X

“Ne olursa olsun kilo veremiyorum!” diyenlere tavsiyeler

Tarih boyunca da farklı vücut tipleri ve boyutları “ideal” olarak kabul edilmiştir. 100 yıl kadar kısa bir süre önce, biraz dolgun olmak kadınlarda arzu edilen, kadınsı bir özellikmiş, hatta zayıf kadınlar daha çekici olmak için kilo almaya bile çalışmış. Rönesans döneminde, Hollandalı sanatçı Peter Paul Rubens, güzelliğin simgesi olduğuna inandığı dolgun figürlü kadınları çıplak resmettiği tablolarıyla tanınmış. 1800’lerde Monet, Renoir ve Cézanne’ın da aralarında bulunduğu Fransız İzlenimciler, o dönem güzel olduğu düşünülen kadınları resmetmişler. Bu tablolara baktığınızda birçok kadının günümüzün podyum modellerinden çok daha iri olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.

“İdeal” kadın vücudunun son 60 yılda önemli ölçüde değiştiğini, yuvarlak ve yumuşak yerine ince ve tonlu hale geldiğini inkar etmek mümkün değil. Bunun yanı sıra geçmişte güzellik ölçütleri, internet ve televizyon vasıtasıyla kadınlara dayatılmıyordu. Bugünün kadınları, günümüzün “ideal” beden ölçülerini dayatan pek çok program ve reklamla karşı karşıya.

Kilo vermek, küresel ölçekte özellikle kadınlar arasında en popüler konulardan da biri. Kilo verme programlarının ve ürünlerinin yalnızca ABD ve Avrupa’da yıllık 150 milyar dolardan fazla kâr sağladığı bilgisi bizlere zayıflama kelimesinin başlı başına bir endüstri olduğunu gösteriyor.

Birçok kişi için kilo verme hedefleri, daha iyi görünmek istemekten çok, sağlıkla ilgili bir konu. Kilo vermişsinizdir, ancak “o son 3 kiloyu” verememişsinizdir. Ya da belki her zaman ortalama kilonuzun üzerinde oldunuz, daha küçük bir elbise bedenine inmeye çalışıyorsunuz. Her diyet ve kilo verme önerisini denediğinizi, ancak tüm çabalarınıza rağmen hala sonuç alamadığınızı düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz.

Kalorilerinizi ve karbonhidratlarınızı sayıyor, yeterince protein yiyor, düzenli egzersiz yapıyor ve kilo kaybını desteklediği bilinen diğer tüm şeyleri yapıyor olabilirsiniz, ancak tartı değişmiyordur. Bu sorun aslında oldukça yaygın ve son derece büyük bir stres kaynağıdır. Kilo vermek, bel çevresini azaltmak için adımlar atmak sağlıklı bir hedeftir. Öte yandan, vücudunuzu şu anda moda olan herhangi bir boyuta uymaya zorlarsanız, doğanıza karşı geliyor olabilir ve çabalarınızın sonucunda hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz.

Diyet ve egzersiz alışkanlıklarınız kilonuzu belirlemede rol oynasa da, vücut şekliniz ve bedeniniz büyük ölçüde genleriniz tarafından belirlenir. Aslında araştırmalar, hem kilonuzun hem de yağ depolama eğiliminizin benzersiz genetik modelinizden güçlü bir şekilde etkilendiğini gösteriyor.

Neden birçok kişi hedef ağırlığına ulaşamıyor?

Birçok kişi kilo vermeye çalışırken önemli miktarda para, zaman ve çaba harcar. Yine de, bazıları çok az ilerler. Burada etki eden birçok mekanizma vardır. Sağlık durumu, beslenme ve kilo verme geçmişiniz, yaşa bağlı değişiklikler ve annenizin hamileykenki beslenme biçimi ve hamilelik sırasındaki kilo değişiklikleri dahil olmak üzere birçok faktör kilo verme temponuzu etkileyebilir.

1. Sağlık durumu

İnsülin direnci, hipoglisemi gibi çok bilinen kilo verme zorluğu yaşanan durumlar haricinde bazı hastalıklar veya bozukluklar kilo vermeyi son derece zorlaştırabilir:

Lipodem: Dünya genelinde yaklaşık her dokuz kadından birini etkilediğine inanılan bu durum, genelde basen ve bacaklarda, kaybetmesi son derece zor olan aşırı yağların birikmesine neden olur. Genellikle kolay morarma ve ağrıya da neden olur.

Hipotiroidizm: Düşük tiroid hormonu seviyeleri, metabolizmanın yavaşlamasına neden olur.

Polikistik over sendromu (PCOS): Bu durum, insülin direnci ve karında hormonal olarak yönlendirilen yağ birikimi ile karakterizedir. Üreme çağındaki kadınların %21’ini etkilediğine inanılıyor.

2. Beslenme ve kilo verme geçmişi

Geçmişte birkaç kez kilo verdiyseniz ve yeniden kilo aldıysanız veya yo-yo diyet yaptıysanız, sonraki her denemede kilo vermeyi muhtemelen daha zor buldunuz. Aslında, uzun bir yo-yo diyeti geçmişi olanlar, kilosu nispeten sabit kalanlara göre kilo vermekte daha fazla zorluk çekme eğiliminde olurlar.

Araştırmalar bunun temel olarak kalori yoksunluğu dönemlerinden sonra meydana gelen yağ depolamasındaki değişikliklerden kaynaklandığını göstermiştir. Esasen, bir yoksunluk döneminden sonra daha fazla yemeye başladığınızda vücudunuz daha fazla yağ depolar, böylece kalori alımı tekrar azalırsa kullanılabilir bir rezervi olur.

3. Yaş

Yaşlanma, kilo vermeyi her zamankinden daha zor hale getirir. Ayrıca, geçmişte hiç kilo almamış kadınlar, sağlıklı beslenseler bile, yaşlandıkça normal kilolarını korumakta zorlanabilirler. Çoğu kadın kas kütlesindeki ve fiziksel aktivitedeki azalma nedeniyle yaşlanma sürecinde yaklaşık 2–7 kg kazanır ve bu da daha yavaş bir metabolizmaya neden olur.

Ek olarak, meydana gelen birçok hormonal değişiklik nedeniyle menopoz sırasında kilo alımı son derece yaygındır. Menopoz sırasında ve sonrasında kilo vermek hormonal değişimlerden ötürü zor olabilir.

4. Gestasyonel etkiler

Ne yazık ki aşırı kilo taşıma eğiliminiz, kısmen üzerinde kontrolünüz olmayan faktörlerden kaynaklanıyor olabilir. Bunlardan biri genetiktir, ancak daha az bilinen diğer faktörler, anne karnında maruz kaldığınız koşulları içerir. Bunlar, annenizin hamilelik sırasındaki beslenmesi ve hamilelik sırasında aldığı kilo miktarı ile bağlantılı olabilir.

Gerçekten kilo vermeniz gerekiyorsa

Obezite, hastalık riskini artırabilir ve yaşam kalitesini azaltabilir. Kilonuz, bedeninizin ağırlaşması sağlığınızı etkiliyorsa, kilo verme konusunda motivasyonunuzu düşürmemelisiniz.

  • Kilo verme konusunda bakış açışınızı değiştirerek kilo verme yoluna gidebilirsiniz.
  • Kilo verme konusunda profesyonel destek almak istemiyorsanız bir arkadaşınızla birbirinizi motive ederek bu yolda ilerleyebilirsiniz. Her gün birbirinize yediklerinizin resimlerini gönderebilir, her gün kilonuzu not ederek birbirinize iletebilirsiniz.
  • Yavaş da olsa ilerlemeyi fark edin. Yavaş yavaş kilo kaybedeceğinizi ve bazı kilo kaybı platoları yaşayacağınızı fark edin. Ayda birkaç kilo vermek bile etkileyici bir başarıdır.
  • Hedef ağırlık belirlerken gerçekçi olun. “İdeal” kilonuza ulaşmak için çabalamayın. Vücut ağırlığınızın %5 kadarını kaybetmenin insülin duyarlılığını artırdığı ve daha fazla kaybın ek faydalara yol açabileceği gösterilmiştir.
  • Normalin üzerinde inişleri kutlayın.
  • Bu stratejileri hayatınıza dahil etmek kilo vereceğinizi garanti edemese de, kilo verme kapasitenizi artırmanıza, motivasyonunuzun devamlılığına yardımcı olabilir.
  • Odağı kilo kaybına değil, optimal sağlığa kaydırın. Odağınızı optimal sağlık haline getirmek, stresi ve hayal kırıklığını azaltmanın yanı sıra, zamanla doğal kilo kaybına bile yol açabilir.
  • Zindeliğe odaklanın. Sağlık söz konusu olduğunda araştırmalar fit olmanın zayıf olmaktan daha önemli olduğunu göstermiştir. Dahası, düzenli olarak egzersiz yapmak başka birçok fayda sağlayabilir.
  • Yiyeceklerle daha iyi bir ilişki geliştirin. Diyet yapmak yerine besleyici yiyecekler seçmeye, açlık ve tokluk ipuçlarına dikkat etmeye ve sezgisel olarak yemeye çalışın.
  • Vücudunuzu sevmeyi ve kabul etmeyi öğrenin. Vücudunuz için takdir geliştirmek, sağlığınız, mutluluğunuz ve hayata bakış açınız için faydalı olabilir.
  • Rakamların / sosyal medyanın sizi tanımlamasına izin vermeyin. Kilonuza, ölçülerinize veya giysi bedeninize takılıp kalmak yerine nasıl hissettiğinizi, kim olduğunuzu ve hayattaki amacınızı düşünün.
  • Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmaktan kaçının. Kendi bedeninizi asla başka birininkiyle kıyaslamayın. Siz eşsizsiniz ve birçok harika özelliğe sahipsiniz. Olabileceğinizin en iyisi olmaya odaklanın.
  • Daha iyi hissetmek ve daha iyi performans göstermek için egzersiz yapın. Kalori yakmak için çılgınca çalışmak yerine, size hissettirdiği şekilde fiziksel aktiviteye katılın.

Özetle, zayıf olmaya değer veren modern bir toplumda, kilo verememek birçok kişi için bir hayal kırıklığı kaynağı olabilir. Ancak gerçekçi olmayan bir boyut elde etmeye çalışmak, yarardan çok zarar verebilir. Vücudunuzu sevmeyi ve kabul etmeyi öğrenin, mümkün olduğunca sağlıklı olmak ve kendinizi karşılaştırmaktan kaçınmak için egzersiz yapın ve sağlıklı yaşam tarzı davranışlarını benimseyin. Bunu yapmak genel sağlığınızı, öz güveninizi ve yaşam kalitenizi büyük ölçüde iyileştirebilir.

İlginizi çekebilir: Sürdürülebilir sağlıklı beslenmeye başlamak için 10 küçük adım

Diyetisyen Müge Bozok: 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden başarı ile mezun oldu. Türkiye’nin ilk Tıp Merkezi İntermed’de kariyerine başladı, bu merkezde çeşitli branşlarda doktorlar ile hastalıklarda beslenme tedavisi, sağlıklı beslenme, obezite tedavisi, adölesan çağı beslenme eğitimleri, hamile ve emzirme döneminde beslenme gibi birçok alanda çalıştı. 2011 - 2017 yılları arasında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun kurucusu olduğu Yaşasın Hayat! Kliniğinde mesleğine devam etti. Diyetisyenlik mesleğinin yanı sıra sağlıklı yaşamın yapıtaşları olan beslenmenin ve egzersizin vazgeçilmez olduğunu düşünerek, uluslararası çeşitli eğitimlerden geçerek profesyonel olarak pilates eğitmeni oldu. 4 senelik profesyonel pilates eğitmenliğinin yanı sıra çok sevdiği yoga seanslarının ileri seviyesine giderek çeşitli yoga eğitimlerinde katılıp “Yoga Alliance” sertifikasını almaya hak kazandı. 2017 yılında ise mesleki bilgi ve tecrübesiyle danışanlarına ve öğrencilerine daha kapsamlı hizmet verebilmek için “Revita” isimli kendi beslenme danışmanlık ve pilates - yoga stüdyosu yaşam merkezini kurmuştur.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale