X

Neden regl olamıyorum? Endişelenmeli miyim?

Adet gecikmesi, her kadının yaşamının belli bir bölümünde yaşayabileceği bir durumdur. Hamilelik bunun en yaygın nedeni olsa da bazı tıbbi durumlar ve yaşam faktörleri de adet döngüsünü tetikleyebilir, hatta adet gecikmesine neden olabilir. Eğer neden hamilelik değilse adet gecikmesinin altında kilo değişiklikleri, hormonal düzensizlikler ve menopoz gibi etmenler yatabilir. Adet gecikmesinden söz etmek içinse bir veya iki ay adet görmemek veya tam amenore yaşamak gerekir.

Regl olamama sebepleri nelerdir?

Muhtemelen bildiğiniz üzere ideal bir adet döngüsü, döneminizin başladığı günden bir sonraki adetin ilk gününe kadar yaklaşık 28 gündür. Bu süre 38 güne kadar da uzayabilir. Döngünüz bundan uzunsa veya normaldeki döngünüzden farklıysa “geç” kabul edilir. Bu yazıda, “Neden regl olamıyorum” diyenler için adet gecikmesi konusunu derinlemesine ele alacağız. Detaylar için okumaya devam edin.

1. Stres

“Akıntım var ama regl olamıyorum”, “Adet sancısı var ama adet olamıyorum”… Bu cümleleri eğer daha önce kurduysanız siz de adet gecikmesi nedenlerini merak ediyorsunuzdur. İşte bu nedenlerden bir tanesi strestir. Yoğun stres, yumurtlamayı ve adet döngüsünü düzenleyen bir hormon olan gonadotropin salgılatıcı hormonun (GnRH) üretimini kesintiye uğratır.

Hem fiziksel hem de psikolojik stres adet gecikmesine neden olabilir. Ancak bu etkiye neden olabilecek stres seviyesi genellikle kötü bir gün geçirmekten daha fazlasıdır. Yani çok stresli bir durumdan geçerken reglinizin geciktiyse bu durumu makul karşılayabilirsiniz. Bununla birlikte, uzun süredir stres altındaysanız ve üç veya daha fazla ay adet görmediyseniz mutlaka bir sağlık uzmanına başvurun.

Eğer adet gecikmenizin başka bir tıbbi nedeni yoksa, sağlık uzmanı stresle başa çıkmanıza yardımcı olacak danışmanlık önerebilir. Böyle bir durumda, stresiniz yönetilebilir düzeye geri döndüğünde, birkaç ay içinde adet döngünüzün normale dönmesi beklenir.

2. Polikistik Over Sendromu (PCOS)

Polikistik over sendromu (PKOS), adet gecikmesinin bir diğer yaygın nedenidir. Bu sendroma bağlı gelişen hormonal dengesizlik adet gecikmesine veya düzensiz adet döngülerine neden olur. Buna eşlik eden diğer semptomlar ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Kilo alma- kilo vermede sorun yaşama
  • Kısırlık
  • Akne
  • Saç dökülmesi veya incelmesi
  • Yüzde veya vücutta kıllanma

İlginizi çekebilir:

3. Obezite

Obezite östrojen ve progesteron hormonlarının salınımını etkiler, bu nedenle adet gecikmesi nedenlerinden biri olabilir. Hatta doğurganlıkla ilgili sorunlara da yol açabilir. Böyle bir durumda ideal kiloya dönmek üzere kilo kaybetmek, adet döngüsünü yeniden düzenlemeyi sağlayabilir.

4. Düşük kilo

Tıpkı obezite gibi çok zayıf olmak da adet döngüsüne müdahale edebilir. Çünkü vücut yağ ve diğer besinlerden yoksun olduğunda hormonları olması gerektiği miktarda üretemez. Yine böyle bir durumda kilo alımı adet döngüsünün düzene girmesini sağlayabilir.

5. Aşırı egzersiz yapmak

Adet gecikmesi nedenleri arasında sayabileceğimiz bir diğer durum, aşırı egzersiz yapmaktır. Aşırı egzersiz, hipofiz ve tiroid hormonlarında yumurtlamayı ve adet dönemini etkileyebilecek değişikliklere neden olabilir. Günde bir veya iki saat egzersiz yapmanın adet döngüsünü etkilememesi beklenir. Yani söz konusu hormonal değişikliklerin meydana gelmesi için her gün saatlerce zorlu egzersiz yapmak gerekir. Eğer bu kadar çok egzersiz yapıyorsanız bir spor hekimine danışabilirsiniz. Hekiminiz diyetinizi enerjinizi artıracak besinlerle destekleyebilir veya bazı testlerle birlikte çeşitli takviyeler önerebilir.

6. Tiroid sorunları

Tiroid hastalığı olan kişilerde çok fazla veya çok az tiroid hormonu salgılanır. Tiroid hormonunun ise adet döngüsünün düzenlenmesi de dahil olmak üzere vücutta birçok işlevi vardır. Eğer ideal miktarda tiroid hormonunuz yoksa adet döngünüz düzensiz olabilir. Hatta bazı tiroid hastaları, birkaç ay veya daha uzun süre adet görmeyebilirler.

7. Menopoz öncesi ve menopoz

Menopoz öncesi veya perimenopoz, üreme çağı ile üreme olmayan yaş arasındaki geçiş dönemini ifade eder. Bu süre zarfında adetler daha hafif, daha ağır, daha sık veya daha seyrek olabilir. Başka bir ifadeyle, alışılandan farklı olacaktır.

8. Kronik hastalıklar

Bazı kronik hastalıklar da adet gecikmesine yol açabilir:

  • Hipofiz tümörleri
  • Adrenal bez hastalıkları
  • Yumurtalık kistleri
  • Karaciğer disfonksiyonu
  • Diyabet

Turner sendromu ve androjen duyarsızlığı gibi doğumda mevcut olan bazı durumlar da tipik olarak adet düzeni ve doğurganlık sorunlarına neden olur.

9. Doğum kontrolü

Bazı hormonal doğum kontrol ilaçları da adet döngünüzü etkileyebilir. Hatta bazıları ağır veya hafif adet dönemlerine ve adet gecikmesine de yol açabilir.

10. Emzirme

Emzirme sürecinde hafif, seyrek adet dönemleri veya adet gecikmesi yaşanabilir. Hatta birçok kadın emzirmenin bir doğum kontrol yöntemi olduğuna inanır. Uzmanlar hamile kalma olasılığını azaltabilse de bunun %100 bir koruma sağlamayacağını belirtiyor. Yani Emzirirken adet görmeseniz bile hamile kalabilirsiniz.

“Regl olamıyorum, endişelenmeli miyim?”

Daha önce de belirttiğimiz gibi ara sıra, örneğin yılda birkaç kez düzensiz adet görmek genellikle normal kabul edilir. Eğer bundan daha fazlası varsa mutlaka bir doktora görünmelisiniz. Doğum kontrol hapı kullanmıyorsanız, menopoz döneminde değilseniz ve düzensiz bir adet döngüsüne sahipseniz doktorunuzu bilgilendirmelisiniz.

Ayrıca adet gecikmesine ek olarak yeni veya olağandışı semptomlar yaşıyorsanız da bir sağlık uzmanına başvurmalısınız. Aşağıdakilerden herhangi biriyle karşılaşırsanız hemen tıbbi yardım alın:

  • Yeni veya kötüleşen baş ağrıları
  • Vizyon değişiklikleri
  • Mide bulantısı ya da kusma
  • Ateş
  • Saç kaybı
  • Göğüs akıntısı veya süt üretimi
  • Aşırı tüylenme

Düzensiz adet döngüsü nasıl düzeltilir?

Eğer adet gecikmesi ve düzensizliğinin nedeni stresse meditasyon, yoga, terapi almak gibi yöntemleri deneyebilirsiniz. Ayrıca aşırı egzersiz yapmaktan ve keskin beslenme değişikliklerinden de kaçının. Yaşadığınız tüm tıbbi sorunlar için mutlaka bir sağlık uzmanından yardım alın.

Sonuçta adet gecikmesinin birçok nedeni olabilir. Bunlar genellikle stres, bazı hastalıklar veya ilaçlar gibi hormonal dengesizliğe neden olabilecek vücut değişiklikleriyle ilişkilidir. Birçoğu endişe nedeni olmasa da, birden fazla kere adet görmediyseniz, bir değerlendirmeye ve tedaviye ihtiyacınız olabilir…

Kaynaklar: verywellhealth, everydayhealth

İlginizi çekebilir: Menstrual döngünüzle uyumlanın: Adet döngüsünün her evresine uygun sağlıklı yaşam rehberi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale