X

Olumlu düşünce nelere kadirdir: Biz Ay’a bakmasaydık Ay orada olur muydu?

Niyetinizin ve odağınızın hayatınızda neleri var ettiğini bilseydiniz; bundan çok daha farklı his ve düşüncelere sahip olmayı seçer miydiniz ?

Öncelikle şunu belirtmeliyim; kuantum evreninde olasılıklarımız sonsuz… Ta ki siz, yani gözlemci gözlemi gerçekleştirene kadar… Şimdi hep birlikte sevgili Kuantum Fizikçisi Elçin Tün’ün yardımıyla biraz daha ilginç bir noktaya doğru gidelim;

1940 yılında Princeton araştırmacıları ilginç bir deneye imza atıyorlar. Sol ve sağ kulakta -eşit olarak- on bin tık sesi vuran iki adet kaset kaydı yapıyorlar. Daha sonra bu kasetleri kimse dinlemiyorken -ortamda gözlemci yokken- çalıyorlar, aynı sayıda tık sesi vurduğundan emin oluyorlar. Ardından kasetlerden birini kasaya kaldırıyorlar, diğerini ise denek katılımcıya evde dinlemesi için veriyorlar. Yalnız bir şartla; sol kulakta daha fazla tık sesi duymaya”niyet edere” dinleyecektir. Denek bu niyetle ses kaydını dinliyor, ardından kasedi geri veriyor. Şimdi hazır olun; kasedin bilgisayarda yapılan ölçümlerinde de sol taraftaki tık sesi daha fazla çıkıyor! Deney burada bitmiyor. Ardından kasada tuttukları diğer kasedi de çalıyorlar; onun da sol tarafındaki tık sesi daha fazla çıkıyor! Bu deney yaklaşık 80 yıldır binlerce kez tekrarlanıyor, ancak sonuç değişmiyor.

  • Peki, içimizden geçirdiğimiz bir niyet somut olarak varolan, geçmişte yapılmış bir kaset kaydını değiştirebiliyorsa, hayatlarımız da -bilinçli ya da bilinçsiz- odaklandığımız ve niyet ettiğimiz şeylerin bir yansıması olabilir mi?
  • Kendi illüzyonumuzu kendimiz yaratıyor olabilir miyiz?
  • Biz kafamızı yukarı kaldırmasaydık Ay, Güneş ve yıldızlar orada olur muydu?
  • Atalarımızın “İyi düşün iyi olsun”, “Param yok deme yok olur”, “Korktuğun şey başına gelir” diyerek bizlere aktardıkları bilgeliğe gerçekten kulak veriyor muyuz?
  • Kendimizi çaresiz hissediyorsak, tek çare kafamızın içindekileri değiştirmemiz olabilir mi ?

Tıpkı bu deneyde olduğu gibi; sonsuz olasılıklar dünyamızda nefes aldığımız her an kendi seçimlerimizin, kafamızın içindeki kayıtların sonuçlarını tekrar tekrar yaratmaya devam ediyoruz.

Kendimden örnek vereceğim; ne zaman hasta olsam doktora giderdim ve doktorlardan hiçbir şeyim olmadığını, aksine gayet sağlıklı olduğumu duyardım. Duyması bende hep trajikomik bir his yaratırdı. O kadar ağrı çekip tanı konamadığı için üzülsem mi yoksa ardında fizyolojik bir sebep olmadığına şükretsem mi bilemezdim. Yine böyle bir gün başka bir şikayetle son çare bir profesöre çıkmıştım. Kendisine büyük bir teşekkür borçluyum çünkü ilk aydınlanmamı onun yardımıyla yaşadım. Gözlerimin içine bakarak; yaşadığım tüm semptomları kendi kafamda yarattığımı ve önce kafamın içindekileri değiştirmem gerektiğini söyledi. Ben daha bu cümleyi anlamaya çalışırken “Meditasyon veya yoga, her ne ise kendin için bir şey yapmalı, kafandaki sesleri susturmalısın” diye de ekledi. Haklıydı!! Thetahealing’le tanışmam işte bu diyaloğun ardından gerçekleşti. Ve aynı zamanda şunun da farkına varmıştım; ben “Aman hasta olmayayım” diye devamlı korkarken, odaklandığım tek şey “hastalık” olmuş ve hayatımda sadece hastalık yaratır hale gelmiştim.

Bilinçaltınızın çalışma prensibi gayet basittir. Sizin devamlı sarf ettiğiniz sözcükler ya da kafanızdan geçirdiğiniz düşünceler için beyniniz de -sorgulama yapmaksızın- yeni kayıtlar yaratır. Bu kayıtlar sizin yayın yaptığınız frekanslarınızdır, sonrasında- kaset deneyinde olduğu gibi- hayatınıza bu kayıtları doğrulayacak deneyim ve hisleri çekersiniz. Burada dikkat etmeniz gereken en önemli ayrıntı bilinçaltınız için “-me, -ma, -değil” kalıplarının hiçbir anlam ifade etmemesidir. Yani size “limon düşünme” dendiğinde bilinçaltınız çoktan o limonu sizin gözünüzde canlandırmış, hatta diliniz limon yemişsiniz gibi tepki vermiş olacak. Her “Ben hasta değilim” dediğinizde bilinçaltınızın sizi hasta etmesi ihtimalini artırıyor olacaksınız. Aynı şekilde çocuklarınızın da “yapma” dediğiniz her şeyi tam aksine yaptıklarını keşfetmişsinizdir, çünkü siz aslında onlara bu komutla her zaman “yap” mesajını veriyorsunuz.

Peki şimdi tüm bu bildiklerimizi hayatımıza nasıl katacağız ? Çoğu kişisel gelişim kitabı iyiyi, güzeli düşünmemizi söylüyor, ancak şayet beyniniz böyle düşünmeye alışkın değilse (nöronlarınızda bu yol tanımlı değilse) bunu bazı pratiklerle beyninize öğretmeniz gerekiyor.

İşte sizlere bunu yapabilmeniz için ufak bir yol haritası…

Olumlu düşünmeyi alışkanlık haline getirebilmeniz için 5 öneri

  1. İlk olarak söylemlerinizi değiştirmekle başlayın. “Ben çok şanslıyım”,“ Hayatımda her şeyden bolca, çokça var”, “Para bana en hayırlı ve en yüce şekilde sonsuz, sınırsız kaynaktan akıyor”, “Ben mükemmel sağlıktayım”… Bu tür kalıpları sıkça kullanın. Bilinçli zihniniz inanmasa da bilinçaltınızın sıkça söylediğiniz şeyleri sorgulamadan kabul ettiğini söylemiştim; bizim öncelikli amacımız da oradaki kayıtları bu söylemlerle değiştirmek.
  2. Odaklandığınız şeyleri değiştirmenin en iyi yolu bir şükür defteri tutmak. Yatağınızın başucuna koyacağınız sevimli bir deftere sabah uyandıktan hemen sonra ve akşam yatmadan hemen önce 8’er adet (8 rakamı bereketi simgeler) şükür ekleyebilirsiniz. Güzel gündoğumu için, çok istediğiniz o ayakkabıyı satın alabildiğiniz için, yıldızları görebildiğiniz, kuş seslerini duyabildiğiniz, o günkü toplantınız çok iyi sonuçlandığı için… Aklınıza gelebilecek her şey için şükredin. Bu defteri devamlı dolduruyor olmanız baktığınız her şeydeki “iyi”yi görebilmenizi ve bunun için beyninizi eğitmenizi sağlayacak. Aynı zamanda niyet enerjiniz devamlı aktif kalacağından evrenin yaratım gücünü de kendi lehinize kullanmaya başlayacaksınız. Unutmayın, hayatınızda odaklandığınız şeyleri çoğaltırsınız.
  3. Kendinizi size hizmet etmeyen düşünceler içinde yakaladığınızda bu yaratımınızı “iptal, iptal, iptal” diyerek yıkın ve söylemlerinizi olumluya çevirin. Bunu yapmaya başladığınızda çekim yasasının sizin için çalışmaya başladığını ve yaşadığınız deneyimlerin değiştiğini fark edeceksiniz.
  4. Yatmadan önce olumsuz, şiddet içeren haberler, görüntüler izlemeyin. Bilinçaltınız gece yatarken ne düşünüyorsanız bütün gece onu sizin için işlemeye devam eder. Huzurlu bir uyku için yatmadan önce size iyi hissettiren bir kitap okuyabilir, nefesinize odaklanacağınız hafif bir meditasyon yapabilirsiniz.
  5. Son olarak bilinçaltı temizlik yöntemlerini araştırın, size en yakın gelen yöntemi öğrenin. Yapabileceklerinize siz bile şaşıracaksınız.

Aklınıza takılan soruları sormak, uygulamaya başladıktan sonra hayatınızdaki güzel gelişmeleri paylaşmak isterseniz benimle www.esindemir.com ve @thetahealing_by_esindemir Instagram hesabım üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

Sevgiyle kalın…

İlginizi çekebilir: Bilinçaltı temizliği: Hayatınızı değiştirebilme gücüne sahip olduğunuzu bilmek ister misiniz?

Esin Demir: 2010 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirdi. Spiritüel gelişim merakı 2009 yılında, Japonya’ya bir yaz stajı programı ile gittiğinde başladı. Bu ilginç ada ülkesinde pek çok tapınak gezdi, bu tapınaklarda yapılan dini ritüelleri yakından görme imkanı buldu. Türkiye’ye dönüp profesyonel iş yaşamına başladıktan sonra ruhsallık ve kişisel gelişim ile ilgili araştırmalarını daha da derinleştirirken; beyin, bilinçaltı ve kuantum fiziğine de ilgi duymaya başladı. Bu sırada ThetaHealing® bilinçaltı temizlik tekniği ile tanıştı. O günden itibaren bu teknik ile ilgili aldığı çok sayıdaki uygulayıcılık eğitimini, Valencia’da aldığı ThetaHealing® eğitmenliği ile taçlandırdı. Esin şimdi bir taraftan profesyonel kariyerine devam ederken, diğer yandan ThetaHealing® grup eğitimleri ve bireysel seanslar veriyor. Thetahealing yöntemi ile ilgili detaylı bilgiye www.esindemir.com adresinden ulaşabilirsiniz. Esin’in en büyük arzusu, Dünya’nın yaşanacak daha sevgi dolu bir yer olması...

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale