X

Nasıl olsa benim, nasıl olsa yanımda: Teşekkür etmeyi unuttuklarımız

“Sahip olduklarına şükretmeyi bilmeyenin, kaybettiklerine isyan etmeye hakkı yoktur…” Mevlana

Her gece bir yeni güne daha uyanacağımızı bilerek başımızı yastığa koymaktayız. Nasıl olsa gelecek sabah diğer sabahlardan “farklı” bir sabah olmayacaktır… Nasıl olsa yarın sabah bize “verilmiş” olan bir sabahtır. Her ne bu gece yanımızdaysa ertesi sabah da yanımızda kalacaktır. Nasıl olsa eksik kalmayacağız. Nasıl olsa bu var oluşumuz aynı şekilde devam ediyor olacak… Nasıl olsa zaten çoktan “teşekkür etmeyi” bile unutmuşuzdur… Nasıl olsa annemizdir, nasıl olsa babamızdır değil mi? Asla kaybedilmeyecektir, her ne olursa olsun orada durmaya devam edeceklerdir… Nasıl olsa kardeşimizdir; hayat boyu daha bizim karar verdiğimiz haline göre uzun yıllar boyu kardeşimiz kalmaya devam edeceklerdir… Her daim elimizin altında olacaklardır… Nasıl olsa aradığımızda her daim yine bulabileceğizdir…

İşte bizler hayatımızın akışında öyle bir “akış” içerisinde bulunuruz ki, bir “an” için durup düşünüp sahip olduklarımızın kıymetine bir teşekkür edebilmek cömertliğini bile gösteremeyiz… Bilmeyiz… Unutmuşuzdur o sahip olduklarımızın hiçten geldiklerini… Olmayanlar, yani bizim kadar sahip olamayanlar olduğunu… Ne zorluklar ile hayatta kalmaya ve hayata tutunmaya çalıştıklarını… Bize bir eş ile, bir dost ile, bir anne ile, bir baba ile ve bir arkadaş, bir kardeş ile verilen zamanın sınırlı olduğunu bilemeyiz… “Nasıl olsa” der geçeriz; yarın da benimle birlikte olacak…

Ben bu yazımda sizlerle birlikte bakalım istiyorum, bizler neden teşekkür etmeyi unuttuk? O en sevdiklerimize neden bir “Yanımda olduğun için çok mutluyum, iyi ki varsın, seninle bir gün bile geçirebilmek çok ama çok güzel” diyebilmeyi böyle değersizleştirdik? Neden onlar nasıl olsa kolaylıkla bulabildiklerimize dönüşüverdiler?

Bu hafta sonu beni bu konuda çok ciddi düşündüren bir tecrübe yaşadım. Son iki haftadır çok yoğun geçen saatler boyunca öncelikle kendi kendime biraz olsun zaman ayırabilmeyi atlamıştım. Bu koşuşturma sürecimde, en sevdiğim arkadaşlarımla, kardeşimle ve belki anne ve babamla da yeterince ilgilenememiştim. Kendimi içten içe suçluyordum. Uykusuzluk, yorgunluk ve beslenme başarısızlığı derken, kendimi acil serviste buldum; evet vücudum bir an için iflas etmişti.

O gece acil serviste sedyede yatarken tek düşündüğüm bana dokunan bembeyaz çarşaflardı. Hepimiz böyle bembeyazız aslında… Suçluluk, kirlilik, başarısızlık, olmak isteyip de olamadığımız, vermek isteyip de bulamadığımız, paylaşmadığımız, kıskandığımız, özlediğimiz, küçümsediğimiz, yorumladığımız ve belki de hor gördüğümüz hiçbir şey yok… Bembeyaz olduğumuzda ortada sadece teşekkür var. İncecik bir çizgiyle ayrılmış teşekkür hali var…

Öncelikle hayattaki varlığımız için, halen kocaman çarpan kalbimiz için… Sonra elimizi tutan annemiz ve sevdiğimiz için… Evde heyecanla bizi bekleyen sevgili babamız için… Hala dışarıda öten cırcır böceklerinin o güzelim sesleri için… Sonra can-ım yaz gecesinin yıldızlı apaçık mehtap manzarası için… Halimiz her ne olursa olsun yanı başımızda bulduğumuz tüm sıcacık eller için… Sonra sağlıkla içebildiğimiz her Türk kahveleri için teşekkür etmek lazım…

Evet, teşekkür etmek lazım; nasıl olsa yarın benimle olacak diye yanından ayrılırken son bir kez doya doya öpmeyi atladığımız annemizin varlığına… Görmeyi isteyip de buluşamadığımız o yıllanmış arkadaşlıklara… Sonra kırıldıklarımıza kocaman bir teşekkür lazım… O kırıkları onarmayı da öğretenler oldukları için… Geçip gittiğimiz yollarda gemileri yakmak kadar köprüler kurmanın büyüklüğünü de bizlere gösterdikleri için…

Ve evet, teşekkür etmek lazım; nasıl olsa yarın yine göreceğim diye gözlerimizi geceye kapatırken seni seviyorum demeyi atladıklarımıza… Gururumuzdan söyleyemediklerimize belki de daha çok söylememiz lazım… Belki yıllardır söylemek isteyip de bir türlü dönemediklerimize, kucaklamak isteyip de bir türlü sarılamadıklarımıza… Nasıl olsa hayattalar, bıraktığım yerdeler, nasıl olsa yine bulurum, nasıl olsa tekrar görürüm diye değerini bilemediklerimize…

Bir acil servise düşmeden önce, kaybetmeden, yitirmeden, kırmadan, dökmeden, arkasını dönüp gitmeden, sondu dedirtmeden, bitti diye haykırmadan önce teşekkür etmek lazım… Nasıl olsa bulacağım diye nasıl olsa benim yanımdadır diye nasıl olsa “bana bahşedilmiş olandır” diye atladıklarımıza kocaman bir teşekkür etmek lazım…

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sen, “nasıl olsa” diye bir kenara attığın ne varsa cesaretle bakmanı dilerim… Nasıl olsa X benimle nasıl olsa Y yanımda, nasıl olsa A beni unutamaz, nasıl olsa C benim söylediklerime kırılmaz diye düşünerek yitirmekte misin? En son ne zaman o can-ım annene teşekkürle sarıldın en son ne zaman o can-ım kardeşine kucak dolusu dokundun? En son ne zaman “nasıl olsa” diyerek bir yana atmadan, şükürle teşekkürle iyi ki diyerek teşekkür edebildin?

Gelin bugün bir değişiklik yapalım; “nasıl olsa”yı unutalım ve sadece teşekkür edelim. Bugün ben bu yazım için, bana bu kelimeleri veren için, bu kelimelerimin siz muhteşem kalplere ulaşabildiğini gözlerimle görebildiğim için, bu ömür sınırlarıma bu güzel duyguyu sığdırabildiğim ve bu şansa erişebildiğim için; kocaman ve yeniden yineden defalarca teşekkürlerimle…

 

İlginizi çekebilir: Hayatımızda en güçlü olan: Ben diyebilmenin gücü

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale