X

Sahip olduğumuzun farkında olmadığımız bir lüks: Mutsuz olma lüksü

Selamlar sevgili arkadaşlarım. Geçen gün eril ve dişil enerjilerimi dengelemek için meditasyon yaparken alakasız bir şekilde atalarımdan gelen hem erkek hem de kadın olmak durumunda kalan enerjiler karşıma çıktı ve onları temizlemeye başladım. Aslında çok değil, kısa zaman önce dedelerimiz, ninelerimiz ciddi savaşlardan çıktılar. Atalardan gelen bu durumu temizlerken babaannem ve dedemin yaşadıkları geçti gözlerimin önünden.

Bizimkiler Bulgaristan göçmeni ve aslında Konya Karamanoğulları’ndan gelmeler. O dönemlerde Avrupa’ya yayılma politikası zamanında, devlet Avrupa topraklarına yollamış ve bizimkiler de Bulgaristan’a gitmiş görev icabı. O zaman bu zaman derken, savaşlar olmaya, toprak küçülmeye başladığı zamanlarda Avrupa devletleri Türkiye’ye gitmeye zorlamışlar. Türkiye zaten karışık, bizimkileri tam anlamıyla kucaklamamış. Aslına bakarsanız ne yapsalar ortada kalmışlar veya bırakılmışlar. Dedem altı sene askerlik yapmış. Babaannem dört bebeğiyle dedemi beklemiş. İki tane bebeği de savaş koşullarında vefat etmiş. Düşünsenize, evlensen bir dert, evlenmesen bir dert. Sevdiğin bir adam var, savaşa gitti. Sağ mı, öldü mü belli değil, telefon yok, bir şey yok.

Geriye kalan iki bebeğine tek başına bakmış, hem de savaş koşullarında. Bir değil, iki değil, tam altı sene sonra dedem geri gelmiş. Geldi de nasıl geldi acaba? “Hanım ve çocuklar sağ mı? Hala orada mı aşık olduğum kadın?” derken kavuşmuşlar… Kısa bir süre sonra Türkiye’ye dönmek zorunda bırakılmışlar. Buraya gelmişler, devlet ucuz toprak vermiş. Türkçe bile bilmezken bir şekilde öğrenmişler, borçlarını ödemişler ve hayatlarına devam etmişler. Oralı mısın, buralı mı? Bunları sorgulayan yok tabii. Öyle böyle gelmişler “memlekete.”

Babaannem erken yaşta vefat etmiş, dedem de erken yaşta aşık olduğu kadını kaybetmiş. Adapazarı’nın iki büyük depremini yaşamış benim dedeciğim. Dedem her zaman sağlıklıydı, 98 yaşına kadar bahçe ekti, biçti, bir gün olsun hafızası teklemedi. 98 yaşında şeker komasına girdi ve şeker komasına girdiğini anlamadıkları için felç oldu. 103 yaşına kadar yatalak oldu ve vefat etti.

Bu kadar olaya rağmen ben dedemin şikayet ettiğini görmedim, ta ki kardeşim 19 yaşında vefat edene kadar. O zaman tek bir isyanını duydum “Allah’ım neden 100 yaşındaki ben değil de, 19 yaşındaki torunum?” Bunlar hikayede benim bildiklerim, kim bilir başka neler neler yaşadılar? Psikolojilerini tahmin bile edemiyorum, çünkü ben savaş yaşamadım, bebeklerim ölmedi, sadece empati yapabiliyorum ve onlardan genetik kodlarla bana gelen kadersel döngüleri temizliyorum ki, farkında olmadan ben onların hayatını yaşamayayım, benden çocuklarıma ve torunlarıma geçmesin. Çok benzer hikayeler anne tarafımda da var, onları görmedim. Ben doğana kadar vefat etmişlerdi ve benim bu hikayedeki yaşadıklarım da var tabii, sonuç olarak kendi filtremizle ve yaşadıklarımızla değerlendiriyoruz hayatı, değil mi?

Eski fotoğraflardan gitmek istedim: Annem, babam, ablam

Eminim birçoğumuzun dedesinde, nenesinde bunun gibi sürüyle hikaye vardır. Hatta belki daha da kötüleri, daha da çaresizleri… Düşününce bizim dedelerimizin ve ninelerimizin “mutsuz olma lüksü” olmamış. Herkesin derdi, sıkıntısı tabii ki kendine ama “mutsuz olma lüksü” olarak düşündüğüm zaman -belki deli diyeceksiniz ama- benim mutsuz olma lüksüm var, hem de Starbucks kahvemin süt oranı fazla olduğu için. Evet, dördüncüye tekrarlıyorum; benim mutsuz olma lüksüm var, çok şükür!

Hep daha mutlu olmak için mekanımızı şöyle düzenleyelim, tarçınımızı yakalım da aromaterapi yapalım diye konuştuk ama son zamanlarda çok düşünüyorum bunun üzerine… Arada bir sahip olduklarımıza odaklanıp teşekkür etmenin çok büyük mutluluk olduğunu daha da derinden algılıyorum. Tabi bu yazdıklarım “Onlar çok çekti, ben de çekeyim” değil. AMAN HA! Konumuz bu değil. Amacımız zaten acı çekmek değil, tam tersine acımızı hafifletmek, koşullarımızı iyileştirmek. Hatta yukarıda söyledim aslında ama, tekrarlayayım: Atalardan gelen genetik kodları temizlemek gerek, çünkü genetik öyle bir şey ki, farkında olmadan size ait olmayan bir mutsuzluğu yaşıyor olabilirsiniz.

Belki top tüfek savaşmıyoruz ama biz de şu anda dünyanın değişik bir döneminden geçiyoruz. Önümüzde bir sürü bilinmez var ama bu kadar bilinmezin içerisinde emin olun, çok fazla teşekkür edeceğimiz şey de var. Sabah kalktığımda etrafıma bakıyorum “Ne kadar şanslıyım, muhteşem bir evim var, çiçeklerim ne güzel açmış” diyorum, çünkü etrafımdaki güzelliklere bakıp bir adım ileri gitmekten başka hiçbir çarem yok. Tabii ki bazen daralıyorum bir insan olarak, bu da çok normal ama daralmama çok takılmamaya özen gösteriyorum. Evrende doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin yok. Öğrenmemiz gerekenler, seçimlerimiz ve sonuçları var. Bunun farkına varmak, aslında büyük bir dönüm noktası. Bu gibi durumlarda elime bir kağıt, kalem alıyorum ve bir liste yapıyorum.

  • Neden başıma böyle bir şey geldi?
  • Bu durum bana ne öğretti?
  • Bunu atlatmak için ne yapabilirim?

Sonra da adımlarımı atmaya başlıyorum. Zaten başıma gelenleri yazmak, problemin ne olduğunu gösteriyor. Bir şeyi öğrenmek, geride bırakmayı sağlıyor, adım atmak da eski döngüyü kapatıp yeni bir döngüyü başlatıyor. Her bir sorunu böyle böyle çözmek beni her gün daha mutlu ve umutlu yapıyor. Koşullar ne olursa olsun daha pozitif bakabiliyorum hayata.

Bir çalışma beni ta buralara getirdi. Sanki dallanmış, budaklanmış gibi geliyor ama büyük resme bakınca her şey bir zincir. Hepimiz koskoca evren içerisinde, burada, dünyada, bu zamanda rolümüzü oynuyoruz, tıpkı dedelerimizin, nenelerimizin oynayıp gittiği gibi… Bu çalışma ve düşünceler zinciri beni derinden etkiledi, çok fazla mesaj verdi, onun için sizlerle de paylaşmak istedim.

Bu seferki yazım biraz didaktik oldu sanırım ama bazen büyük resme bakmak, gündelik konuların aslında çok da büyük olmadığını gösteriyor bana. Bir yandan şükretmemi, bir yandan fark etmemi sağlıyor. Böylelikle daha kolay çözebiliyorum çözmem gerekenleri. Sizin deneyiminiz ve bakış açınız çok daha farklı olabilir tabii ki, saygı duyarım ve fikirlerinizi dinlemek de isterim. Söz bir sonraki yazım daha eğlenceli olacak. Hepinizi kucaklıyorum, teşekkürler vakit ayırdığınız için. Görüşmek üzere.

İlginizi çekebilir: Sürdürülebilir sağlık ve mutluluk felsefesini yaşamınıza nasıl dahil edebilirsiniz?

Bahar Çolak: Merhabalar ben Bahar. Yeditepe Üniversitesi, Sanat Yönetimi Bölümü mezunuyum. Okul sonrası Demir Demirkan’ın asistanın olduktan sonra müzik yapımcılığına başladım, Berklee Collage of Music’ten Dijital Müzik Pazarlaması ve Lisanslama eğitimi aldım. 2017 yılında yoga eğitimimi tamamladım. Daha sonra, Leiden Üniversitesi'nden Mindfulness eğitimi aldım. 2020 yılında İskandinavların mutluluk felsefesi Hygge'yi, Yoga ve Mindfulness çalışmalarıyla birleştirerek yepyeni deneyimsel bir akım yarattım. Soho House, Kalamış’taki Home Studio’m ve kurumsal firmalarda yoga dersleri veriyorum ve workshoplar yapıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale