X

Sağlık, mutluluk ve ideal kiloya ulaşmak için: Balık tüketin

Hepimiz daha sağlıklı ve mutlu yaşamanın sırlarını arıyor, farklı yöntemler deniyor ve yeniliklerin peşinde koşuyoruz. Aslında protein, vitamin, mineral ve aminoasit içeriğiyle faydaları saymakla bitmeyen, her an ulaşabileceğimiz kadar yakınımızda mucizevi bir besin var: Balık.

Her şeyden önce en güçlü ve en sağlıklı Omega-3 kaynağı olan balık; vücut direncini arttırıyor, kalp-damar hastalıkları ve felç riskini düşürüyor, gözlerinize iyi bakıyor ve beyin gelişimini destekliyor. Balık ayrıca içerdiği protein, vitamin ve minerallerle de sağlıklı cilt ve saçlara kavuşmanızı da sağlıyor. Diğer pek çok protein kaynağına göre daha az yağ içeren deniz ürünleri; sinir sisteminize destek olarak modunuzu da yükseltiyor. Özellikle kış aylarında belirli vitamin ve minerallerin yetersiz tüketimi ruh halimizi düşürüyor. Doğal enerji kaynağı olan güneşi daha az görebildiğimiz kış günlerinde, vücut enerji kaynağı olarak besinlere yöneliyor.

Yukarıda saydığımız tüm faydalarının yanı sıra depresyonla savaşmanıza da yardımcı olan balık tüketimi, özellikle Norveç gibi kuzey ülkelerinde, insanların daha mutlu olmasının temel kaynaklarından biri olarak görülüyor. Daha mutlu bir kış için Norveçlilerin beslenme sırlarını keşfedin yazımızda da bahsettiğimiz gibi; soğuk ve sert iklimine rağmen kışı mutlu geçiren Norveç halkının öncelikli sırları, iyi giyinmek ve iyi beslenmek.

Yakın zamanda yapılan araştırmalar, tüm bunların yanı sıra balık tüketiminin kilo verme üzerindeki olumlu etkilerini de gözler önüne seriyor.

Kilo vermenin de en lezzetli yolu: Balık yemek

Balık, doyurucu ve sağlıklı bir besin deposu olmasının yanı sıra, sağlıklı zayıflamak isteyenlerin de öğünlerine mutlaka dahil etmesi gereken bir gıda.

Nutrition, Metabolism & Cardiovascular Diseases tarafından 2009 yılında yayınlanan ve balık tüketiminin kilo vermedeki etkisi üzerinde durulan ‘Aşırı kilolu gençler ve obez yetişkinler için 8 haftalık enerjisi azaltılmış diyette morina balığı tüketimi’ araştırmasında; kalori miktarı aynı olmasına rağmen balığın dahil olduğu diyetlerde kilo vermenin daha kolay olduğu görülmüş.

Araştırmanın dikkat çekici yönü, az yağ ve Omega-3 bulunan balıkla, çok yağ ve/veya Omega-3 yağ asiti bulunan balığın, diyet içinde aynı etkiyi vermiş olması. Sekiz hafta süren araştırmada 20 ila 40 yaş arasında 324 aşırı kilolu erkek ve kadın dört gruba ayrılıyor. Gruplar, sadece ayçiçek yağı kapsülleri yiyen ancak deniz ürünü yemeyen, haftada üç kez 150 gr. morina balığı yiyen, haftada üç kez 150 gr. somon balığı yiyen ve sadece balık yağı kapsülleri alan fakat deniz ürünü tüketmemiş olanlar şeklinde ayrılıyor. Araştırmaya katılanlar arasında, balık ya da balık yağı alan erkeklerin kadınlara nazaran daha iyi kilo verdikleri görülüyor.

Norveç Bergen Üniversitesi’nden beslenme fizyolojisi uzmanı Lise von Krogh ise, bu araştırma sonuçlarından yola çıkarak, kilo vermek isteyenlere haftada birkaç kez balık yemelerini tavsiye ediyor. Daha sık balık yiyerek daha kolay kilo verebileceğinizin altını çizen Krogh, diyetlerinizde hem yağsız balıkların yanı sıra yağlı balıklara da yer verebileceğinizin müjdesini veriyor.

Daha çok balık yiyen daha fazla kilo veriyor

Yenilen balık miktarıyla verilen kilo arasındaki bağlantıya dikkat çeken Krogh, şu örneği paylaşıyor:

International Journal of Obesity’nin 2007 yılında yayınlamış olduğu ‘Genç yetişkinler için balık ve balık yağı içeriğiyle çeşitlendirilen kilo verme diyetleri’ araştırmasında da, haftada 5 kez balık yiyenlerin, haftada sadece 3 kez balık yiyenlere nazaran daha iyi kilo verdikleri tespit edilmiş. Yenilen balık miktarı ile verilen kilo arasındaki bağlantının önemini gösteren bu araştırma; diyetin balık içermesi sayesinde verilen kiloların, sadece Omega-3 yağ asitlerine ya da genel olarak proteine bağlanamayacağını da gösteriyor. Araştırmacılar balık içeren diyetlerin başarısının, balık proteinin sağladığı tokluk hissi ile bağlantılı olabileceğine ve balığın, özellikle morinanın “taurin” diye adlandırılan bir özel amino asitten fazlaca içermesinin önemine işaret ediyorlar.

İnsanlar ve hayvanlar üzerinde “taurin” ile yapılan deneylerin, henüz sebebi tam olarak belirlenemeyen bir kilo kaybı sağladığını tespit ediyorlar.

Hamileler, gençler ve çocuklar daha fazla balık yemeli

Hamileler, çocuklar ve yetişme çağındaki gençler üzerinde araştırmalar yürüten Norveç Ulusal Beslenme ve Deniz Ürünleri Araştırmaları Enstitüsü (NIFES) Deniz Ürünleri Güvenliği ve Sağlığı Bölümü; bu yaş gruplarındaki kişilerin daha fazla balık tüketmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Metabolizma ve beyin gelişimi için çok önemli bir besin olan iyot seviyesinin, özellikle hamile ve çocuklarda olmak üzere, Türkiye genelinde yetersiz seviyede olduğu görülüyor. Beslenme programlarında yer alması gerekenden daha az deniz mahsulü tüketen kişilerde, bu eksiklik Omega-3, D vitamini ve iyot gibi insan sağlığı ve gelişimi için çok önemli besinlerin de daha az alınmasına neden olabiliyor.

Gelecek için de temiz besin kaynağı: Balık

Dünyanın %70’i denizlerden oluşmasına karşın, besin tedariğinin yalnızca %2’si denizden karşılanıyor. Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü’ne göre mevcut nüfus artışı göz önüne alındığında yakın gelecekte daha çok akuakültür ürününe ihtiyacımız olacağını belirten Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Direktörü Maria Kivijarvi Heggen; dünya genelinde insanların sağlıklı ve lezzetli deniz ürünleri tüketmesi için sürdürülebilir akuakültür odaklı önemli çalışmalar yürütülen Norveç’teki titiz düzenlemelerden bahsediyor.

Bu düzenlemelere göre, Norveç somonunda veya diğer deniz ürünlerinde GDO’lu yemler ve antibiyotik kullanılmıyor ağır metaller ve diğer kalıntılar konusunda sürekli analizler yapılıyor ve bir kalıntıya rastlanmıyor.

Sağlık ve mutluluk kaynağı: Seafood From Norway

140’tan fazla ülkeye deniz ürünü ihracatı yapan Norveç deniz ürünleri, dünyanın en iyi deniz ürünleri arasında yer alıyor. Norveç’in benzersiz doğa koşulları, soğuk, sert ve temiz okyanus suyu, Norveç deniz ürünlerinin kalitesini yükseltiyor. Soğuk doğası, zorlu iklimi, sert rüzgarı ve vahşi deniziyle insanlar için olmasa da balıklar için en mükemmel yaşam alanını oluşturuyor.

Balık tüketiminin sağlık ve kilo verme üzerindeki olumlu etkilerinin yer aldığı bu içerik, Seafood From Norway katkılarıyla hazırlanmıştır.

 

Kaynaklar:

Ramel et al. “Consumption of cod and weight loss in young overweight and obese adults on an energy reduced diet for 8-weeks.” Nutrition, Metabolism & Cardiovascular Diseases (2009) 19, 690-696.

Thorsdottir et al. “Randomized trial of weight-loss-diets for young adults varying in fish and fish oil content.” International Journal of Obesity (2007) 31, 1560–1566.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale