X

Sahip olmak istediğiniz şeyleri dışarıda aramak yerine içinizde araştırmaya ne dersiniz?

Aslında biz insanoğlunun ham maddesi sevgi, aşk, coşku, neşe, yaratıcılık, dinginlikken; yani bu olgulardan meydana geliyorken, bütün “zaten” sahip olduğumuz şeyleri bilmeyip, fark etmeyip dışarılarda arama konusunda üstümüze yok.

Güneş olduğunuzu düşünün, ama bunu farkında bile değilsiniz ve azıcık ayın ışığından yararlanmak için ölüp bitiyorsunuz. Halbuki o ışığı yansıtan sizsiniz.

İşte ben bu örneğe bayılıyorum. Oldukça net değil mi olay?

Kendilerini farkında olmayan insanlar genelde mutluluğu, tatmini dışarıda arar. Sevgilisi olsa mutlu olacak, ev alsa rahatlayacak, daha çok para kazansa daha huzurlu olacak. Mutluluğumuzun, rahatlığımızın, huzurumuzun kendimiz hariç her şeye bağlandığı, sonu gelmeyen örnekler… Kendiniz dışınızda herhangi bir şeye bağlı olan mutluluğunuz ne kadar sağlam olabilir ki? Çok para kazandınız mesela; ama bir günde hepsini kaybetme olasılığınız da hep var aynı anda değil mi? Diyelim ki sevgiliniz oldu ve aşırı mutlusunuz, tamamlanmış gibi hissediyorsunuz ama hiç beklemediğiniz bir anda sevgisi bitip gittiğinde ne yapıyor olacaksınız? Yarım mı kalmış olacaksınız? Ya da deliler gibi çalışıp ev sahibi oldunuz; ama o tatminsizlik hissi hala dürtüyorsa sizi eğer; ne yapacağınızı şaşırmaz mısınız?

Bunların sonu yok. İçimizde adlandıramadığımız, çoğu zaman ne olduğunu anlayamadığımız bir boşluk var ve onu kapatmak uğruna yapmadığımız kalmıyor. Ne yaparsak yapalım orada durmaya devam ediyor. Anlayamıyoruz.

Aslında anlamadığımız ve fark edemediğimiz o boşluğun dış etkenlerle asla kapanmayacağı. O boşluk bizim kendimizi ruhsal olarak besleyerek kapatabileceğimiz bir boşluk. Bu noktada benim yolum: meditasyonlarım, yogam, kitaplarım, yazılarım. Sessizliğimde içimdeki o mutluluğu, coşkuyu yeniden keşfediyorum. İşte bu noktada ne birilerine, bir şeylere bağımlı oluyorsunuz ne de hapishanede gibi hissediyorsunuz. Güzel haber: özgürsünüz! Her şey sadece size bağlı ve sizin elinizde oluyor.

Bu çok farkında yaşamayı gerektiriyor tabii hayatı. Her an ayık ve uyanık olmalısınız. Çok kolay bir şey olduğunu asla iddia etmiyorum. İnsan düşüp kalkıyor, yükselip alçalıyor tabii ama önemli olan böyle bir tatminin kendinizde olduğu bilgisinin var olması sizde. Sonrasında her unuttuğunuzda hatırladığınız noktada işler su gibi yoluna giriyor.

Sağlam bir şekilde merkezinizde kalmalısınız bir de. Yoksa herhangi bir rüzgarda savruluyor insan. Göremiyor gerçekleri. Mesela uzun zamandır yalnızsınız ve sonunda çok arzu ettiğiniz ilişkiyi yaşamaya başladınız. Öyle koca koca boşluklarınız vardı ki; o boşlukları karşınızdakinin sevgisi, ilgisi ve şefkatiyle doldurduğunuzu sanıyorsunuz. Mutlusunuz. Hem de çok mutlusunuz. Sonunda oldu işte, buldunuz aradığınızı. Bu sefer ne oluyor? Eğer sağlam bir şekilde merkezinizde kalmıyorsanız siz karşınızdakinin sizi mutlu ettiği için güzel davranışlarına odaklanırken gerçekleri görememeye başlıyorsunuz. Burada bahsettiğim gerçeklerle şunu demek istiyorum basit bir örnekle: Mesela karşınızdaki size işinizle ilgili bir ‘espri’ yaptı ve siz de güldünüz, eğlendiniz üstüne. Doğal olarak önemsemediniz, başka herhangi bir şey aklınıza gelmeyeceği için. Ama işte o tatlı davranışlara kapıldığınız noktada, odak noktanız orası olduğu noktada görmeniz mümkün değil zaten. Ama eğer sağlam merkezinizde duran bir insansanız eğer, o esprinin saf bir espri mi yoksa aslında altyazısı çok başka yerlerde mi diye içgüdüleriniz size söylüyor olur. Sonrasında görüp de görmemeyi tercih etmek de var, o ayrı ama sonra her şekilde aymak zorunda kalıyorsunuz kendi mutluluğunuz için. İşin özü; eğer kapılıp gitmişsek kendimizden çok etrafımızdaki kişilere, olaylara; sizin için her şeyi kapatmaya yetiyor o an. Karşınızdakine “gerçekten” bakmayı unutuyorsunuz. Görmeyi unutuyorsunuz. Sonrası illüzyonlar silsilesi.

Eminim o çok sevdiğiniz insan bir gün bir anda bırakıp gitse sizi, olayın azıcık dışına çıkabildiğinizde neler fark edeceksiniz, neler aslında olmuş olan? Hatta belki ilişki esnasında içgüdüsel olarak hissettiğiniz ama hisleriniz yerine o davranışları görmeyi tercih ettiğiniz durumlar su yüzüne birer birer çıkmaya başlamış olacak.

Sonra da kızacaksınız muhtemelen kendinize; “Nasıl görmedim, nasıl yanıldım?” ve sonu gelmeyen öfkeler kendinize yönelteceğiniz.

Ben de bunları yeni öğrendim. Karşısındakinden çok hep kendine bakmalıymış insan. Karşısındakinin davranışları yerine ruhuna odaklanmalıymış. Kendi kuvvetinde kalmalıymış. Kendisini kendi gözlerinden görmeyi asla bırakmamalıymış. İlişkiyi kuvvetlendirmek adına attığı her bir adımı aslında kendi gerçeğinde kalmak adına atmalıymış.

Çünkü eğer böyle olursa “gerçek” bir şeyler oluşup yaşanabiliyormuş. Bazen olduğumuz durumların, hislerin içinde o kadar sarhoş olup kayboluyoruz ki kimdik, ne istiyorduk, karşımızdaki kim; hepsini unutabiliyoruz.

Günün sonunda şunu anlatmak istiyorum aslında: Mutluluğunuzu, tatmini dışarılarda aramak yerine içinizde arayın, keşfedin. Kendi içinize döndüğünüz zaman da kuvvetlice orada kalın. Dışarılarda olanlar sizi yanıltmasın. Kapılmayın neler olduğuna oralarda. Sizin bir gözünüz hep içeride kalsın. Ancak o zaman net görebilirsiniz her şeyi. Ancak o zaman yara bere içinde kalmazsınız. Ancak o zaman bir insan, bir olay sizi sizden çalamaz.

Sağlam durun bu hayatta kendinizde. Öyle sağlam durun ki hiç kimse, hiçbir şey kandırmaya bile tenezzül edemesin sizi.

 

İlginizi çekebilir: Dışlanmak: Çevremizdeki farklılıklara ne kadar tahammül edebiliyoruz?

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale