X

Mutlu olmak için listelere ihtiyacımız var mı gerçekten?

Son dönemde sizin de sürekli karşınıza çıkmıyor mu? “Mutlu olmanın formülü”, “Mutlu bir yaşam sürmenin 5 yolu”, ” 7 adımda mutlu ol.” İçimizde devamlı bir mutlu olma isteği, hatta isteğin ötesinde mutlu olmak için bir koşturmaca, bir çaba, bir yol arayışı.

Sürekli “mutlu” hissetmek istiyoruz, işte, evde, trafikte.. Anlık bir mutsuzluk hissi geldiğinde -ki hissettiğimiz şey gerçekten mutsuzluk mu bilmiyoruz bile- bir telaş kaplıyor içimizi; çaresizlik, isyan, “Neden böyle oluyor?” soruları… Beyinden hemen komut geliyor: Bir şeyler yapmalıyım, hemen mutlu olmam lazım!

Mutluluk listelerimiz hazır, iyi bir sitede ev, çok para kazandığın bir iş ve kariyer, kaliteli bir araba, sürekli yurt dışı, kayak, Alaçatı, Mykonos tatilleri, aktif, bol takipçili, bol gülümsemeli, havalı fotoğraflı bir Instagram hesabı, mümkünse ideal bir sevgili… Bu liste böyle uzayıp gidiyor.

Bu hayatta ne istiyorsun sorusuna, “Mutlu olmak istiyorum” cevabını vermeye başlıyoruz. Listedekiler olacak ve mutlu olacağız. Mutluluk bir duygu olmaktan çıkıp bir zorunluluk, bir amaç haline dönüşüyor.

Peki mümkün mü bu gerçekten? 7/24 sorunsuz, sıkıntısız, acısız, her istediğinizin anında olduğu bir hayatımızın olması mümkün mü? Evet, kulağa güzel geliyor, biliyorum. Mutluluk bu mu gerçekten, eğer buysa, yaşamak istediğimiz bu mu?

“Bu hayatta mutlu olmak imkansız” diye düşünen bir karamsar değilim ya da tam tersi huzursuzlukla beslenen ve sürekli sorun arayan biri hiç olmadım. Hayatımı iyi hissettiğim şeyleri yaparak yaşamaya, yapamıyorsam da bulunduğum anda kendimi anlamaya ve tadını çıkarmaya çalışıyorum. Her zaman yapabiliyor muyum? Tabii ki hayır. Sadece sürekli karşımıza çıkan “mutlu olmalısın” mesajlarının ve mutluluğun sadece belirli kriterlere göre olabileceğini söyleyen “mutluluk listelerinin” yaşayacağımız deneyimleri sınırlandırdığına ve bizi kendimizin belirlemediği saçma bir düzenin içine hapsettiğine inanıyorum.

Biz içimizdeki tüm duygularla, yaşadığımız, hissettiğimiz inişli çıkışlı anlarla biz oluyoruz. Tecrübe ettiğimiz her an başka bir şeyler ekleniyor ruhumuza. Bazen farkında bile olmuyoruz, ama zenginleşiyoruz. Tek renk, tek duygu, tek amaç asıl yolculuktan uzaklaştırıyor, kendimize yabancılaştırıyor bizi. Kalıplar içinde mutlu olmanın yollarını ararken, sürekli mutsuz hissediyor ve kayboluyoruz.

Düşünsenize hepimizin amacı mutlu olmak, listedekileri yapmışız, mutluyuz, hepimiz çok mutluyuz! Bir an hayal bile edemedim…

Belki de aradığımız şey tam olarak mutlu olmak değildir, ne dersiniz? Tatmindir. Hayattan keyif almak, işe yarar, faydalı hissetmek, deneyimlediklerimizi düşündükçe, farklı tecrübeler kazandıkça içimizi bir huzur kaplaması ve yüzümüzde bir gülümseme oluşması, bir şeyler için emek vermek, üretmek… Özetle yaşadığımız anı hissetmek. Bu bazen işinizde aldığınız bir terfi ile olur, bazen sadece kendi mayaladığınız yoğurdu yerken hissettiğiniz şeydir.

Listelere ihtiyacımız yok. Orada, tam olarak o yaşadığın anda ol, kendine bak, ne hissettiğine bak, tanımlamaya çalış, o duyguya bir isim bul. Yargılama, kıyaslama sadece fark et ve hisset. Hissettiğin her şey olabilir, hiçbir şey olmayabilir, fakat o sensin, tadını çıkar!

Nice doyasıya hissettiğimiz anlara, deneyimlere…

İlginizi çekebilir: Doğru işte mi çalışıyorsunuz: 7 soruda keşfedin

Özlem Taylan: İçimde bir yerlerde kelimeleri hiç bitmeyen o kız çocuğunu dinlemeyi öğrendiğimde anladım hayallerimi gerçekleştirmenin yolunun deneyimlemekten geçtiğini… Deneyimledikçe dünyam büyüdü, içime sığmaz oldu, kelimelere döküldü. Yazıyorum, okuyorum, seyahat ediyorum, yürüyorum, koşuyorum, yoga yapıyorum. Aktif olarak çalışıyorum, üretiyorum, eğitimler veriyorum, koçluk yapıyorum. Hepsinden öte çiçeği burnunda bir anneyim, kızımla beraber büyüyorum. Burada sadece okuduğum okullarla, mesleğimle ya da pozisyonlarla değil, kimliklerden arınmış, şapkalardan arınmış bir Özlem olarak yazıyorum. Her yazı da aslında kendi sorularıma cevap arıyorum. Benim yolculuğum her gün kendimi yeniden keşfetmek üzerine, hadi siz de bana katılın..

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale