X

Psikoterapiyle nasıl tedavi olunur: “Farklılaşma” ile gelen aydınlanma

Danışanların temel inançlarını değiştirmesi üzerine çalışmalar yapmak danışana pozitif yönde katkı sağlayacaktır. Fakat bu temel inançları değiştirirken daha içtenlikle, kapsayıcılıkla ve sınırlarla, benlik farklılaşması kavramıyla psikolojik problemlerin tüm çevresel koşullardan bağımsız sadece bireyde bittiğini ve kendisinden kaynaklı kısmın ise çocuklukta kazanılan klasik ve edimsel koşullanmayla öğrenme olduğunu, bir başkasını tetiklemez, etkilemezken, kendisine olan etkinin üzerinde durup, neyin, neden oluştuğunu sorgulamasına yardımcı olmak gerekir.

Öğrenilmiş her şeyin değiştirilebilme payının olduğu üzerine konuşmak yine farklılaşma seviyesini artıracaktır. Danışanın problem olarak gördüğü şeyi hayatının merkezine ne derecede dahil ettigini anlaması için günlük aktivite planı oluşturması da çok önemlidir. Bu problemi kontrol etmeye veya buna karşıt bir düşünce üretmeye çalışmaktansa bu durumu daha çok yaşamasına izin vermek gerekir.

Kendindeki yaşantısal deneyimleri daha derinden izleyip, kendi analizini kendisinin yapmasının avantajlarına odaklanmasını sağlamak önemlidir. Kendini onaylamanın ve “yeterince iyi kendilik algısı”nı kabullenmenin, problemleri çözmeye çalışmayı bırakmanın belirsizliğe tahammülü ne denli yükselttiğini, dürtü kontrolü sağladığını ve sağlıklı bir psikolojik farkındalık yarattığını fark etmesinde yardımcı olmak oldukça destekleyici niteliktedir.

Benlik farklılaşması temel hedef olması sebebiyle, burada benlik farklılaşmasının mümkün olup olmadığı ile ilgili danışanın görüşlerine önem verip farklılaşma ne demek, nasıl olsa kendi hayatı için bir değişim gerçekleşirdi, benlik farklılaşmasının zeminini sağlamak, danışandan geribildirim almak, onun fikirlerine önem verildiğini yansıtmak adına önemlidir…

Benlik farklılaşması, duygu ve düşünceleri birbirinden ayırt edebilmek demektir. Örneğin, günlük hayatta insanlar, bir olayı anlatırken duygularından bahsederler. Fakat hayatta bir iyilik hali, bir farklılaşma isteniyorsa düşünceler ve duygular arasındaki farkı ayırt etmek gerekir. Duygular gelir ve geçerler, uzun süre aynı duyguyu herkes aynı oranda hissetmez. Kişiye özgüdür. Fakat düşünceler kalıcıdır. Üzerinde durulması gerekir.

Hissedilen her ne olursa olsun, düşünülen şeyi ondan farklı görebiliyor olmak gerekir. Bu yapıldığında ne strese kapılıp “yanlış kararlar” alınabilir, ne de öfke, endişe kişiyi ele geçirebilir. Çünkü burada hissedilen her ne ise, bir sonraki evrede yerini bir başka duyguya bırakacaktır. Onun bir gelip geçiciliği vardır ve önemli olan kişinin o konuyla ilgili ne düşündüğüdür.

Bu düşüncelerin ne kadar işlevsel olduğunu danışan ile istişare etmek gereklidir. Burda danışan kendini rahatsız hissettiği duygulara kapıldığını gördüğünde hissettiği ne ve bu hislerle ilgili düşünceleri ne diye sütun çalışmasını yazarak yapmak, düşünsel anlamda bilişsel yeniden yapılandırmanın kalıcılığını terapi odası dışında da sağlamaya başlayacaktır. Yazarak çalışmak, düşünceleri somutlaştıracağı için düşünerek çalışmaktan her zaman daha kalıcı fayda sağlayacaktır.

Farklılaşma seviyesi yüksek kişi, bir gruba ait olurken, aynı zamanda o grubun içindeki fikir farklılıklarına açık olabilir. Düşünsel anlamda esnek ve değişikliklere hızlı uyum sağlayabilir.

Özellikle bir aile ilişkisinde, biri farklı düşünüyorsa, genellikle ne yapılır? Hepimizin aynı fikirde olması için uğraşılır, o kişi ikna edilmeye çalışılır. Burada farklı düşüncede olmak birbirini reddetmek değildir, farklılık insanlar arası ilişkilerde anlayış kazandıracak olan bir olgudur. Olanı olduğu gibi kabul etmeye sebep olacak bir durum olduğundan, bahsedilmesi gereklidir.

Önemli olan kaba uymayan, şekil ve desen farklılıkları olan kişilere de aynı alanı bırakabilmek, müdahale etme hakkını kendinde görmeden ilişkiyi sürdürebilmektir. Fikir ayrılıklarını tek bir maddeye oturtmaya çalışmak çok yorucu ve kişiyi bireysel olarak yıpratan bir durumdur.

Buna ek olarak, yargı çemberi benlik farklılaşmasında büyük farkındalık yaratır. Danışanın yargılarını kendi içinde ve dışında bir taramadan geçirmesi gerekir. Bir adım geriye giderek o yargıların hem içsel, hem de dış ses olarak günden güne azaldığını fark etmesi için yargılarını tanıyıp yargı çemberine yazması destekleyici olacaktır. Sosyal ilişkilerinin de bundan olumlu anlamda etkilendiğini fark edecektir. Çünkü danışan şunu fark edecektir; “Bana göre, uygun olmayan, yanlış değildir. Bana göre uygun olmayan, sadece farklıdır.

Kimseye herhangi bir etiket yapıştırmadan sadece farklı olarak kabul etmek, kişinin müdahale etme hakkı görmeden ve kendine benzetme çabasına girmeden kendine ve karşısındakine ruhsal alan, konfor yaratmasında fayda sağlayacaktır. Son olarak, duygusal-tepkisel olmamak benlik farklılaşmasında sınırların korunması için en sağlıklı ve yardımcı yöntemlerden biridir.

Danışanın karşısındaki kişinin fikirlerine veya kararlarına saygılı olmadığında, belirsizlik ve yoksunluk durumlarında bir anda ani duyguyla tepki verme hallerini belirleyip, duygusal-tepkisel olduğu noktaları fark etmek, bu konularda kendini ifade etmesini sağlamak yine davranışlarını kontrol etmesinde yardımcı olacaktır.

Tepkisel olmak demek, karşıdaki kişiye fikir farklılıklarınızı rahatça ifade edememek demektir. Anlatamamaktan kaynaklı bir an evvel onunla bir kopma noktası koymak demektir. Ancak burada işlevsel ve sağlıklı olan; fikirlerinize uygun olmadığını o kişiye anlatabilmek, bunu sakin ve sükunetli bir şekilde yapabilmektir. Danışana bu gibi durumlarla karşılaştığında terapi odası dışında da; “Karşımdaki kişinin farklılaşma düzeyi yeterince yüksek değil ve stresle baş etme konusunda çok zorlanıyor. Kendi fikrini uygun olmayan bir ortamda rahatça ifade edemiyor. Bu durumun benimle hiçbir ilgisi yok” düşünce yapısını uygulamasını ifade etmek, danışanın düşünsel hatalar yapmasını engeller niteliktedir.

Farklılaşma demek, kişinin duygularını hemen olduğu gibi kabul etmemesi demektir. Farklılaşma demek kişinin zor zamanlarda kendini sakinleştirebilmesi demektir. Kendini duygusal olarak yakın hissettiği kişilerin farklı hissettiğini düşündüğünü fark ettiğinde, kızmadan, tepki vermeden, küsmeden olağan bir şekilde kabul edebilmek demektir.

Sorunun sorumluluğunu alarak bireysel olarak kim ile sıkıntı yaşanıyorsa araya kimseyi koymadan yalnızca kendisi konuşarak halledebilmesi gibi hem düşünsel, hem davranışsal olarak benlik farklılaşması değişimini beraberinde getirir.

Bunun gibi psikoterapi teknikleriyle terapötik ilişkide “benlik farklılaşma seviyesini” yükselterek semptomun ruhsal olarak yer değiştirmesini de önlemek amacıyla danışanın sınırlarını koruyabilmesi, benlik algısının güçlendirilmesini bütüncül- eklektik olarak işlemek danışanın hayattan aldığı doyumun daha sağlıklı, mutlu, pozitif ve kaliteli hale gelmesini sağlayacaktır. Terapi yöntemi kişiye özel olarak belirlenmelidir. Eğer sonuçlar hedeflenen gibi değilse ya da uygun olmadığı düşünülüyorsa, terapi ilişkisinde uyum maddesi sağlanmıyorsa ikinci bir terapistten fikir alması için yönlendirici olmak hayati değerdedir. Çünkü psikoterapi herkese uyan tek bir tedaviden oluşamaz.

İlginizi çekebilir: Stres, kaygı ve belirsizlikle başa çıkmak: Benlik farklılaşması nedir, nasıl olur?

Uzman Psikolog Gül Er İşlek: Herkese merhaba, Bahçeşehir Üniversitesi'nde lisans eğitimimi tamamladıktan sonra Klinik Psikoloji Programı’nda yüksek lisansımı tamamlayarak uzmanlığımı aldım. Bu süreçte birçok danışmanlık merkezleri,hastaneler,tıp merkezlerinde ve okullarda psikoterapist olarak görev alıp sayısız seminer verdim. Şu anda, Gül Psikolojik Danısmanlık ve Eğitim Merkezini kurarak yetişkinler için bireysel danışmanlık yapmakta ve psikoterapi uygulamalarında Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve Şema Terapi, Psikodinamik Terapi ekollerini kullanmaktayım. Ağırlıklı olarak travma, stres, depresyon, yeme bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları, bağımlılıklar, kişilik bozuklukları, dikkat eksikliği ve ergenlik dönemi sorunları üzerinde çalışmaktayım. Bir Psikologtan Kendine Notlar kitabının yazarıyım.Yazmanın ve okumanın ruhu dinlendirdiğini düşündüğüm için burada sizlerle yazılarımı paylaşıp daha fazla kişiye ulaşmayı temenni ediyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale