsinler” diyorum. Yeni yılda görüşmek üzere. Aşkla, sağlıkla kalın.

 

İlginizi çekebilir: Sevmeyen bizden değildir: Rüya gibi bir Kaş seyahati

Pınar Cengizoğlu
Uplifers yolculuğuna pandemiden önce gezdiklerimi aktarmak icin başlamıştım. Daha sonra malum bu gezme süreci aksayınca izlediğim, okuduğum ya da gördüğüm bir şeyden etkilenerek bir ... Devam