X

Olacağın olmasına izin verebilir misin?

Kaç kere yaşamışımdır; sonuçlanmasını beklediğim bir konu olduğunda ben ne kadar cevap bulmaya, hızlandırmaya, tamamlamaya çalışıp üzerinde düşünürsem ve sürecin ilerlemesini zorlarsam o kadar gecikir. Ve ne zaman “Ne olacaksa olsun” deyip iteklemeyi bıraksam cevaplar ortaya çıkar, hızlanır ve tamamlanır.

Sana da tanıdık geldi mi bu durum?

Kaç kere cevaplar bulmaya çalışırken düşüncelerinin arasında boğuldun?
Kaç kere hızlansın diye kendini zorladın ve yorgun düştün?
Kaç kere tamamlanmasını istedikçe daha da yarım kaldığını gördün?

Biz zorladıkça, yıprandıkça olmuyor çünkü bilmediğimiz ve görmediğimiz çok değişken var. Karşımızdaki kişiden duymadığımız sürece ne düşündüğünü bilmiyoruz, olmasını istediğimiz sonucun aslında bizi kötü etkileyeceğini ve onun yerine daha iyi bir seçeneğin karşımıza çıkmak üzere olduğunu bilmiyoruz, en iyi sandığımız yolda ilerlemek için kendimizi zorlarken daha kestirme bir yolun az sonra belireceğini bilmiyoruz.

Hayatı her yönüyle kontrol edebileceğimizi, başkalarını değiştirebileceğimizi, seçeneklerin hepsini bildiğimizi, kendimiz için en iyi olanı her zaman bildiğimizi sanıyoruz ama bilmiyoruz.

İçinde yaşadığımız bu evreni okyanusa benzetirsek, okyanusun bir parçasıyız ve okyanusu biz yaratıyoruz. Ama okyanusu yaratan ve okyanusun geri kalan kısmında henüz görmediğimiz ve tanışmadığımız balıklar, deniz yıldızları, yosunlar ve o kadar fazla başka varlıklar var ki her birini bulmamız, tanımamız, ne yapacaklarını hesaplamamız mümkün değil.

İyi ki de değil! Öyle olsa okyanus, güzelliğiyle büyüleyen bir okyanus olamazdı. Sadece bizim kontrolümüzde, düşüncelerimizle sınırlı olsaydı o zaman mucizelere, tesadüflere yer kalmazdı ve çok sınırlı yaşardık. Bizim kontrolümüzde olmayan birçok şeyin bulunması; evrenin mükemmel işleyişini, okyanusumuzun mucizelerle dolu olmasını ve dengenin ancak böyle sağlanabildiğini açıklıyor. Her şeyi insanların kontrol edebildiğini düşünsene; o zaman tekdüze, dengenin kısa sürede bozulacağı bir yaşam olurdu…

Bakış açının sınırlı olduğunu bilsen, henüz senin bilincinde olmayan bir sürü yan karakterin (okyanustaki balıklar, deniz yıldızları, yosunlar gibi) olduğunu ve bu yan karakterler sayesinde hiç beklemediğin güzel sonuçlara ulaştığını, tesadüfi insanlarla tanıştığını, tam ihtiyacın olan anda yardımın kapını çaldığını bilsen yine her şeyi kontrol etmek ister miydin?

Benim cevabım HAYIR! Maalesef ki düşüncelere daldığımda, çaresiz hissettiğimde, ne yaparsam yapayım istediğim sonuca ulaşamadığımda karamsarlığa düştüğüm oluyor. Aynı senin gibi. Ama, o uçağı türbülansa sokan kara bulut kümesi gibi zihnimdeki düşünce bulutlarının içinden bir seviye yukarı çıktığımda, türbülans geçiyor, yukarıdaki masmavi ve sakin gökyüzünden aşağıda pamuk tarlası gibi görünen bulutları seyre dalıyorum. Ve ancak o seviyedeyken beni bekleyen gökkuşağını görebiliyorum!

Olacağın olmasına izin verebilmek, işte kendine bu gökkuşağını görmek için alan açman demek. O zorlama halinden, akışta kalma haline geçebilmek demek.

O anda elinden geleni her zaman yap, ama seçeneklerini denediğinde, elinden geleni yaptıktan sonra istediğin sonuç gelmiyorsa sürekli üzerine düşünüp endişelenerek kendini yıpratma. Endişelenmek sadece türbülansta kalma süreni artıracak ve sen mavi gökyüzüne çıkmayı erteledikçe belki de gökkuşağı daha fazla beklemeyip kaybolacak…

Olacağın olmasına izin ver ki her şey kendi mükemmel zamanında olsun ve o gökkuşağını yakalayabil. Yan karakterler sen fark etmesen de senin için bilmediğin bir yerlerde, bilmediğin bir şekilde çabalıyor. Her şeyin kontrolünde olmamasına üzülme; tam tersi her şeyin kontrolünde olmamasını kutla!

Daha fazla iyi yaşam önerisi için takip et:
@sibelsibel
@momentbysibel

İlginizi çekebilir: Sana yaşam enerjisi veren fikirlerini hayata geçirerek onurlandır

Sibel Okan - moment by Sibel: Merhaba ben Sibel. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum. Daha önce özel sektörde pazarlama alanında çalıştım. Mühendislik eğitiminin bana katmış olduğu analitik düşünce yapısı ve süreç yönetimi bilgisinin yanı sıra, Hamburg'da 5 ay boyunca yaşama fırsatı bulduğum Erasmus programı ve yelkencilik deneyimi okulumun bana verdiği en keyifli hediyeler. Üniversite hayatından özel sektördeki iş hayatına geçtiğim ilk yıllarda, mutluluğu arama yolunda tanıştığım enerji dengeleme deneyimi, farkındalığımın artmasına ve içimdeki yaratma gücünü daha derinden tanımama vesile oldu. Çıktığım bu yoldaki tüm deneyimlerimde ortak öğreti "anda yaşamak" oldu. Daha mutlu bir Sibel'e dönüşmek için anda yaşamanın yollarını keşfederken edindiğim bilgileri olabildiğince çok kişiyle paylaşarak herkesin kendi yaşamına uygulayabileceğini göstermek ve ilham olmak isteğiyle farklı bir yolda ilerlemeye karar verdim. Mindfulness temelli yoga ve meditasyon eğitmeni, mindfulness koçu olarak; tüm servislerimi tek bir çatı altında topladığım moment by Sibel markamla anda yaşamak için farklı yollar keşfetmenize alan açıyorum!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale