X

Neyi değiştirmek isterdik: Yılın sonuna yaklaşırken hayatınıza yön verecek belgeseller

Belgeseller diğer film türlerinden daha etkileyicidir. Normalde tanıklık edemeyeceğiniz gerçek hayat hikayelerini izlemekle kalmaz, kendi hayatınızda da yansımalarını gözlemleyebilirsiniz. Kahveleriniz de hazırsa, daha sağlıklı, mutlu ve ilham dolu bir 2021 için belgesel turumuza başlayalım!

Food Matters (Gıda Maddeleri)

‘Ne yersen o’sun’

Paketli ürünlerin, koruyucuların, katkı maddelerinin hayatımızın merkezinde olduğu modern dünyaya eleştiri niteliğindeki bu belgesel, 2008 yılında James Colquhoun tarafından çekildi. Food Matters belgeseli, beslenme alışkanlıklarının insan sağlığına olan etkisini inceliyor ve tıp endüstrisinin tedavi politikalarını eleştiriyor. Bu şekilde, sağlık ve ilaç sektörüne olan bakışımızı da değiştirmeyi ve sorgulatmayı amaçlıyor. Belgeseldeki bilim insanları, doğal beslenmenin yanı sıra; kanser, kalp hastalıkları gibi ciddi hastalıkların tedavisinde ticari amaç gütmeyen çözümler üzerinde duruyorlar.

Sağlık problemlerine yediğimiz gıdaların yol açtığını vurgulayan bu belgeselde, besinsel terapinin önemini fark edecek ve daha sağlıklı bir hayat için beslenme alışkanlıklarınızı gözden geçireceksiniz.

Minimalism: A documentary about the important things (Minimalizm: Önemli şeyler üzerine bir belgesel)

Öyle bir an gelir ki yeni başlangıçlar için, önemli birtakım değişiklikler yapma gereği duyarsınız. Minimalizm felsefesini konu alan 2015 yapımı bu belgesel, bize bu önemli değişimin sinyallerini vererek, fazlalıklardan kurtulma – minimalizm akımı hakkında detaylı bir fikir edinme şansı sunuyor. Amerikan rüyasından uyanan, çalıştıkları şirketten ayrılıp minimalizm hakkında yazılar yazmayı ve bu akımı dünyaya duyurmayı amaçlayan iki arkadaştan biri olan Joshua Fields Millburn’un da kendine sorduğu gibi “Hayatım, daha az ile nasıl daha iyi olabilir?”.

Hayatınızı belgeseldeki gibi “aza” bir anda dönüştüremeseniz de, Minimalizm felsefesine dayanan bu belgeselle; tüketici toplumun bir parçası olduğumuz gerçeğiyle ve bunun doğaya ve bedenimize olan yansımalarıyla yüzleşeceksiniz. Ayrıca, bu belgesel, “Evimizi, odamızı, gardırobumuzu ihtiyacımız olmayan şeylerle doldurmak yerine, hayatımızı sevdiğimiz insanlarla birlikte yazacağımız hikaye ve anılarla doldurmayı neden denemiyoruz?” sorusuyla bizi baş başa bırakacak.

Tony Robbins: I am not your guru  (Ben Sizin Yol Göstericiniz Değilim)

Tony Robbins: I am not your guru belgeseli tam da kişisel gelişimin gücüne inananlara göre. 2016 yapımı bu belgesel, Amerikalı yaşam koçu, girişimci ve yazar olan Anthony Robbins’in her yıl düzenlediği altı günlük Date with Destiny (Kaderle Randevu) seminerlerinden birinin kaydedilmesiyle ortaya çıkıyor. Hayatlarını yeniden şekillendirmeleri için insanlara yardım eden; İngiliz Kraliyet ailesinden, Bill Clinton’a dünyanın dört bir yanından insana danışmanlık yapan Robbins’in, belgesel boyunca bireysel olarak farklı kişilerle nasıl çalıştığını  izleyebiliyorsunuz.

Küçük problemlerimiz altlarında daha büyüklerini gizler. Belgeselin sonunda katılımcılardan onları hayatta geri tutan şeyleri duyarız. Korkularını, sınırlarını, geçmişlerini ve bunları maskeledikleri yeme problemlerini…Pandora’nın kutusu açıldığında, içlerindeki tüm negatif enerjiyi gözyaşlarıyla ve duygularıyla serbest bıraktıklarında, insanların hayata daha umutla ve kendinden emin baktıklarına tanıklık ediyoruz. Yıllardır sırtlarında taşımış oldukları yükten kurtulup özgür hissettiklerini gözlemliyoruz. Işığa ulaşmak için, sıkı sıkı kilitlediğimiz o kapıları açmamız, en karanlık yerleri ziyaret etmemiz gerekir. Geçmişle yüzleşip, yaşananlara veda edebilmemiz yeni bir yıla – hayatımıza –  capcanlı devam edebilmemiz için şart.

Twenty Feet from Stardom (Yıldız Olmaya Ramak Kala)

‘Gizli kahramanların hikayesi’

Darlene Love, Merry Clayton, Lisa Fischer, Claudia Lennear, Tàta Vega… Bu isimleri hiç duydunuz mu? Rolling Stones’tan Elvis Presley’e, ünlü yıldızların “20 adım arkasında” onlara vokalde eşlik eden bu gizli kahramanların sesini kesinlikle duymuşsunuzdur. Morgan Neville’in yönettiği Oscar ödüllü  2013 yapımı Twenty Feet From Stardom belgeseli, arka planda kalan sanatçılara bir övgü niteliğinde. Bizlere de müziğin bütünleştirici özelliğini hissederek, hayallerinin arkasından koşan “gizli” yıldızların zorluklarla dolu hayat hikayelerini dinlemek düşüyor.

Vokalistlerin müzik endüstrisinde cinsiyetleri, etnik kökenlerinden dolayı yaşadığı zorlukları gözler önüne seren bu belgesel, bizlere başarının aslında ne olduğunu sorgulatıyor. 1950’lerin ve 60’ların hit şarkılarına vokalde eşlik eden Darlene Love, yapımcısının sözleri üzerine müziği bırakıp temizlikçi olarak çalışmaya başlamış. Onu müziğe geri döndüren şey yaptığı şeye olan inancı olmuş. “Bazen işler sizin düşündüğünüz gibi gitmez.” şeklinde konuşuyor Rolling Stone’un “Gimme Shelter” şarkısına vokalde eşlik eden bir diğer efsanevi vokalist Merry Clayton. “Bir işe canı gönülden sarıldığınızda en iyi sizin olacağınızı düşünebilirsiniz. Ama işler o şekilde ilerlemez.”  Ünlü olmak, herkes tarafından bilinmek yerine sadece şarkı söyleme hayalini gerçekleştirmek için tüm zorluklara göğüs geren bu vokalistler; cesaretimizi kıranlara, şansın yaver gitmemesine, uygun şartlarda doğru kişilerle olmayışımıza inat, inandığımız şeyler için gösterdiğimiz çabanın karşılığını bu belgeselde izlediğimiz gibi alacağımızı gösteriyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale