X

Sahiden ben maymun iştahlı mıyım?

Özellikle mezun olup iş hayatına girdikten sonraki dönemde, yani yaklaşık 10 yıldır, zaman zaman kendimi yakın çevremdekilerin “Ecehan maymun iştahlı mısın sen, ne gerek vardı bu değişikliğe?” sorusunu yanıtlarken buldum. Ne zaman iş değiştirmek için karar versem, sözüm ona “iyi bir şirkette çalıştığım, kurulu bir düzenim, iyi bir maaşım” olduğu için maceraya gerek olmadığı hatırlatıldı bana. Hatta “Ama mutsuzum, kendimi burada iyi hissetmiyorum.” açıklamaları yapmaya çalıştığımda zaman zaman şu sözü bile duydum; “Sen bu kafayla nereye gidersen git mutsuz olursun.”

Gerçeklik payı yok değildi, vardı kimi zaman. Çünkü kendimle ilgili henüz bazı şeyleri keşfetmemiştim. Nereye gidersem gideyim, evet kendimi beraberinde götürecektim. Ama ne olursa olsun bu mutsuz olduğum gerçeğini değiştirmiyordu. Ya da değişiklik yaparsam kendim için daha iyi bir yolun beni beklediğine inancım tamdı. Bunlar başlı başına olduğum yeri değiştirmek için yeterli sebepler değil miydi?

Sıkça sektör değiştirdim mesela, bazı zamanlarda da iş tanımım değişti. Bundan korkmak ve olumsuz bir yerden bakmak yerine, her sektörden yeni bir şey öğrenip yoluma devam etmek olarak yorumladım. Ya da işime öyle mi geldi emin değilim 🙂 İş görüşmelerinde de samimi bir yerden hep bu bakış açısıyla anlattım. Kimi zaman kabul gördü, kimi zaman görmedi. Ara sıra tamamen sektör ve iş tanımım dışında bambaşka işleri kovalarken buldum kendimi. Yeni insanlarla tanıştım, işin aslını astarını öğrenmek için. “Bu işi yapabilir miyim, kazandığım para yeter mi?” sorularını kafamda çevirip durdum. Bu denli radikal bir değişikliği yapacak cesareti kendimde bulamadım ya da zaten uygun koşullara sahip değildim. Ama hayat bu ya, belki bir gün cesaret edemediklerime doğru yola çıkmak için adım atabilirim.

Kariyer yolculuğumu bir kenara bırakırsak, hobilerimde de durum çok farklı değildi. Daha önceki bir yazımda, uzun uzun anlatmıştım yazmaya başlamadan önce neleri neleri denediğimi. Hep bir arayışım oldu bu konuda, hala da bitmiş değil. Bu sıralar “Şan dersi mi alsam?” sorusu dolanıyor mesela kafamda. “Ne alaka şimdi?” diyecek arkadaşlarım olduğuna eminim ama ispatlayamam 🙂

Şöyle hayata dair görüşlerime, yapmak istediklerime bir göz atıyorum. Yani o kadar hızlı değişiyor ki bazı görüşlerim, kendim bile yakalayamıyorum. Durup kendi kendime şaşırdığım “Aa yok artık Ecehan” dediğim o kadar çok anım var ki. Bir ay önce “Asla olmaz!” dediğim şeyle bakıyorum bugün kol kola girmişim bile. Ya da hiç merak etmediğim konuların heyecanla peşine düşer olmuşum. Şöyle cümleler kurarken buluyorum kendimi: “Eski Ecehan olsaydı şu an asla bu lafın altında kalmazdı.” Sonrasında hemen “Ama eski Ecehan yok artık, yenisiyle yola devam” diye hatırlatıyorum kendime. 

Bir gün terapi seansında, psikoloğuma tam anlamıyla şöyle bir dert yanmam oldu: “Kaç yaşına geldim, hala ne istediğimi bilmiyor muyum? Neden sürekli yeni bir şeyler denemek peşindeyim? Maymun iştahlı mıyım hakikaten? Kendimden bazen çok yoruluyorum.” Şöyle bir durdu ve dedi ki “Sadece arayıştasın. Hayat bazı insanlar için tam da böyle bir yer. Yolda olmak, sürekli deneyip yanılmak seni besleyen şey.” 

O seanstan sonra, maymun iştahlılık diye basite indirgediğim arayış ihtiyacıma bu açıdan daha şefkatle yaklaşmaya başladım. Eğer kendinize benim gibi yükleniyorsanız, daha fazla yüklenmeyin, yalnız olmadığınızı hatırlayın diye yazmak istedim bu hafta. 

Belki de bazılarımızın yolculuk tarifinin en gizli ve en önemli malzemesi, sürekli arayışta olmaktır!

Sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: “Bile bile lades” sorunsalı

Ecehan Kaylan: 1990 Aralık ayında, İzmir’de başladı benim serüvenim. 10 senedir kurumsal hayatta özel şirketlerde çalışan, 33 yaşında beyaz yakalı endüstri mühendisiyim. 30 yaşımla beraber hayatın bana getirdiği değişimlerin, tecrübelerin ve terapi sürecimin de etkisiyle kendimi tanıma yolculuğum başladı. Evet, kendini tanımak konusunda biraz geç kalmış gibiydim ama belki de tam zamanıydı. Görünen toplumsal kimliğimin yanında özellikle son birkaç yıldır gördüm ki ben kendimi en iyi yazarak ve yazdıklarımı paylaşarak ifade edebiliyorum. Bu şekilde ayrı yollarda aynı duygularla yürüyenlerle bağ kurmaktan da çok keyif alıyorum. Kendinize her gün biraz daha yaklaştığınız yolcuklarınızın olması dileğiyle!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale