X

Neden kendinize meydan okumalısınız: Çünkü hayat, o zaman hayat!

“Kendinize meydan okuyun. Hedeflerinizi yüksek tutun. Yeni şeyler deneyin. Sürekli deneyin. Kendinize meydan okuyun.

Herkesin bir hedefe ihtiyacı var. Bunu aşılması gerekn bir zorluk veya bir amaç olarak adlandırabilirsiniz. Bu, bizim insan olmamızı sağlayan şeydir. Bizi mağara adamlığından yıldızlara ulaşma hedefine taşıyan da böylesi zorlu hedeflerdi.

Eğer kendinize meydan okursanız, büyürsünüz, hayatınız değişir, olumlu bir bakış açınız olur. Hedeflerinize ulaşmak her zaman kolay olmaz ama bu, durmak için geçerli bir sebep değil. Onun yerine kendinize ‘Yapabilirim. Kazanana kadar denemeye devam ederim,’ deyin…”
Richard Branson, Takılma, Yap Gitsin

En son ne zaman gözünüzü korkutan bir hedefiniz oldu? En son ne zaman ıslak ıslak terlediniz de yine o uçurumun başına gidip aşağı atlamak için can attınız? En son ne zaman o düşme hissi sizi alıp da yumuşatıverirken bir uçurumun üzerinden metrelerce derinliğe atladınız?

En son ne zaman bitmez diye havlu silkilen bir uzaklığı koşmak üzere ilk adımlarınızı kendi kendinizin sırtını sıvazlayarak atıverdiniz, elli kilometrelik parkur öylece gözlerinizin önünde serilmişken bir kez bile pes etmeyi düşünmediniz? En son ne zaman dudak uçuklatacak kadar büyük bir hayaliniz oldu? Kendinizi o hayalde gördünüz, o hayalin bir parçası oluverdiniz? En son ne zaman bir hedefinizi sesli olarak paylaştınız da yanınızdaki üç kişiden ikisi kesinlikle “deli” olduğunuzu düşündü!

Ben bugün sizlerle birlikte biraz kendimize meydan okuyalım istiyorum… Özellikle böyle kocaman bir 2018’i geride bırakırken ve muhteşem bir yeni yıla giriş yapıyorken biraz olsun güzel dileklerde bulunalım. Sadece dileklerle kalmayacağız tabii ki, zorlu hedeflerimiz de olacak…

Örneğin hiç düşlemediğimiz bir ülkeye gitmeyi kafamıza koyabiliriz. Örneğin bugüne kadar para vermeye bir tülü kıyamadığımız, çok istediğimiz bir kursa başlayabiliriz. Örneğin her üç ayda bir hedeflediğimiz ama bir türlü başaramadığımız kilo vermek isteğimizi ciddi ciddi önümüze alıp bize inanmayanlara gözü kara bir meydan okuyup “Ben bu işi yaparım” diyebiliriz… Örneğin, bugün hedeflediğimiz sermayeye henüz sahip olamasak da o çok istediğimiz iş yerini açmak üzere tüm kalbimizi ve beynimizi yönlendirebiliriz. Bugün ne yapabiliyorsak onu yaparak yarının hedefine koşabiliriz.

Burada önemli olan meydan okuyabilmek. Bir kez denedikten sonra yenilgiyi kabul edip bir kenara geçmemek. İnatla bakış açımızı, isteğimizi ve belki de yolumuzu yeniden değiştirmemiz gerekse de bir kez ve bir kez daha yılmadan sormak ve sormak ve denemek ve denemek veya istemek ve istemek…

Yıllar önce Oxford Üniversitesi tarafından verilen ve sadece 20 kişilik kontenjanı bulunan bir eğitime katılmayı hedeflemiştim ve çok istemiştim. Sağlık Ekonomisi alanındaki bu çok özel eğitimi gördüğümde ilgili kişilerle iletişime geçtim. Bu çok üst düzey üniversitenin, bu çok sınırlı eğitimi tabii ki dolmuştu ve hatta yedek sırası da oluşmuştu bile…

Aldığım tüm negatif cevaplara rağmen her gün aynı sorumluyu yeniden ve yeniden yılmadan hem de 2 kişilik yer var mı diye sormak üzere aradım. Bir gün durup dururken bir telefon aldım; ilgili kişi, 2 katılımcının planının değiştiğini, yedeklerin de geçtiğini ve ben ve arkadaşımın bu eğitimi gerçekten hak ettiğimizi düşündüğü için bizi aradığını paylaştı ve biz o eğitime gittik!

İşte meydan okumak, işte tüm sınırlara rağmen istemek, işte oldurmak için sadece çalışmaya devam etmek… Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, hayatınızda meydan okuduğunuz her şeye veya istediklerinizi gerçekten ne kadar istediğinize yeniden bakmanızı diliyorum… Gerçekten kendi kendinize meydan okumakta mısınız? Nelerden vazgeçmeye hazırsınız? Neleri daha farklı yapmaya gönlünüz var? Neleri değiştirmek mümkün?

Çünkü hayat meydan okumaya değer, çünkü hayat denemeye değer, çünkü hayat yaşamaya değer, çünkü hayat ancak böyle olunca hayat!

İlginizi çekebilir: Alıcı frekansta olmak: Tüm olasılıklara tam anlamıyla açık mısınız?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale