X

Mutluluğu, nefesimize ve ana teslim olarak bulabilir miyiz?

İstanbul son birkaç gündür bitmeyen yağmurların altında… Sanki birkaç gün önce ısıtan güneşin altında değilmişiz gibi hırçınca akıtıyor tüm şiddetini gökyüzü…

Dünya gündemine hiç girmek istemiyorum! Pandemi ile zaten yorgun kalplerimiz savaş haberleriyle nasıl baş ediyor? Edebiliyor musunuz? Artık hiçbirimizin takati kalmadı. Son birkaç senedir evlere çekilip yalnızlaşan ruhlarımız zaten iş, sağlık, aile, ekonomi gibi kendine göre değişen konuların içinde yol bulmaya çalışırken şimdi bir de savaş çıktı! Ufacık bir yağmur bile ruhumuzu karartabiliyor… Tahammülümüz kalmadı sanki, yanlış gelen siparişe, ufacık ters giden işlere…

Peki, ne yapacağız?

Arkadaşlar, insanlığımızı kaybetmeden, bu yaşamda savrulmadan, ayaklarımızı yeryüzüne kökleyip kalbimizi gökyüzüne açmak ciddi pratik işi. Ve her sabah yeniden bu pratiğe istekli olmak.

Bunu yapmak cidden kolay değil, yapmaya istekli kalmak bile çok yeterli biliyor musunuz?

Peki, nasılsınız?

Gerçekten nasılsınız? Bunun cevabını sürekli kendimi kontrol ederek veriyorum! Kitap okumak istiyor muyum? Karnım tok ama yemek yemek mi istiyorum? Midem mi ağrıyor? Bunlar gibi günlük hayatın içinde bu sorunun cevabını “iyi” yapmaya çalışmadan, olana yaklaşarak, iyi olmama halimin de varoluşumun bir parçası olduğunu hatırlayarak, kapsama haline isteklilik geliştirmek… Ve her gün doğan güneşin huzurunda bu pratiğe yeniden başlamak… Bu sorunun benim için cevabı günlük pratiğim. İtiraf edeyim mi? Zor, evet ama insanlığım buradan çiçek açıyor!

Mutlu olmaya çalışsak olmaz mı?

Mutlu olmaya çalışalım! Olumlamalar yapalım! Mutlu olalım! Hissettiklerimizi yok sayıp kendimizi alkol, seks ne varsa ona atalım! Bu en kolay yol. Ama bir haberim var: Kaçtığımız her şey dersimizi alana kadar yeniden ve yeniden karşımıza çıkacaktır. Hayat bazen başımızı okşayarak, bazen ise sert darbelerle bunu yapıyor! Evet, en derinimde biliyorum ki ne demek isteğimi çok iyi biliyorsunuz!

İnsan kalmak, yükselen ve alçalan, değişen halleri kapsama istekliliği pratiği geliştirmekle ilgili bir çalışmadır. Ve evet, bazen o pratiği ben de yapmak istemiyorum! Kapsamak istemiyorum! Bazen yorgunluk ya da bıkkınlık çok sert kapımı çalıyor! Anlayış göstermek istemiyorum! O halime anlayış gösterme pratiği en zor pratik oluyor!

Bu nefese teslim olmak, bu ana teslim olmak…

Geçen meditasyona oturdum. Canım nasıl kalkmak istedi, zihnim bana bir sürü senaryo verdi. O zaman yeni bir şey keşfettim: Oradan kalkma ihtimalim olduğunu hatırladım ve o ihtimalin içinde gevşedim! İşte o gevşediğim an, içimdeki savaş da bitmişti. Biz şehir insanları gelen duygulara teslim olmamak için ne varsa yapıyoruz ve hep buradan yaralanıyoruz! Sanıyoruz ki koşarsak, çok koşarsak, yok sayarsak iyileşiriz! Oysa hayat kaçtığımız ne varsa karşımıza ders olarak elbet çıkaracaktır.

Ne hayatın bize kastı var, ne de insanların…

Gündem bu kadar şiddetli ve sinir sistemimiz sürekli dengede kalmaya çalışırken çok öneririm: O değişen hislerinizi görün, korkunuzu büyütmeden onurlandırın, kapsayın olabildiği kadar ve kalbinize iyi gelecek şey ya da şeylerle temas edin, yapın. Böylece kalbiniz coşkuyu, huşuyu bir şeylere ya da birilerine bağımlı kalmadan kendi doğuracaktır. Bunu hava güneşliyken daha çok yapın, hava karardığında bu pratikte öğrendikleriniz paraşütünüz olacaktır. Hava karardığında eve dönüş yolunu bu sayede bulabileceksiniz.

Size iyi gelen şeyleri haftada bir ya da günde bir saat bile yapmanız kendi eve dönüş yolunuz için pusula olacaktır. Ve pusulanın sağlıkla çalışabilmesi için nezaketle yaklaşın kalbinize. Aslında hep evdeyiz ama maalesef dünya ve kendi gündemimiz bize bunu unutturuyor.

Bu pratik, her şey darmadağın olduğunda, kendi kalbinizin her zaman yaşamın kalbine bağlı olduğunu hatırlayıp, elinizden geleni yapıp ona sessizce teslim olacağınız yer olacaktır. Aldığım ve verdiğim her nefeste bana yaşam vererek o kalbi attıran büyük zeka ile kelimelerin olmadığı yerde buluşmak… Güvenecek hiçbir şey kalmadığında bana yaşam veren bu nefese güvenmek ve ona teslim olmak… Tüm yaşam aslında sadece bunun üzerine…

İlginizi çekebilir: Başkalarıyla bağ kurmak için önce kendinizle bağ kurun

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale