X

Rüzgara karşı uçarken kendi yaşam amacınızı hatırlayın

Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Bir amaç taşıyor mu kalplerimiz? Ya da sadece rüzgâra göre savruluyor muyuz her yöne? Hayat yolculuğumuzdaki asıl amacımız nedir?

Doğuyoruz, büyüyoruz, gelişiyoruz ve bu gelişim aşamasındaki yolculuğumuzda durmaksızın mutlu olmanın yollarını arıyoruz. Çalışıyoruz, çabalıyoruz, durmaksızın tüketiyoruz peki ne kadar mutlu oluyoruz? Her birimizin yolculukları birbirinden çok farklı olmakla beraber aslında yaşadığımız kısır döngüler hep aynı. Standartlarımız, yaşam biçimlerimiz, olmazsa olmazlarımız, tükettiklerimiz ne kadar farklı ki birbirinden? Bizi asıl doygunluğa ulaştıracak olan ruhumuzken, ruhumuzu ne kadar doyuruyoruz bu koşuşturmacada hiç düşünüyor muyuz? Her ne kadar ruhunu asıl büyütme, doyurma hedefinde olup, hayatını asıl yaşaması gerektiği şekilde yaşamaya odaklamış olan insanlar olduğunu bilsem de çoğumuzun aslında sadece hırslarının, tüketimin, egolarının esiri olarak yaşadığını görüyorum ve en kötüsü de gerçekten ne ile mutlu olduklarının bilincinde bile olamadan sadece nefes alıyorlar. Hayat gerçekten çok çeşitli ve rengarenkken sadece siyah-beyaza odaklanmış ve renklerin ahengini göremeyen birçok insan olduğunu biliyorum. Evet, hayat sadece tabii ki toz pembe değil hiçbir zaman. Fakat içinde pembenin de siyahında beyazında ve daha birçok rengin binbir tonunu barındırıyor. Bu renkler aslında birçok kişinin bildiği, farkında olduğu fakat bir şekilde aldığı darbelerle ve yaşadığı kötü tecrübelerle görmezden geldiği bir renklilik. İnsanlar yaşadıkları acı veren tecrübeler neticesinde benliklerini kendilerine oluşturdukları kalkanlarla korumaya çalışarak siyah-beyazı esas renk olarak kabul ediyorlar. Kendilerine geçilmez sandıkları koca koca duvarlar örüyorlar. Ama özlerinde neler taşıdıklarını gözlerinden okumak çok da zor değil aslında.

Farkında bile değiliz ki hepimizin amacının aynı olduğunun… Mutlu olmaktan, sevgiye doymaktan, hatta pamuklara sarılıp sarmalanmaktan kim hoşlanmaz ki? Hepimizin amacı özde mutlu olmaktır. Bazen taşlı patikalardan, karlı çamurlu yollardan geçerek zirveye ulaştığımızda mutlu oluruz. Bazen de bazılarımız o yolculuğun bütünün de karlı yollardan geçerken attığı her bir adımda mutlu olur. Mutluluk denen kavrama çıkan yollar çok çeşitlidir. Bazılarımız sadece nefes alırken bazılarımız o nefesi gelecek nesillere iyi bir şeyler bırakmanın derdiyle verirken duydukları hazla mutlu olurlar. İnsanoğlu iyi ve kötü arasında araf da kalırken ancak iyiyi kötüye tercih ettiğinde bir mıktanıs gibi güzellikleri daha çok çeker hayatına. Çok sevdiğim bir sanatçının bir sözü olan ‘’dün doğmuş bir bebeğe girebilen mikrop misali, içimizde hem iyi var hem kötü’’. Ama önemli olan içlerimizdeki o iyi ağacını yeşertebilmek, çiçekler açtırarak, meyveler vermesini sağlayabilmektir. Yaşadığımız bütün kötü deneyimlere rağmen kalbimizi asıl iyiliğin kalkanı ile koruyabilmek bizi biz yapar. Rüzgâra karşı savrulurken gözlerimizi kapatıp sadece an’a odaklanmak ve sakince sindirmek gerek hissettiklerimizi. Sonra size dokunmuş olan her bir kötü deneyimi yavaş yavaş iyilikle savurmak iyileşme sürecinizi hızlandırır. Yaşamın kısır döngüsünde sadece nelere durup baktığımız, odaklandığımız çok önemli. Umudumuzu hiçbir zaman kaybetmemeye odaklanmak çok önemli.

Aslına bakarsanız egolarımızın, hırslarımızın esiri olmadan sadece iyiliği tercih edebildiğimiz de kötü olmaya imkanımız varken iyiliği tercih ettiğimizdeki, gösterdiğimiz iyi niyet ve irade bizlere rengarenk bir dünyanın kapılarını aralar.

En çok sevmeye, sevilmeye, bir bütünlüğe ihtiyacımız var. Birine duyduğunuz mutlak güven duygusunun size hissettirdiği huzur ruhunuza sağlayacağınız başka hiçbir duygu kadar özel olamaz. Böyle bir duyguyu hissedebileceğiniz biri varsa hayatınızda daha da şanslısınız çünkü insan ancak yargılanma korkusu olmadan kendini rahatça ifade edebildiği biri ile yürüyorsa bu yolculukta bir bütün olduğunu hissediyor. Bu da hayattaki pembenin tonlarından sadece biri olsa gerek diye düşünüyorum.

Her birimizin bizleri büyüten kötü tecrübeleri, yaşanmışlıkları var. Ben hayatımıza giren herkesin bir şekilde tesadüf olmadığına ve bizlere mutlaka öğretmesi gereken bir şey olduğunu düşündüğüm için hayatımıza dahil olduğuna inananlardanım. Hepimiz birbirimizin hayatlarında birer yolcuyuz ve hepimiz bir şekilde birbirimizin hayatlarına küçük-büyük dokunuşlar yapıyoruz. Önemli olan bu dokunuşları yaşarken özümüzde nasıl biri olduğumuzu unutmamak ve kalplerimizdeki niyetimizi hatırlamaktır.

Bazen düşünüyorum bu hayat döngüsünde nereye aidim?
Geçmiş mi? Gelecek mi? Hayır! Sadece ‘şu an’dayım…
Farkına varmak ”hissetmek” gerek sahip olunan güzellikleri.
Kendini kandırmak değil sadece gerçekten hissetmek gerek.

”Her sabah doğan güneşin tepelere vuran ışığındaki umudun,
Aldığımız her bir soluktaki rahatlamanın,
Şükretmenin verdiği huzurun,
İlkbaharda esen ılık rüzgarın tende bıraktığı o derin duygunun,
Rüzgara karşı gözlerinizi kapatıp dimdik durduğunuzda her şeyin üstesinden gelebileceğinizi hissettiğiniz o gücün,
Bazen bir anne, bazen bir eş, bazense bütününde bir insan olarak birilerine faydalı olduğunuzu, olacağınızı hissettiğiniz andaki mutluluğun,
Sizi ne denli güçlü, sağlam, yenilmez ve mutlu hissettireceğinin farkında mısınız?”

Yaşamak için her birimizin amaçları var…

Şekilleri, düzeni, işleyişi farklı olsa bile nefes aldığımız sürece mutlu olmak için sebeplerimiz var…

İlginizi çekebilir: Hayatınızın kontrolü yalnızca sizdedir: Kötü deneyimlerin etkisini azaltacak öneriler

Gamze Okutan: 15 Aralık 1986 Beykoz İstanbul doğumlu olan Gamze Okutan 2004 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar mağazacılık sektöründe satış danışmanlığı ve sağlık sektöründe hizmet veren bir firmada yönetici asistanlığı yaptı. Çalışma hayatı sebebiyle üniversiteye biraz ara verdikten sonra 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden mezun oldu. Şu anda Yazılım ve Teknoloji alanında hizmet veren bir firmada Mali & İdari İşler Yetkilisi olarak meslek hayatına devam ediyor. Evli ve bir kız çocuk sahibi bir anne. Pusula kitabının yazarı. Gamze Okutan’ın kendini bildi bileli sanata, kişisel gelişime, psikolojiye olan ilgisi hep vardı. Zaman zaman şiir yazmayı, deneyimlerini ve gözlemlerini paylaştığı yazılar yazmayı, kendi çapında hobi olarak müzikle uğraşmayı ve söylemeyi çok seven biri. Ayrıca arada sırada meditasyonla zihnini sakinleştirip stres atmayı, yoga ile bedensel enerjisini korumayı seviyor. Hayatta pozitif ve negatif her şeyin bir bütün olarak güzel olduğunu düşünüyor. Olaylara bakarken çoğunlukla pozitif taraftan değerlendirmeyi yani bardağın dolu tarafından görmeyi ve çözüm odaklı olmayı seviyor. Fakat negatifin ağır bastığı durumlarda duyguların sonuna kadar yaşanması gerektiğini aksi takdirde mutlu olmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. Hayatı dolu dolu, tutkuyla, hissederek yaşamayı seven aslında hayatın kendisine aşık, hayalperest bir yolcu olarak tanımlıyor kendini. Hayatın paylaştıkça güzellikler getireceğine olan inancını ve umudunu hiçbir zaman kaybetmemiş biri olarak paylaştıkça belki küçük dokunuşlarla bakış açımızdaki yansımaları çok daha renklendirebiliriz diye düşünüyor. Hep birlikte, el ele birbirimizin yoluna daha çok ışık tutarak yönümüzü bulmamıza bir nebze olsun katkı sağlayabileceğimize inanıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale