X

Müzikle mutluluk: Sonar Festival ardından

Geçtiğimiz hafta İstanbul’da ilk defa organize edilen Sonar Festival, iki gün boyunca müzik, sanat ve teknoloji sevenleri bir araya getirdi. 5.000 biletin satışa sunulduğu festivalde tüm biletler tükendi.

Etkinliğin başladığı 24 Mart günü aynı zamanda İstanbul Moda Haftası’nın da bitiş gününe geldiği için ben ilk önce Grand Pera’da defileleri izlemek için Taksim’in yolunu tuttum. Etkinlik sonrasında yine Grand Pera’daki The House Cafe’de Her Projects’in moda haftasının kapanış partisine katılarak festivali unutmuşcasına eğlendik. Buradan çıkarak hızla soluğu Sonar Festival’inde aldık. Geç kaldığımız için Roisin Murphy ve Nina Kraviz’e yetişme şansımız oldu, en çok dinlemek istediğim iki sanatçı.

Sonar Festival İstanbul performansları

Roisin Murphy sahnedeyken farklı kaç kostüm gördüm sayamadım açıkçası, hatta sarhoş mu oldum diye kendimi bile sorguladım ama her şey gerçek ve gördüğüm gibiymiş. Performans bence tek kelime ile “harikaydı”.

Roisin Murphy / Sonar İstanbul

 

Roisin Murphy / Sonar İstanbul

 

Roisin Murphy / Sonar İstanbul

Nina Kraviz ise tek başına çoğu katılımcının bilet alma sebebiydi ve techno müziği ile etkileyiciydi. Nina Kraviz’in ardından ise etkinliğin ikinci gününe enerjimi saklamak için evin yolunu tuttum.

25 Mart Cumartesi günü girişlerin ücretsiz olduğu ve Digi Logue katkılarıyla organize edilen bir çok panel, sergi, workshop ve performans vardı. Benim deneyimleyebildiklerim arasında Sony Playstation oyunlarını VR gözlükler ile oynamak ilgi çekiciydi. Yakında hayatımızın bir çok alanında yer alacak VR teknolojisi gerçekten heyecan verici.

PlusD / Sonar İstanbul

Bunun dışında Ableton ile müzik üretme üzerine eğitim veren arkadaşlardan temel düzey bir eğitim aldım; ev partilerimde dj setinin başına geçmek için. 🙂 

Ableton / Sonar İstanbul

Panellerden ise Türkiye’de gençlerin girişimciliğe ve üretmeye cesaretlendirilmesi benim için ilgi çekiciydi. Girişimci olarak Partymag projesini İstanbul’da başlatmış olmak ve her şeye rağmen devam ettirmek bir cesaretin sonucu diye düşünüyorum. Bu panelde de detaylıca bu konular ele alındı.

Ali Demirel’in video çalışması ‘The Pier’ ve Ryoji Ikeda’nın ‘Supercodex’ adlı çalışması açıkçası benim pek tarzım değildi. Ama katılanlar arasında oldukça beğendiğini söyleyenler de vardı.

‘Ouchhh X Audiofil Data Performance’ Zorlu PSM’nin üç katı kaplayan uzun led ekranında gösterildi ve bu performans Barselona’dan gelen Sonar ekibini bile çok etkiledi. Ben ise izlerken o kadar beğendim ki elime telefon alıp kaydetmek aklıma geldiğinde 20 dakikalık perfromans bitmişti. Bu ekibin yakında başka festivallerde başka performanslarla karşımıza çıkacağı bilgisini de sizlere şimdiden paylaşayım, siz de takipte kalın ve kaçırmayın.

Cem + RG performansı da NOS’un etkileyici görsel çalışması ile birlikte etkilendiğim çalışmalar arasına girdi.

Cumartesi günü partilerde ise Moderat ve DJ Koze gecenin şampiyonuydu. Gerçekten unutamayacağım performanslar sergilediler.

Moderat / Sonar İstanbul

Nosaj Thing için drama sahnesine girdiğimizde sanki sinemaya gelmiş gibi hissetmiştim kendimi. Herkes oturuyordu ve bana çok tuhaf geliyordu. İçimden eleştirilerimi sıralarken Nosaj Thing 10 dakika içerisinde herkesi ayağa kaldırarak dans ettirmeye başladı. Görseller, müzik ve Nosaj Thing sahnede gerçek bir bütünü oluşturuyordu.

Nosaj Thing / Sonar İstanbul

RMBA sahnesinde de Ah! Kosmos ve Helena Hauff başarılı performans sergiledi. Diğer sanatçıları maalesef fazla dinleme şansı bulamadım.

Sonar Festival’in cumartesi günü için hazırlanmış videosuna göz atmak istiyorsanız buraya tıklayabilirsiniz.

Zorlu PSM’de gerçekleşen Sonar Festival ses, ışık ve görüntü açısından genel olarak Barselona’daki standartlara sahipti ve mükemmeldi. Seçilen yerli ve yabancı sanatçıların performansları da başarılıydı ve çoğu kişi etkinlikten mutlu bir şekilde ayrıldı. Seneye umarım bir aksilik olmaz ve daha da güzel bir Sonar Festivali bizimle olur.

Fatih Yıldırım: İstanbul’un en büyük eğlence rehberi olan Partymag platformunun kurucu ortağıyım. Yüzlerce mekanda binlerce etkinliğe katılarak gece hayatı gurmesi olma yolunda da ilerliyorum. Müzik, sanat, eğlence konularında bilgi sahibi olmamın yanında Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Yöneticilik alanında yüksek lisans yapıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale