X

Ramazan ayında beslenme nasıl olmalı? Oruç tutarken nelere dikkat edilmeli?

1 Mart’ta başlayıp 29 Mart’ta sona erecek Ramazan Ayı’nda oruç tutarken vücudunuzu nasıl hazırlamanız gerektiğini, sahurda ve iftarda neleri yemenin daha sağlıklı olduğunu ve ne tür yiyeceklerden kaçınmanızın vücudunuza iyi geleceğini keşfetmek için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz. Gün doğumundan gün batımına kadar olan sürede yani sahur vaktinden iftar zamanına kadar hiçbir şeyin yenilip içilmediği oruç tutma sürecinde vücudu uzun süre açlık ve susuzluğa dayanıklı hale getirmek için beslenme düzeninde birtakım değişikliklerin yapılması şart, aksi halde çeşitli sağlık sorunları oluşabileceği gibi, gündelik hayatın kalitesi de sekteye uğrayabilir. Peki, Ramazan’da nasıl beslenmeli, sahurda ve iftarda ne yemeli, nelerden kaçınmalı? İşte cevaplar…

Ramazan Ayı’nda oruç tutmayı düşünüyorsanız ve herhangi bir sağlık sorunuz ve/veya düzenli olarak kullandığınız bir ilaç varsa, öncesinde doktorunuzla konuşmanız gerektiğini unutmayın. Ayrıca, stresin vücudunuzdaki enerji seviyelerini azaltabileceğini göz önünde bulundurarak özellikle oruç tutarken kendinizi kötü hissetmemek için stres seviyenizi düşürmeye çalışın. Meditasyon, yoga, açık havada yürüyüş, nefes egzersizleri, mindfulness gibi rahatlatıcı pratiklerden faydalanın. Ağır egzersizlerden ise kaçınmaya çalışın. Ayrıca, su tüketimine her zamankinden daha fazla özen göstermeniz gerektiğini hatırlayın. Dengeli beslenmeyi, yeterli ve kaliteyi uykuyu, porsiyon kontrolünü de unutmayın. Gelelim sahur ve iftarda doğru beslenmeye…

Sahurda ne yenir, ne yenmez?

Sahur, oruç tutan kişilerin gün boyunca enerjik kalabilmeleri için oldukça önemlidir. Sahurda sağlıklı yiyecekler tüketmek ve yeterli beslenmek, gün boyunca açlık hissinin gecikmesine ve vücudun dengede kalmasına yardımcı olur. İşte sahurda dikkat edilmesi gerekenler:

Bol su için: Oruç süresince sıvı kaybı yaşandığı için sahurda yeterli miktarda su tüketmek çok önemlidir. Aksi halde susuz kalan vücutta dehidrasyon meydana gelebilir, bu da baş ağrısı, odaklanma güçlüğü gibi sorunlara neden olabilir. Ayrıca, susuzluğa neden olabilecek yiyecek ve içeceklerden kaçınmak da önemlidir, özellikle kafein içeren yiyecek ve içeceklerden kaçınmanız bu nedenle önemlidir. Yalnızca sahurda değil, iftardan sonra sahura kadar geçen sürede de bol miktarda su tüketilerek vücudun dengelenmesi gerekir.

Protein ve lif açısından zengin yiyecekler tercih edin: Protein ve lif açısından zengin yiyecekler tokluk hissini artırır ve sindirimi yavaşlatarak açlık hissini geciktirir. Bu nedenle, sahurda yumurta, tam tahıllar, yoğurt, lor peyniri, kuru baklagiller, yulaf ezmesi, kinoa gibi protein ve lif açısından zengin besinlerin tüketilmesi önemlidir.

Taze gıdalarla beslenin: Taze meyve ve sebzeler, vitamin ve minerallar açısından zengindir ve hem enerjinin korunmasına hem de tokluk süresinin uzamasına yardımcı olur. Öte yandan, salatalık, çilek, karpuz, marul, ananas, semizotu gibi su içeriği yüksek meyve ve sebzeler susuzluğun giderilmesine de destek olacağından sahurda tüketmek için uygun olan gıdalar arasında yer alır.

İşlenmiş gıdaları, yüksek şeker ve tuz içeriği olan yiyecekleri tüketmeyin: Paketli ve işlenmiş gıdalar genellikle yüksek miktarda tuz veya şeker içerir. Çok tuzlu ve şekerli olan bu tür yiyecekler, açlık hissini artıracağı gibi vücudun susuzluk çekmesine de neden olur. Bu nedenle sahurda taze gıdalara yönelmenizde ve aşırı tatlı veya tuzlu yiyecekleri tüketmemenizde fayda var.

Ağır yemeklerden kaçının: Sahurda ağır yemekler yemek, sindirim sisteminizi zorlayabilir ve gün boyunca rahatsızlık hissi yaşamanıza neden olabilir. Öte yandan, yeniden uykuya dalmanızı da zorlaştırarak ertesi gün kendinizi daha yorgun ve düşük enerjili hissetmenize zemin hazırlayabilir. Bu nedenle ağır yemeklerden kaçınarak daha hafif ve dengeli beslenmeniz gerekir. Özellikle kullandığınız yağlara dikkat ederek, sahurda avokado, zeytinyağı, Hindistan cevizi gibi sağlıklı yağ kaynaklarına yönelmeyi tercih edebiliriz, böylece sindirim sisteminizi de destekleyebilirsiniz.

Dilerseniz Cleveland Clinic’in örnek sahur menülerine göz atabilir, kendi damak zevkinize göre öğünlerinizi düzenleyebilirsiniz:

  • Taze meyve, az yağlı süt veya yoğurt ile hazırlanan yulaf ezmeli smoothie
  • Havuç, kereviz ve soğan ile hazırlanmış mercimek çorbası
  • Kabak ve labne ile hazırlanmış sos eşliğinde taze sebzeler

İftarda ne yenir, ne yenmez?

İftar, gün boyu açlığın ardından bir şeylerin yenilip içilmeye başlandığı öğündür ve yeme penceresi, bir sonraki sahura kadar açık kalır. Uzun saatler aç ve susuz kalan bedeni şaşırtmadan, mümkün olduğunca dengeli bir şekilde orucu bozmak ve tıpkı sahurda olduğu gibi hafif beslenmek önemlidir. Genellikle, orucun hurma ile açılması yaygın bir adettir, hurma doğal olarak tatlıdır ve vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi hızlı bir şekilde sağlar. Ayrıca, lif açısından zengindir ve sindirimi yavaşlatarak tokluk hissi verir, böylece aşırı yemeyi önleyebilir. Diğer yandan, orucun su ile açılması ve hafif yemeklerle başlangıç yapılması da önerilir.

Sahurda olduğu gibi iftarda da aşırı tuzlu ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak önemlidir; aksi halde tüm gün susuz kalan vücut daha fazla susuzluk çekebilir ve iftarda tüketilen şeker, kan şekerinin önce hızlı bir şekilde yükselmesine ve hemen ardından düşmesine neden olacağı için yorgunluk hissini artırabilir ve vücudun dengesini bozabilir.

Sağlıksız yağları içeren yiyecekler de hazımsızlık ve şişkinlik gibi sindirim sorunlarına yol açtığından tüketimi sınırlandırılmalıdır. İftarı ağır yiyeceklerle açmak, sindirim sisteminizi zorlayabilir ve midenizde ağırlık hissetmenize neden olabilir, ayrıca kilo alımını da tetikleyebilir. Bu nedenle hafif ve dengeli bir öğün oluşturmak önemlidir.

Taze meyve-sebzeler, sağlıklı yağlar, protein kaynakları ve tam tahılları içeren karbonhidratlar ile dengeli bir iftar menüsü, vücudun ihtiyacı olanı sunmaya yardımcı olacaktır. Çorba, salata, et-tavuk veya balık, sebze yemekleri, yoğurt, kefir gibi hafif yiyecekler, sağlıklı bir iftar geçirmenizi destekleyebilir. Cleveland Clinic’in örnek iftar menüleri ise şu şekildedir:

  • Sote sebzelerle fırınlanmış ve nohutla servis edilen tavuk
  • Kavrulmuş sebzeler ve kahverengi pirinç ile hazırlanan balık
  • Fırında falafel, pita ekmeği ve salata

İlginizi çekebilir: Ramazan ayında beslenmeye dair en sık sorulan 5 soru ve cevapları

Kaynak: nutrition.org, eatright.org, clevelandclinic

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale