X

Mutlu ilişkilerin formülünü bilmek ister misiniz: Cevap Gottman araştırmalarında

İlişkiler ve sağlığa etkileri benim uzun süredir üzerinde çalıştığım bir alan ve danışanlarımda da bunun etkilerini çokça hissediyorum. Bu konuda araştırma yaparken her zaman en üstte rastladığım isim: Gottman’lar. İlişkiler üzerine 1974’ten beri yapılan Gottman araştırmaları, mutlu ilişkilerin temel özellikleri ve çiftlerin bu ilişkileri nasıl yaşadıkları konusuna ışık tutuyor. Hatta mahşerin dört atlısı olarak (eleştiri, aşağılama, savunma ve duvar örme) tanımladıkları şeylerin, ilişkileri nasıl parçalayabildiğini keşfediyorlar ve mutu ilişkilerin formülünü de bize sunuyorlar.

Bugün bu konuyu daha derinden incelemek ve sizlere nokta atışı önerilerde bulunabilmek için kendi de bir Gottman psikoloğu olan Psikoloji İstanbul Danışmanlık Merkezi’nden Türkiye’deki tek sertifikalı Gottman terapistlerinden Uzman Psikolog Filiz Kaya’yı yanıma aldım ve beraber mutlu ilişkilerin temel özellikleri üzerine sohbet ettik. Bana ilişkilerde ebeveynlik stratejilerinin de kullanılabileceğini anlattı. Nasıl mı? Çocuk veya yetişkin, sonuçta birbirini anlamanın, sağlıklı iletişim kurmanın ve birlikteliğinizden keyif aldığınız kaliteli zamanlar geçirmenin altın kuralları aynı.

Strateji 1: İyi davranışı fark edin

En çok bilinen stratejilerden biri, kötü davranışlar sonrasında tepki vermekten çok, çocukların yaptığı iyi davranışların ardından yeterli ilgiyi görmelerini sağlamaktır. Aynı strateji eşler arasında da işe yarar. Eşimiz tarafından takdir edilmek, onu mutlu etmeye çalışmaya devam etmemizi sağlar.

Çocuğunuzun hoşunuza giden davranışlarını vurgulamak, bu davranışların hemen ardından verdiğiniz övgü gibi olumlu tepkiler, çocuğa olumlu davranışın ilgi ile karşılandığını gösterir ve bu davranışlara devam etmesini, daha fazla olumlu davranış sergilemesini sağlar.

Örneğin, bir pazar sabahı, eşinizin sizi uyandırmaksızın, çocuğunuzla birlikte geçirdiği süreyi (10 dakika bile olsa) “Beni uyandırmadığın için nasıl sevindim anlatamam, pazar sabahı, fazladan uyuduğum uyku, hafta boyunca çıldırmamamı sağlıyor, şu 10 dakikalık uyku bile bana yetti, çok sağ ol canım,” demeniz, takdir edildiğini hissetmesi için yeterli.

Strateji 2: Net olun, açık konuşun

Hepinizin bildiği gibi; çocuklar dalgındır ve çocuklukları boyunca da benmerkezci küçük yaratıklardır. Enerjilerinin küçücük bir kısmını bile sizin istediğiniz konuya harcamalarını sağlamak, hatırlatmalarla, uyarılarla dolu çetrefilli bir yoldan geçer. Bu nedenle çocuğunuzla konuşurken, ondan bir şey isterken, kısa ve net cümleler kurmanızı öneririz. Çocuklarımıza küçücük bir günlük işi bile hatırlatırken, en basit cümleleri kullanmalıyız: “Çamaşırlar. Oyuncaklar.

Devamlı unutulan tamiratlar, planlanması gereken akşam yemekleri, yıkanması gereken gömlekler gibi konuların uzun uzun ertelemelerin ardından hala yapılmadığı zamanlar olur. Bundan böyle, kısa talimatları net biçimde ifade etmeyi denemeyi unutmayın. “Gece lambası? Bugün? Yemekten sonra bakar mısın?” İşe yaradığını göreceksiniz.

Strateji 3: Mola verin

Olumsuz giden bir davranışı veya sonu gelmeyen tartışmaları durdurabilmek için en sık başvurduğumuz yöntem, çocuğumuzu odasına göndererek bir mola vermektir. Peki ya söz konusu eşimizse?

Yetişkin tartışmalarında bu yaklaşımı biraz revize etmek gerekir. Uzun ve yorucu bir günün akşamında, ortalık darmadağınık ve gün içinde olan biten bir sürü aksilik nedeniyle akşam için yemek hazır değil. Eşiniz geldikten sonra çocukları ona devretmek ve biraz ortalığı toparlayıp, yiyecek bir şeyler hazırlayabilme ümitleriniz de eşinizin bir saat geç kalışı ile birlikte suya düştü. Siz tam bir sinir küpü şeklinde evle ve çocuklarla boğuşurken eşiniz geliverir ve tartışmalar da başlar; giderek artar, şiddetlenir. “Odana gidip sakinleşene kadar orada kal” diyemeyeceğinize göre, molayı siz verin. Banyoya gidip uzun bir duş almaya ya da odanıza geçip işlerinizle uğraşmaya başlayabilirsiniz. Kilit nokta: Söylenmeye devam etmemek ve tepkilerinizi belirli bir sınırda tutmak. Tartışmalarda mola verebilmek, her iki tarafın da sakinleşmesini sağlayabilmek, önemli bir onarma girişimidir ve onarma girişimleri, mutlu ilişkilerin temel özelliklerindendir.

Strateji 4: Birlikte kaliteli vakit geçirin

Daha önce çocuk gelişimi ile ilgili okuduklarınızı şöyle bir gözden geçirin, çocuğunuza bölünmemiş, kesintisiz ilginizi vermenizin, yalnızca onunla birlikte geçireceğiniz kısa sürelerin yararlarını hatırlayın. Evet gelişimine, kendine duyduğu güvene katkıda bulunur; evet aranızdaki ilişkiyi kuvvetlendirir. Çocuğunuza kesintisiz olarak verdiğiniz dikkat, bu 15 dakika bile olsa, ilişkinizi güçlendiriyor.

Eşler için de aynı kural geçerlidir. Diyelim ki, bir akşam siz yalnızca biraz gazete okuyup dinlenmek istiyorsunuz ancak eşinizin başka planları var; onun isteklerinin ve sizin isteklerinizin nasıl da uyuşmadığını tartışmak yerine, kesintisiz dikkat kuralını uygulayın. Yalnızca 15 dakika da olsa, eşinize kesintisiz dikkatinizi verin. Ardından herkesin daha huzurlu ve aranızdaki bağın da daha güçlü olduğunu göreceksiniz.

Strateji 5: Yaratıcı disiplin

Çocuk gelişimi teorisyenleri buna yaratıcı disiplin diyor: Kızgın ve saldırgan davranan bir çocuğu cezalandırmak yerine, onunla birlikte bir yere oturup, neler olduğunu ve bu davranışının sonuçlarını çocuğa anlatmak ve nasıl bir çözüm getirilebileceği üzerine fikrini sormak. Çocuğun kendi kelimeleri ile, o anda içinde bulunduğu durumu, neler olduğunu ve neler hissettiğini anlatmasını sağladıktan ve bunu bütünüyle anladıktan sonra, çözümler üretmesi için onu cesaretlendirmek ve sonuçta ortaya çıkan çözüm yolları ile ilgili kısa süreli anlaşmalar yapmak…

Eşinizle yaşadığınız tartışmalar için de kural aynı. Biz bu noktada, “yaratıcı disiplin” yerine “karşılıklı anlayış geliştirmek” diyoruz; onu ve bakış açısını bütünüyle anlamadan sorunu çözemezsiniz.

Sorun tekrarlandığında yorucu tartışmalara girmek yerine, sorunun ne olduğunu düşünün; cesaretinizi toplayın ve neler olduğunu, neler hissettiğinizi uygun bir zamanda ikiniz baş başayken ve yapmanız gereken başka bir iş yokken konuşmaya başlayın. Sonrasında da ne düşündüğünü sorun. Ne oluyor da böyle oluyor? Bu konu ile ilgili onun yaşadıkları, onun bakış açısı ne? Konuyu, tartışmadan tartışmaya gündeme getirip, sonra da bir sonraki tartışmaya kadar rafa kaldırmak yerine, sayfaları birer birer, sakin sakin çevirmek mutlaka işe yarayacaktır.

Unutmayın ki bir ilişkide yaşanan her şeye dair en azından iki adet bakış açısı, iki adet gerçeklik vardır; ve bunlardan hiçbiri “en doğrusu” değildir, sizinki de dahil olmak üzere…

İlişki atölyesi

İlişkiniz hakkında daha da güçlenmek ve beraber yol almak isterseniz, Psikoloji İstanbul’un sunduğu 40 yılı aşkın bir süredir çiftlerle yapılan bilimsel araştırmalara dayanılarak geliştirilmiş olan İlişki Atölyesi’ne katılabilirsiniz. Altı aylık çift terapisinin gösterdiği gelişimi bu atölyeye katılarak gösterebiliyorsunuz. Bu atölye çalışmasına katılanların %86’sı ilişkisinin daha olumlu devam ettiğini söylüyor. Atölye, 12 ve 13 Ekim’de İstanbul’da gerçekleşecek.

Güncel paylaşımlarım ve yeni günlük bilgiler için Instagram hesabıma bakabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Pozitif bir yaşam için 10 öneri

Deniz Alayat: Ben Deniz, Bütünsel Beslenme ve Sağlıklı Yaşam Koçu’yum. 2016 yılının sonuna doğru bir anda kendimi çok halsiz hissetmeye başladım. Bir hafta önce günde 30 bin adım yürürken, o kadın gitti, sanki 50 yıldır günde 3 paket sigara içiyormuşum gibi nefessiz kalmaya, kısacık mesafeleri dahi yürüyemeye başladım. Bedenimde böylesine ani bir değişiklik olunca sebebini araştırmaya başladım ve kanser olduğumu öğrendim. Bedenim defalarca bana stresimi azaltmam, durmam, sakinleşmem, kendime şefkatli davranmam gerektiğiyle ilgili sinyaller göstermişti ama ucundan kıyısından üstüme alınmamıştım. Sonunda, lösemiyle büyük bir uyanış yaşadım. Bedenimi tanımam, onun en yakın arkadaşı, kardeşi olmam gerektiğini anladım. Yaşadığım bu tecrübe, bende sağlıkla ilgili daha fazla bilgi edinme isteğini uyandırdı. İlik naklim sonrasında, tedavi görürken, merkezi New York'ta bulunan Institute for Integrative Nutrition okuluna başvurdum ve oradan mezun oldum. 2018’de Miami’de IIN Summit’ine katılarak Deepak Chopra gibi alanında başarılı isimlerden eğitim aldım. Ruh-zihin-beden ilişkisi ve sağlıklı yaşam alanında çalışıyorum. Duygularımız, düşüncelerimiz, bizi oluşturan inançlarımız, duygusal esnekliğimiz, strese karşı bedenimizin verdiği cevaplar ve sağlıklı bedene yolculukta beslenme alışkanlıklarımız keyifle çalıştığım alanlar. Mail adresim: deniz@denizalayat.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale