X

Plastik kirliliğinin başrol oyuncusu: Mikroplastikler

Plastik, alternatiflerine göre hem daha hafif, hem de daha ucuz olmasıyla pek çok alanda kullanılan bir malzeme. Fakat plastik materyallerin, kullanıldıktan sonra uygun şekilde yok edilmesi veya geri dönüştürülmesi gerekiyor; aksi takdirde doğada uzun süre kaybolmadan birikiyor ve zamanla parçalanarak mikroskobik plastik parçalarına, yani mikroplastiklere dönüşüyor.

Mikroplastik, beş milimetreden küçük plastik parçalarına verilen bir isim. Mikroplastikler ya belirli ürünlere eklenmek için özellikle üretilirler ya da daha büyük plastik materyallerin aşınması ile oluşurlar.

Aşındırıcı özelliği sebebiyle, özellikle temizlik ürünlerinde mikroplastik kullanımı oldukça yaygın. Duş jelleri, diş macunları, sıvı ve toz deterjanlar, boyalar ve peeling özellikli cilt bakım ürünleri bu listenin başını çekiyor. Mikroplastiklerin aşındırıcı özelliği, dişlerdeki plakları temizlemek, ölü deriyi uzaklaştırmak, kirleri sökmek için kullanılıyor.

Ancak bu mikroplastikler buhar olup uçmuyor. Temizlik bitip durulamadan sonra gider suyuna karışan mikroplastikler çevreye salınmış oluyor. Evsel atık suları vasıtasıyla karasal ortama geçebiliyorlar. Ardından nehirlere, göllere, denizlere karışıyorlar.

Çevreye karıştığında, balık ve kabuklu canlılar gibi pek çok canlının vücudunda birikerek hem canlı yaşamını tehdit ediyorlar, hem de bu canlılar yoluyla besin zincirine dâhil oluyorlar. Zincirin halkalarından biri de biziz.

Mikroplastiklerin deniz tuzlarında bulundukları biliniyordu. Güncel araştırmalar ise bu bulaşmanın sofra tuzlarına kadar ilerlediğini gösteriyor. Avrupa, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika’da bulunan 21 farklı ülkeden 39 tuz markası incelendi ve 36’sında mikroplastik parçaları saptandı.

Türkiye’de de durum çok farklı değil. Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sedat Gündoğdu ve Prof. Dr. Cem Çevik tarafından Akdeniz’de yürütülen plastik kirliliği araştırmalarında, Akdeniz sahillerindeki mikroplastik kirliliğinin km2 başına 7 milyon taneciğe kadar çıktığı tespit edilmiş. Bu durumun denizden elde edilen gıda ürünlerini de etkileyebileceğini düşünen araştırmacılar, deniz tuzu, kaya tuzu ve göl tuzu imalatı yapan 16 farklı tuz markasını da incelemeye almışlar. Analizler sonucunda;

  • Deniz tuzundan kilogram başına 16-84 plastik,
  • Göl tuzundan kilogram başına 8-102 plastik,
  • Kaya tuzundan kilogram başına 9-16 plastik tespit edilmiş.

En fazla tespit edilen plastik türleri arasında ambalaj yapımında kullanılan polietilen (PE) ve polipropilen (PP) bulunması, tuz paketlerinin kendisinin de tuza mikroplastik bulaştırabileceğini düşündürüyor. Tuzun pek çok yiyecekte kullanıldığını düşünecek olursak, bir kişinin bir yıl içerisinde sadece tuz tüketerek yuttuğu mikroplastik miktarı 302 adede kadar çıkabiliyor.

Mikroplastiklerin çoğu sindirim sisteminden hasar vermeden geçip gidiyor ama hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, mikroplastiklerin bazı toksik maddeleri tutma ve vücut içerisinde taşıma kapasitesi olduğunu gösteriyor. Bu toksik maddelerin vücutta birikimi bağışıklık sisteminde, büyümede ve üremede ciddi riskler doğurabilir. Ne var ki, araştırmacılar bu riskler konusunda şimdilik kesin konuşamıyorlar çünkü insanlar üzerinde benzer çalışmalar yapmak pek mümkün değil.

Bunun sebebi ise; mikroplastiklere maruz kalan ve kalmayan iki grubu karşılaştırarak sonuçları analiz etme gerekliliği. Fakat hemen hemen her insanın vücudunda mikroplastikler olduğundan, böyle bir karşılaştırma yapmak olanaksız.

Testlere tabi tutulan insanlarda, yaşadıkları ülkeye veya yaşam rutinlerine göre yoğunluğu değişmekle birlikte, her birinde mikroplastik kalıntısı tespit ediliyor. Tespit edilen plastik çeşitleri arasında en sık rastlanan polipropen (PP) ve polietilen tetralat (PET). Boyutları ise 50-500 mikrometre arasında değişiyor.

150 mikrometreden küçük mikroplastiklerin bağırsak boşluğundan geçip dolaşım sistemine girebileceği düşünülüyor. 20 mikrometrenin altındaki parçacıkların organlara girebileceği, hatta daha küçük olanların hücre zarından, kan-beyin bariyerinden ve plasentadan geçebileceği de insanı korkutan riskler arasında. Mikroplastikler vücuda bu denli nüfuz edebilirse, bağışıklık sistemini ve vücudun iç dengesini bozması olası.

Yukarıda sayılan olası risk ve tehlikelerin hepsi hâlihazırda sadece “olasılık”. Pek çok farklı faktöre bağlı olduğundan ve detaylı araştırma gerektiğinden, mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkileri için henüz kesin bir kanıya varmak yanlış olur. Ancak plastik tüketimindeki aşırılığa engel olmazsak, bir şeyleri değiştirmeye bir yerden başlamazsak, yakında etkilerini hep birlikte yaşayacağız. Asıl soru; plastik kirliliğinin sonuçları ile yüzleşmeye hazır mıyız?

Hepinize plastiksiz günler dilerim…

Kaynaklar:
TÜBİTAK Bilim ve Teknik Aylık Bilim Dergisi, Aralık 2018, Sayı 613.
Sedat Gündoğdu, “Contamination o table salts from Turkey with microplastics”, Food Additives & Contaminants; Cilt 35, Sayı 5.
https://www.dw.com/tr/mikroplastik-deniz-memelilerini-tehdit-ediyor/a-47357803

Denizatı fotoğrafı: The National

İlginizi çekebilir: Sıfır Atık Rehberi 3: Atıksız temizlik malzemeleri için ev yapımı tarifler

Çağla Lotinac Akman: AgeSA'da birikim ve güvence danışmanı ve çevre aktivisti. Hafta içi 9-5 danışanlarına finansal danışmanlık vererek insanları daha varlıklı hale getirmek, hafta sonu da deniz kenarında sabah koşusu yapıp koşarken kumlardaki çöpleri toplayıp ayrıştırmak en büyük hobileri arasında. Uplifers'ta 2018'den beri çevre kirliliği, sıfır atık, gezegen dostu yaşam, koşu, kişisel finans ve bütçeleme konularında yazılar hazırlamakta, gezegenimiz için farkındalık yaratmayı ve finansal okur yazarlığı arttırmayı hedeflemektedir. Kendisine ulaşmak ve ücretsiz finansal danışmanlık almak için: (0530)-767-24-64.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale