X

Noise_Media Art 2025: İstanbul, medya sanatının nabzını tutmaya hazırlanıyor

Dünyanın sayılı medya sanatı etkinliklerinden biri olan Noise_Media Art, üçüncü edisyonuyla yeniden İstanbul’a dönüyor. 17–21 Eylül 2025 tarihleri arasında Yapı Kredi bomontiada’da gerçekleşecek etkinlik, bu yıl da sanat, teknoloji ve müzik ekseninde disiplinlerarası bir deneyim sunarak medya sanatının küresel sahnesine ev sahipliği yapacak.

Piksel. Creative Solutions prodüksiyonu olan Noise, ilk edisyonundan bu yana eşitlikçi ve yenilikçi yaklaşımıyla medya sanatına yön veriyor. Bu yıl da uluslararası sanatçılar, öncü dijital eserler, interaktif enstalasyonlar, elektronik müzik performansları ve medya sanatının önemli temsilcilerini bir araya getirerek izleyicilere kapsamlı bir deneyim vadediyor. Noise’un öne çıkan bölümlerinden biri olan OI_Music, bu yıl deneysel ses ve elektronik müzik performanslarına odaklanan kapsamlı bir program sunuyor. Deneysel kulüp müziğinin önemli figürlerinden genç prodüktörlere kadar uzanan zengin içerik, İstanbul’da üç gece boyunca unutulmaz bir sahne yaratacak.

17 Eylül Çarşamba günü başlayacak programda, Kanada çıkışlı prodüktör Cleo Leigh, modüler sentez ve analog donanım ile oluşturduğu minimal rave estetiğiyle sahne alacak. Aynı akşam, İstanbul’un dikkat çeken DJ/prodüktörlerinden GLVRE, house, electro ve breaks arasında salınan enerjik setiyle gecede yerini alıyor. Elektronik müziğin öncüsü Cio D’Or, sahnede enerjiyi devralacak; gece, onun setiyle unutulmaz bir finale dönüşecek.

19 Eylül Cuma günü sahne, dubstep’in öncülerinden Loefah’a emanet ediliyor. Karanlık dokular, minimal bas yapıları ve hardcore’dan ilhamla şekillenen bu performans, izleyicileri deneysel bir yolculuğa davet edecek. Aynı akşam, İstanbul merkezli DJ ve yapımcı Semi, UK garage, speed garage ve jungle tınılarını analog-dijital geçişlerle bir araya getirerek dans pistini harekete geçirecek. Gecenin bir diğer ismi Metz, 90’lar ve 2000’lerin başına ait dans müziği türlerini jungle ve footwork’le buluşturan eklektik setiyle sahnede olacak.

20 Eylül Cumartesi günü ise OI_Music’in zirve noktalarından biri yaşanacak. İngiliz şehir müziğinin ikonik figürlerinden, Grammy ödüll  Flowdan, ragga ve dubstep’i harmanladığı sert vokalleriyle sahneye çıkacak. Onu, eski prodüksiyon tekniklerini yapay zeka algoritmalarıyla harmanlayan İstanbul merkezli görsel-işitsel sanatçı Granul takip edecek. Aynı gece, geleneksel Türk enstrümanlarını çizgi film sesleriyle bir araya getirerek deneysel soundscape’ler yaratan Fosil, ve UK bass müziğinin karanlık tınılarını klasik gitar altyapısıyla yorumlayan Maui sahnede olacak.

Noise_Media Art 2025’in bu yılki OI_Selected bölümünde, uluslararası medya sanat kolektifi AES+F’in Türkiye’de ilk kez gösterilecek olan “TURANDOT 2070” isimli eseri yer alacak. AES+F’in imza niteliğindeki sinematografik dili ve dijital gerçeklikle kurduğu çarpıcı bağ, izleyicilere güçlü bir görsel anlatı sunacak.

Etkinlik bu yıl yine dünyanın farklı kentlerinden öncü galeri ve inisiyatifleri bir araya getiriyor. Aralarında Anna Laudel, Art On, Zilberman Gallery, Sanatorium, Siyah&Beyaz gibi Türkiye merkezli önemli temsilcilerin yanı sıra Berlin, Paris, Zürih, Viyana, Kinshasa ve Dallas gibi merkezlerden gelen galeriler de bulunuyor. Bu çoğul katılım, Noise’un küresel medya sanatı ağına katkı sunmaya devam ettiğinin bir göstergesi.

Etkinliğin diğer bölümleri arasında yer alan OI_Focus, OI_Talks ve OI_Education, hem güncel tartışmalara alan açacak hem de izleyicileri yaratıcı süreçlere doğrudan dahil edecek. 2024 yılında Kadıköy’de kurulan geçici medya sanatı üssünde gerçekleştirilen ilk edisyon, 123 sanatçının 200’ü aşkın dijital eserine ev sahipliği yapmış; takip eden Noise_Vienna ise Türkiye merkezli galerilerin üretimlerini Avrupa sanat sahnesiyle buluşturmuştu. Üçüncü edisyonu ile Noise, bu yıl da sınırları zorlayan üretimleri ve yeni nesil sanat anlayışını izleyiciyle buluşturmaya hazırlanıyor.

Güncel bilgiler için noise.ist adresini ziyaret edebilir, @noise_media_art sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale