X

Mural İstanbul: Graffiti’nin dönüştürücü etkisi

Mural Istanbul Festivali kapsamında Kadıköy geneline yayılmış çalışmalardan derlemeler

Her şey 2012 senesinde bir mahalle yenileme projesi kapsamında, Kadıköy’ün “yükselen değeri” Yeldeğirmeni’ndeki bitişik nizam evlerin boş arazilere bakan atıl cephelerinin ve bahçe duvarlarının sanat ile buluşmasıyla hareketlenmeye başladı. Kadıköy Belediyesi tarafından yürütülen duvar boyama festivali Mural İstanbul, Yeldeğirmeni ile başladığı macerasına Kadıköy geneline yayılarak devam etmekte ve sokak aralarında yürürken bir anda karşınıza çıkarak içinizde durup seyretme isteği uyandırmakta.

Duvar sanatı graffitinin modern anlamda izleri 1960’lar Amerika Birleşik Devletleri’ne uzanmasına rağmen; tarihi çok eskilere, antik çağlara kadar dayanmaktadır. Mağara duvarlarına yapılan resimler de bir çeşit kamu kullanımındaki alanlarda var olduklarından, kamusal sanat olarak adlandırılabilmektedir. Duvarlara yapılan çizimler ile olayları hatırlamak, aktarmak ve zamanı değerlendirmek için savaş, avlanma gibi önemli konuların belgelenmesi sağlanmıştır. Hem kültürel; hem de demografik açıdan modern zamanlara doğru ilerlendikçe de, duvarlardaki sanat çalışmaları farklı tür ve temalarda hayat bulmaya devam etmiştir.

Graffiti sanat mıdır, yoksa vandalizm mi?

Bu meşhur sorunun net bir yanıtı olmamakla beraber, konu hakkında birtakım tanımlamalar bulunmaktadır. Buna göre; yasal olarak yapılan graffiti çalışmaları teknik anlamda sanat olarak kabul görmektedir; aksi durumda yapılan eserler ise illegal olmalarından ötürü vandallık olarak nitelendirilebilmektedir. Bu durumda dünya çapında ün salmış; ancak işleri herhangi bir bürokratik izin ile oluşturulmamış Banksy, vandal olarak mı değerlendirilmelidir?

Banksy’nin ünlü duvar çalışmalarından derlemeler

Yüksek lisans tez konumun da kamusal sanat çerçevesinde şekillenmesinden ötürü, kamusal bir sanat olarak graffitinin teorik ve akademik açıklamaları kısmında debelenmeden, araştırmalarımı özetleyerek paylaşmak isterim.

Açık alanlarda yapılan sokak sanatı, herhangi bir kısıtlama olmaksızın kamuya hitap etmesinden ötürü, farkındalık hissinin hızlı ve etkili bir şekilde yayılmasına katkı sağlamaktadır. İçeriğinde grafik ve yazı barındırdığından graffiti, doğası gereği ifade özgürlüğü ve protest duruşu ile halk ile iletişim halindedir ve herhangi bir koruma alanı içinde bulunmayışı yüzünden kolayca zarar görebilmekte ya da yok edilebilmektedir. Bu açıdan, Yeldeğirmeni ile başlayan sokaklarımızdaki estetik değişimin birçok yönden olumlu geri dönüşleri olacaktır. Çünkü Graffiti sanattır, müdahaledir, mesajdır, iletişim aracıdır, heyecandır, politikadır, hiçbir şey ya da her şeyi ifade edebilmektedir. Graffiti çalışmasının değerine,  kamusal çevrenin esere verdiği tepki şekil vermektedir.

Atıl Alanlara Sanatsal Müdahale olarak Graffiti
Atıl alanlara uygulanan illegal graffiti çalışmalarından derlemeler

Sanat olarak graffiti konusu altında Kırık Pencereler Teorisi ilginç bir noktaya değinmektedir. Bu kavrama göre; bir binada bulunan birkaç kırık pencere tamir edilmediği müddetçe, binanın daha çok penceresi kırılmaya devam edecek ve zamanla binada kırılmadık pencere kalmayacaktır. Negatif olgu sayısındaki artış, yuvarlanarak büyümekte olan bir kartopu etkisi yaratarak daha çok negatif etkiyi çekme potansiyeline sahip olarak kabul görmektedir. Dolayısıyla o bina; ilgisiz ve ihmal edilen bir alan olarak varsayılmakta ve zamanla daha çok hırpalanarak; duvarlarındaki graffiti sayısında da artış yaşandığı gözlemlenmekteymiş. Bu durumda pozitif olgu sayısındaki artış da aynı kartopu etkisini yaparak bulunduğu muhite olumlu anlamda geri dönüş katabilir.

Anlamlı ve etkileyici sokak sanatının ise Yeldeğirmeni’nde yapılana benzer bir dönüştürücü etkisi olduğu kabul görmektedir. Yapılan röportajlarda Banksy gibi popüler ve etkili sokak sanatçılarının özellikle düşük gelirli ailelerin yaşadığı alanlarda yaptığı eserlerin, bu alana çok sayıda sanatçı ve öğrenci çekerek, zamanla buraların soylulaştırılmasına katkı sağladığının belirtildiği örnekler bulunmaktadır.

Graffiti başlı başına dönüştürücü bir etmen olarak da kabul edilmemelidir. Canlandırma projeleri dahilinde Kadıköy’de yapılan örnekler, yerel halkın da katılımı ile oluşturulan örgütlenmeler ile Kadıköy geneline yayılarak genişlemekte olan ve 4.  senesini tamamlamış popüler ve etkili bir festival kapsamındaki çalışmalardır ve planlandığı gibi projeye olumlu katkılar sağlamaktadır.

Dünya çapında ün salmış graffiti sanatçılarının Kadıköy’deki çalışmalarından derlemeler

Kadıköy semtinde yaşayan bir birey olarak Kadıköy Belediyesi ve diğer kuruluşların (TAK, ÇEKÜL vb.) Mural İstanbul festivali kapsamında göstermiş oldukları çabaya ve desteğe ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Dönüşümün sadece eskiyi yıkıp yerine “modern” yenisinin dikilmesi ya da 3. dalga kahve dükkânları sayısındaki artıştan kaynaklı olmayacağını samimi bir şekilde bizlere gösterdiler ve göstermeye devam ediyorlar.

Gezi Rehberi: Hangi eser, hangi duvarda?

Dünya çapında ün salmış sanatçılara ait çalışmaların, fiziki ortamın iyileştirilmeye çalışılması dahilinde Kadıköy içine yayılmış duvar resimlerini bulabileceğiniz birçok harita da bulunmakta.

  •  Yeldeğirmeni duvar sanatı haritası için buraya,
  •  Yeldeğirmeni sit alanı haritası için buraya,
  •  Yel değirmeni sit alanı içindeki binalara ait bilgilerin derlendiği rapor için de buraya tıklayabilirsiniz.

Ayrıca Kadıköy Belediyesi’nin kendi hesabında paylaşmış olduğu Mural Istanbul festivali çalışmalarına yönelik derlenen görsel ve açıklamalı bilgileri de buraya tıklayarak inceleyebilirsiniz.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Mona Lisa’nın 300’den fazla farklı versiyonu

Günümüzdeki problemleri retro stiliyle yansıtan düşündürücü illüstrasyonlar

Kurukafaları ve ölümü sanata çeviren MET ile graffiti sanatı üzerine

Gözde Kızılkan: Gözde; İstanbullu bir mimar, şehir plancısı, gezgin, yogini, sanat ve sporsever. Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisans eğitimini Almanya’da bulunan Bauhaus Üniversitesi’nin mimarlık bölümünde tamamladı. Daha sonra aktif olarak profesyonel iş hayatına atıldı ve bu sırada İstanbul Teknik Üniversitesi’nde şehir planlama yüksek lisans programına kayıt oldu. Sokak sanatları ve kent yaşamına etkileri üzerine hazırladığı tez konusu kapsamında Yeldeğirmeni semti ve Mural Istanbul festivalini çalıştı ve yüksek mimar/şehir plancısı olarak mezun oldu. Her türlü spor dalı, kültür ve sanat etkinlikleri, seyahat, doğa, yoga, hayvanlar ilgi duyduğu alanlar olup araştırmak, keşifler yapmak ve bunları paylaşmak sevdiği uğraşlar arasındadır. http://gozdekizilkan.blogspot.com.tr/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale