X

Psikolojide “bağlanma teorisi”: Çocukluğumuz yetişkinlikte kurduğumuz ilişkileri nasıl etkiliyor?

İnsanın en önemli özelliklerinden biri sosyal olmasıdır ve bu yanı onun şimdiye dek dünya üzerindeki varlığını sürdürmesinde de etkili olmuştur. Geçmişte hayatta kalmamızı sağlayan sosyal iletişim, her ne kadar artık bizi yabani hayvanlardan korumak gibi bir işe yaramasa da halen önemini korumaktadır. Çünkü bugünün toplumunda sağlıklı ve güçlü ilişkiler kurabilmek bireye güven ve rahatlık sağlar.

İlişkilerin temeli çocuklukta atılır. Bebeklerin ilişkilerini nasıl kurduğuna dair şimdiye dek pek çok araştırma yapılmış ve bu araştırmalar temelde bir teori üzerinde yoğunlaşmıştır. ‘Bağlanma teorisi’ şeklinde adlandırılan bu kuram,  bebeklerin ebeveynleri ya da onların bakımını sağlayan kişilerle kurdukları iletişimi tanımlar. Bugün bu araştırmalar sayesinde, bebeklik döneminde kurulan ilişkilerin yetişkinlik döneminde kurulacak olanları şekillendirdiğini biliyoruz.

Bağlanma teorisi

Psikologlar, doğumdan kısa bir süre sonra bebeklerin kendilerine bakan kişilerle, yani genellikle ebeveynleriyle aralarında bir bağ oluşturduğunu ifade etmektedir. Söz konusu bağ, bizim sosyal ilişkilerimizde uzun süre görmediğimiz kişileri özlememizi sağlayan etkendir. Yeni doğanların kurdukları bu bağ, daha öncesinde bilinse de; bağlanma teorisinin ilk defa bu isimle anılması 1950’li yıllarda John Bowlby ve Mary Ainsworth tarafından yapılan araştırmalar sayesinde gerçekleşmiştir. Bu araştırmada Bowlby bağlanmanın bebek büyüdükçe değişen aşamaları olduğunu ortaya koymuştur. Bu aşamalarda bebeklerin ilk ilişkilerine dair algıları, ebeveynlerinin kim olduğunu tanımaktan onların kendilerine ait bir hayatları olduğunu anlamalarına kadar evrilir.

İlginizi çekebilir: İlişkilerde bağlanmanın kökeni

Yabancı ortam deneyi

Ancak bağlanma teorisinin açıkladığı tek şey bu aşamalar değildir. Çocukların özellikle hayatlarının ilk yılında ne tür bağlar kurdukları ve bu bağların onların gelecekteki hayatını nasıl etkilediği de yine bu teorinin konusudur. Ainsworth, gerçekleştirdiği ‘yabancı ortam’ deneyi ile söz konusu bağlanma türlerini açıklamaya çalışmıştır. Bu deneyde; bir oda içinde bulunan anne ve bebeğe kısa bir süre sonra bir yabancı katılır ve daha sonra anne, bebeğini bu yabancıyla birlikte yalnız bırakarak odadan çıkar. Ardından anne, odaya geri döner ve yabancı odadan ayrılır. Anne ise bebeği odada yalnız bırakarak tekrar odadan çıkar ve yine kısa süre sonra önce yabancı, sonra da anne odaya tekrar gelirler.

Ainsworth’ün yabancı ortam deneyini aşağıdaki videoda bulabilirsiniz:

Bağlanma türleri ve yetişkinliğe etkisi

100’den fazla bebek üzerinde çalışılan deneyde, bebeklerin 4 temel bağlanma şekline sahip olduğu gözlemlenmiştir. Bunlar güvenli bağlanma, çekingen bağlanma, dirençli bağlanma ve düzensiz dağınık bağlanmadır.

Güvenli bağlanmada bebeklerin ebeveynlerinden ayrılabilme yetileri olsa da onlarla birlikte olmayı tercih ederler ve ebeveynleri tarafından kolaylıkla sakinleştirilebilirler. Güvenli bağlanma en yaygın bağlanma şekli olmakla birlikte, aynı zamanda en sağlıklısıdır. Çünkü bebeklik döneminde güvenli bağlanmaya dayalı ilişkiler kurabilen çocuklar, ileride öz saygısı yüksek ve güvene dayalı ilişkiler kurabilen bireyler olmaktadır.

Çekingen bağlanmanınsa en belirgin özelliği bebek için ebeveyn ile yabancı arasında neredeyse hiçbir fark olmamasıdır. Bu tür bir bağlanma yaşayan çocuklar ileride başkalarıyla yakın ilişkiler kurmada sorun yaşayabilir ve içine kapanık davranışlar sergileyebilirler.

Dirençli bağlanmada bebek ebeveyni dışında kimseye güvenmez ve ebeveyni geri döndüğünde dahi tam anlamıyla rahatlayamaz. Dirençli bağlanma, yetişkinlik döneminde de kurulan ilişkilerde kaygı yaşanmasına neden olabilir.

Dağınık düzensiz bağlanma ise bebeğin ebeveynine karşı ilgisiz ya da onun varlığında endişeli olduğu durumlar için geçerlidir. Bu bağlanma şekli, yetişkinlik döneminde ciddi sosyal sorunlar yaşanmasına sebep olabilir.

Ainsworth’ün yaptığı bu deney, 1960’lı yıllarda yapıldığı için, dönemin şartları gereğince ebeveyn olarak yalnızca annelerin katılımı sağlanmıştır. Ancak şimdiye kadar deneyin tekrarları farklı bilim insanlarınca gerçekleştirilmiş ve bu 4 temel bağlanma şeklinin diğer ebeveyn-çocuk ilişkileri için de geçerli olduğu görülmüştür. Öte yandan yukarıda sıralanan bağlanma şekillerinin kesin çizgilerle birbirinden ayrıldığı düşünülmemeli ve bu 4 temel madde, güvenli bağlanmadan dağınık bağlanmaya giden bir yelpaze olarak dikkate alınmalıdır.

Bağlanma teorisiyle ilgili bir diğer önemli nokta ise, bebeklikte kurulan söz konusu bağların her ne kadar yetişkinlik dönemini şekillendirdiği bilinse de, bunun değişmez olmadığıdır. Güvensiz bağlar kuran çocukların ileride güvenli iletişim kuran partnerlerle birlikte olduğunda sosyal iletişim becerilerinin ve ilişki kurma biçimlerinin olumlu yönde değişim gösterdiği bilinmektedir.

Bağlanma teorisi hakkında daha fazlasını merak ediyorsanız aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz:

 

İlginizi çekebilir: Karşınızdaki kişiye bağlanma şekliniz ilişkinizi nasıl etkiliyor?  Karşınızdaki kişiye bağlanma şekliniz ilişkinizi nasıl etkiliyor? 

Kaynak
scishow

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.

Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları

Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale