X

Mutluluğun önündeki gizli engeller: 5 klesha

Acı çekmek insan doğasının bir parçası olsa da bazen, yaşadığımız kimi zorluklar bizi ele geçirerek hem evrenle hem de kendi benliğimizle olan bağımızı zayıflatabilir. Kaygı ve stres gibi negatif duygular bizi kaos içine sürükleyerek, günlük hayatta huzur bulmayı imkansız hale getirebilir. Yoga felsefesine göre hayattaki dengeleri bozan bu durumun altında “klesha” adı verilen 5 zihinsel engel yatar. Ruhumuzu farkında olmadan sınırlayan ve mutluluğumuzu gölgeleyen kleshalar, aslında aşılabilir düşünce kalıplarıdır. Peki ruhsal varlığımızı etkileyen 5 klesha nedir ve bu engelleri aşmak nasıl mümkün olabilir?

5 klesha nedir ve nasıl aşılır?

Klesha; Hinduizm ve Budizm’de “zehir”, “rahatsızlık”, “ızdırap” gibi anlamlara gelen bir kelimedir. Zihni bulandırarak acı için gerekli koşulların ortaya çıkmasına yol açan kleshalar, bizi mutsuz eden ve huzurumuzu bozan engellerdir. Kleshaların yarattığı olumsuz zihinsel kalıplar, ruhsal gelişimi yavaşlatarak kişisel aydınlanmayı önler. Hindu bilgin Patanjali, Yoga Sutra metinlerinde kleshaları 5’e ayırarak inceler. 

Bunlar; Avidya (cehalet), Asmita (egoizm), Raga (bağlılık), Dvesha (kaçınma) ve Abhinivesha (ölüm korkusu)’dır.

1. Avidya (Cehalet)

Avidya, yoga felsefesindeki kök kleshadır ve diğer kleshaların temelini oluşturur. Avidya’da kişinin kendi doğasını ve gerçekleri olduğu gibi görememesinden kaynaklanan, saf olmayan bir acı hali vardır. Gerçeği çarpıtılmış şekilde algılamaktan kaynaklanan Avidya cahillikle eşdeğerdir. Çünkü aslında geçici olan şeylerin kalıcı, güzelin kötü olduğu yanılsaması yaratarak öz benliği gizler.

Yogik felsefe, benliğimizin bedenlere ve zihinlere gereksinim duymadan var olduğunu savunur. Hepimizin çevresel koşullardan bağımsız olarak sabit bir öz enerjisi vardır ve bu varlığın gerçek yönlerini fark etmek cehaletten kurtulmak anlamına gelir.

Bunun için;

  • Kendini tanıyarak öz farkındalık geliştirmek,
  • Mevcut düşünce yapısını sorgulamak,
  • Gerçek mutluluğu dışarıda değil içeride aramak gerekir. 

2. Asmita (Egoizm)

Yoga Sutra’daki ikincil klesha Asmita, yani kendini sahte bir egoyla özdeşleştirme durumudur. Bu durum, bedenin ve zihnin fiziksel, duygusal, zihinsel yönlerinin gerçek öz ile karıştırıldığı bir ego sanrısı yaratır. Kişinin kendine ait olduğuna inandığı sahte öz imgeler, sürekli yanlış projeksiyonlar halinde ortaya çıkar. “Ben şöyleyim”, “Ben böyleyim” gibi söylemler aslında, gerçekte olmayan bir benlik halini tanımlayarak tatminsiz hissetme ve kıyaslamayla sonuçlanır. Benliğin sürekli yanlış imgelerle özdeşleştirilmesi halinde yanlış kalıplar arasında sıkışıp kalmak da kaçınılmaz olur.

Asmita kleshasını aşmak;

  • Benliği, sosyal roller ve başarılar ötesinde tanımlamak,
  • Kendinin parçası olduğu sanılan yanlış imgeleri geride bırakmak,
  • İçsel değerleri ön planda tutmak,
  • Mütevazı olmayı öğrenmek ile mümkün olabilir.

3. Raga (Bağlılık)

Raga; eşyalara, ilişkilere, güce veya statüye duyulan arzudur. Kişiyi pek çok açıdan tatmin eden bu tür bağlılıklar, görüşün körelmesine yol açarak hazlar arasında kaybolma riski yaratır. Görüşü bulanıklaştıran Raga kleshası, kişinin sürekli bir şeyleri elde etmeye çalıştığı anlamsız bir döngüye girmesine yol açar. Çünkü istediği şeye sahip olamamak veya sahip olduğu şeyi kaybetmek, kişiye sürekli acı çektirir.

Raga’nın getirdiği evrimleşmemiş arzuların üstesinden gelmek için;

  • Mutluluğu maddi şeylere bağlamamak,
  • Anda kalmayı öğrenmek,
  • Fiziksel dünya yerine gerçek doğamızla bağlantı kurmak gerekir. 

Yoga ve mindfulness pratiklerinin geliştirdiği bu tür hisler, hayattaki mutluluk kaynaklarının fiziksel şeylere bağımlı olmadığını gösterir ve kişiyi bunların ötesine taşır.

4. Dvesha (Kaçınma)

Dvesha, Raga kleshasının tam tersi olan engellerdir. Bu klesha, başarısızlık ve acı gibi hoş olmayan deneyimlerden kaçınma veya tiksinme eğilimini tanımlar. Korkularla yüzleşmemek, yeni şeyler denemekten korkmak ve konfor alanından çıkmamak bunlara örnek gösterilebilir. Dvesha’da, hoş olmayan şeyleri düşünmenin ve deneyimlemenin bile acı yarattığı inancı vardır. Bu nedenle kişi, bu acılardan kaçınarak mutlu olacağını düşünür. Ancak bu esnada yeni deneyimlerden öğreneceği dersleri ve farklı görüşleri kaçırır.

Dvesha kleshasını geride bırakırken;

  • Travmalarla yüzleşerek kaçınmanın temel nedenlerini anlamak,
  • Anlayış ve şefkat aracılığıyla empati duygusunu geliştirmek,
  • Hayattaki her şeyin bir deneyim olduğunu kabul etmek önemlidir.

Nitekim yaşanan zorlukları yeni şeyler öğrenme fırsatı olarak görmek, hayatta akıcı şekilde ilerlemeye yardımcıdır.

5. Abhinivesha (Ölüm Korkusu)

Yoga felsefesindeki son klesha Abhinivesha, yani ölüm korkusu veya yaşama arzusudur. Hayattaki en derin ve evrensel engel olan yaşama isteği, bilinçaltına gömülü şekilde ömür boyu bizimle kalır. Çünkü her insan bir gün kendi varlığının sonlanacağını bilerek yaşamını sürdürür. Bilinmeyenden korkma ya da değişime direnç gösterme gibi davranışlarla karakterize olan bu durum, hayatta risk almayı önleyen ve bilinçaltındaki korkuyu sürekli körükleyen bir engeldir. 

Abhinivesha kleshası;

  • Ölümün hayatın doğal akışı olduğunu kabullenmek,
  • Akışa uyum sağlamak,
  • Değişimi tehdit yerine gelişim fırsatı olarak algılamak ile aşılabilir. Yaşamın kendisine duyulan cahilce bağlılığı geride bırakmak için eski değer yargılarının yerine yenilerini koymak da önemlidir.

Kleshaları anlamak neden önemlidir?

Kleshaların üstesinden gelmek gerçek doğanızı fark etmenin ve özgürleşmenin en iyi yoludur. Ruhsal gelişim önündeki en büyük engeller olan kleshaları anladığınız zaman onlarla nasıl baş edeceğinizi de öğrenmiş olursunuz. Zihinsel algıları bozarak davranışlarınızı ve düşünce şeklinizi etkileyen bu rahatsızlıkları, bütüncül yaklaşımlar uygulayarak daha kolay geride bırakabilirsiniz.

Temel olarak; her bir kleshayı kabullenip öz farkındalığı benimsemek, temel yoga ve meditasyon pratikleriyle zihni arındırmak, yazılı ve sözlü notlar yardımıyla net görüş elde etmek, güçlü birer yöntemdir. Bu uygulamaları günlük hayatınıza adım adım ekleyerek, kendi panzehrinizi oluşturabilir ve hem ruhunuza hem bedeninize denge getirebilirsiniz.

Kaynak: yogabasics.com

İlginizi çekebilir: Yoganın 8 basamağı ve temel yoga öğretileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale