X

Reddetmeden hayır diyebilmenin püf noktaları

Doktor, avukat gibi bir mesleğe sahip, uzak akrabaların bile arayıp fikir sorduğu biri misiniz? Bir alanda delicesine uzmanlaştınız ve herkes o işin nasıl yapılacağını sizden mi öğreniyor? O halde, günlük hayatta hayır deme ihtiyacını en çok hisseden insanlardan biri olmalısınız. Haklısınız da! Gerektiğinde başkalarına hayır diyebilmek ve sınırlarınızı çizebilmek, kendi hayatınıza ayıracağınız zamanı korumanızı sağlar.

Herkesin sorularına yanıt vermeye çalışırken insanlara yardım etme, bilgeliğimizi yayma, fark yaratma gibi amaçlarımız olabilir. İnsanlarla tanışarak ağımızı genişletme, yeni iş fırsatları kovalama gibi altta yatan bir nedenimiz olabilir. Hatta içten içe, sevilmeyi, kabul görmeyi ve minnettar kalınmayı bekliyor da olabiliriz. Tüm bunlarda sorun yok, bizi kendi işimizden, planımızdan alıkoymadığı ve hayatımızın dengesini bozmadığı sürece… Zira başkaları için harcadığımız zaman ve efor kolayca, biz fark bile etmeden kendi hayatımızın önüne geçebilir. İşte o zaman tehlike çanları çalmaya başlar.

Orta yolu bulma sanatı

Çok yorulmanın yanı sıra başkaları için yaşıyor olduğumuz hissine kapıldığımızda, bu konuda bir şeyler yapmanın zamanı gelmiş demektir. Uplifers olarak, insanlar size danışmak istediğinde, onlara reddedilmiş hissi yaşatmadan hayır diyebilmek ve herkes için fayda sağlayacak bir orta yol bulmanın ipuçlarını araştırdık.

Başkaları için harcadığımız zaman ve efor kolayca, biz fark bile etmeden kendi hayatımızın önüne geçebilir.
Yardımın şeklini siz belirleyin

Biri size danışmak üzere yaklaştığında öncelikle konunun ne olduğunu ve ne tür sorular soracağını öğrenin. Bu, bir buluşmaya gerek olmadan o kişiye yardım edebilmenizi sağlayabilir. Belki telefonda konuyu aktarıverir ya da ilgili bir kılavuz / link gönderirsiniz ve işlem tamam!

“Kahve için çok yoğunum ama seni de bekletmeden şöyle bir yardımda bulunabilirim, şu linke tıkla…” gibi bir yanıtın pek çok kişiyi tatmin edeceğine emin olabilirsiniz. Bu bir kazan – kazan stratejisi aslında: Sonuçta karşınızdaki kişi de sadece kendi soracaklarını sormak için istiyor, ayıp olmasın diye de kahveyi bahane ediyor olabilir.

Tavsiyeler dökümanı hazırlayın

Danışmanlık gibi işler yapanlar bilirler, uzman olduğunuz bir konuda size her taraftan soru gelebilir ve çoğu, detayları incelemeyi gerektirmeyen başlangıç sorularıdır. Bunların her birine tek tek yanıt vermek için işi gücü bırakmanız gerekir. O halde neden genel bir döküman hazırlayıp işin ABC’sini yazıya dökmeyesiniz? Böylece size soruyla yaklaşan herkese “şurada bir temel döküman var” ya da “daha önce bu konuyla ilgili şurada yazmıştım” diyerek, tüm genelgeçer sorulardan kurtulabilirsiniz.

Bunca işin gücün arasında bir de bununla mı uğraşacağım, demeyin. Sizi sonradan o kadar çok şeyi baştan anlatmak zorunda kalmaktan kurtaracak ki, yaşayacağınız rahatlamayı tahmin bile edemezsiniz.

Kiralanabilir olun

Ne kadar paylaşmak ve bunun ne kadarını arkadaşça, herhangi bir menfaatiniz olmadan paylaşmak istiyorsunuz? Buna karar vermek çok önemli. Çünkü siz, insanların sizden yardım istediği konuda uzman olduğunuz için maaş alıyor olabilirsiniz ve böyle bir durumda, danışmanlık ücreti almanız oldukça mantıklı olur.

İnsanlar zamanınızın maddi bir karşılığı olduğunu bilebilirler.

Örneğin bir göçmenlik bürosu danışmanı düşünelim. Bir ülkeye göçmenlik başvurusu yapmak isteyen kişilerle konuşup onlara yol gösteren kişi, şayet etrafındaki herkese ücretsiz olarak yardım eli uzatsaydı, hiç para kazanabilir miydi? Elbette hayır. Danışmanın işi bu olduğuna göre, yanıt verdiği sorular için bir ücret belirlemesi ve bunu tüm çevresine uygulaması son derece doğal.

Aynı durum, benzer uzmanlıklara sahip olan herkes için geçerli. Yazarlık eğitimi, yaşam koçluğu, danışmanlık gibi ucu açık alanlar sömürülmeye çok müsait olduğu için insanlar zamanınızın maddi bir karşılığı olduğunu bilebilirler. Yakın çevrenize uygulamamayı seçebileceğiniz bu ücretlendirme politikası, tanıdığın tanıdığı olanlarda epey işe yarayabilir ve size de bir gelir kapısı açabilir. Hem tanımadığınız insanlara bedava yardım etmemek ayıp da olamaz, değil mi?

Hangi püf noktasını uygularsanız uygulayın, başta biraz rahatsızlık yaşamanız, birinin yüzüne kapıyı kapatmış gibi hissetmeniz çok doğal. Ancak unutmayın, sizin de kendi hayatınız var ve bu hayat, başkalarınınkinden daha önemsiz değil.

İlginizi çekebilir: Hayır demeyi öğrenmek

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale