X

Politik olan aynı zamanda metafiziktir: Hayatın bize verdiği dersler

Çok büyük dersler aldık ve almaya devam ediyoruz. Bugün seçimler sonuçlandı hem de daha TV karşısına tam oturamamışken sonuçlanıverdi.
Bu her ne kadar politik bir başlık olsa da, aslında çok da metafizik bir başlıktır.
Bizler, içimizde neleri yaşıyor ve yaşatıyorsak onu projekte ediyoruz yaşamda da. Yaratım dediğimiz şey de budur. Yaratım konusu, birçok ritüelle dileklerde bulunmak gibi anlaşılsa da aslında bir “olma” halidir. Bir anın içinde kendi varlığını, düşlediğin yaşama uyumlama halidir.
Tüm hücrelerinle aşık olduğunda aşk gelir.
Tüm hücrelerinde özgür olduğunda özgürlük gelir.
Tüm hücrelerinle, zihninle, ruhunda aynı hizada “benim” dediğinde, tüm iradenle “benim” dediğinde “güç” gelir. Varlığın gücü.
Yaşam karşında bir ayna gibi olduğun şeyi sana yansıtır. Yaratım, eş yaratıcılık budur.

Peki bunun giriş cümlem ile alakası nedir?
Çok büyük dersler aldık, evet, ve almaya devam edeceğiz. Yetersizlik hissi ve kendi iradeni başka bir olaya, kimliğe, inanca teslim etmek bizleri yaşamda değersiz ve görünmez kılar. Bir kurtarıcı aramak, gücü kendi içimizde değil de dışarıda aramak, bizi her zaman sistemin milyonlarca çarkından biri haline getirir.
İfadesizlik, öfke, donma hali, kendine ve yaşama güvensizlik yaratır. Güç, elbette ki içimizde ve her birimizin kendisine aittir. Kimse, hiçbir inanç, olgu, dogma, mit kendi varlığımızın gücünden değerli değildir.
Dışarıda olan “şeylerin” gücü, kendi farkındalığına ulaşmamış kişilerin, kurtarıcı arayanların, yaşam sorumluluğunu almaktan ve yaşamdan korkanların, iletişimden ve kendini ifade etmekten korkanların, “benim” demekten korkanların enerjileri ve beklentileri ile oluşur ve büyür.
Yani, tapılacak tanrılar yaratırız.

Kuran’da şirk koşmak dedikleri şey budur. Kendi gücünü yok sayarak veya değersizleştirerek, dışındaki herhangi bir şeylere güç ve iradeni teslim etmek, şirk koşmaktır. Alt yazıları okumak önemli.
İlişkilerimizde, ister duygusal, ister iş olsun, kendi hislerimizi yok saymak ve talep karşılayan haline geçmek bu birlikteliklerde ast üst oluşturur. Kimse ve hiçbir şey, varlığınızdan üstün veya aşağı değildir. Gücünüzü başkalarına vermeyin derken, ışığınıza sahip çıkın derken anlatılmak istenen şey bu göz hizasında kalma halidir.

Hepimiz son zamanlarda oluşan enerjiler ile, bir şekilde, bilincinde olarak ya da olmayarak değişimler gösterdik ve göstermeye devam ediyoruz. Ergenlikten olgunluğa atılan adımlar var. Önümüzde, bizi biz olmaktan alıkoyan ne varsa sağaltıyoruz. Her soyunuşumuz kendimize biraz yaklaştırıyor bizleri, özümüze.
Bizler bağımsız ve eşsiz ruhlarız. Her birimiz birbirimizden ayrı ve aynı zamanda birbirimize bağlı. Özümüzün, varlığımızın gereğidir bağımsızlık. Yaşam ile ilişkimiz, ancak bağımsızlık noktasında tam anlamıyla ahenk içinde olur. Attığımız veya takıldığımız çengeller bizim bir bütün olarak titreşmemize engel yaratır ve o çokça duyduğunuz veya söylediğiniz “eksik istemişim, niyet ederken buraları atlamışım” cümlelerini kurdurtur. Hiçbir şeyi eksik hissetmeyiz, olduğumuz hal tam ve bütün değildir. Bunu kabul etmek önemli.
Ancak bir bütün olduğunuzda, yaşamın size aynaladığı ile ahenkli bir dansınız olur. Gözünden gözünüze…

Tam ve bütün olmak için, gücümüze sahip çıkmalıyız. Bizi biz olmaktan alıkoyan ne kadar kimliğimiz varsa, ne kadar gizli ajandamız varsa, korkumuz varsa cesaretle gözlemleyip şifalandırmalıyız. Elbette bu yaşam boyu sürecek bir çalışamadır fakat kendini bilme hali ve buna kabul verme hali bütünü şifalandırır ve yaşamla zarafet içinde hemhal olmana olanak sağlar.
Olduğumuz hale “eyvallah” diyebiliyorsak, yaratımlarımız bizleri her zaman mutlu eder ve öğretilerini almak o derece zarafet ve nezaketle olur.
Bu yüzden, kendini yargılamadan hataların ve güzelliklerinle kendine hakkını helal etmeli ve kucaklamalısın. Bu özgürlüğün ilk adımıdır. Gücüne sahip çıkmanın ilk adımıdır.
Kendini dövmeden, dönüştürmen gerekeni dönüştürmek için adım atmalısın, her şeye rağmen, “ben” dediğine rağmen…

Ve asla, kim, ne, hangi vesileyle gelmiş olur ise olsun, senin için kurtarıcı değil, kendi kendini kurtarışının sembolu, aynasıdır sadece. Sen kendine “evet” dediğin için yaşam da sana “değersizlik” kimliğinden özgürleşmeyi verir.

Şifa olsun.

İlginizi çekebilir: Yaşam masalımız: Hem varız hem yok, hem var edeniz hem yok eden

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale