X

Muhteşem hayat hikayenizde olmayanları olanlar ile değiştirmeye hazır mısınız?

“Olduğumuz şey düşüncelerimizin bir sonucudur. Düşüncelerimizde zemin bulur, düşüncelerimizden üretilir.” Dhammapada

Olmayanlar, olduramadıklarımız, hayatımızda elde edemediklerimiz… Hayal kırıklıklarımız, o diğerlerinin belki çok kolayca sahip olduğuna (veya olabildiklerine) inandıklarımız… Bir türlü hayatımıza dahil edemediklerimiz. Belki eksikliklerimiz diye tanımladıklarımız; o herkesin olup da bir türlü bizim olmayan evlerimiz, arabalarımız, eşlerimiz, arkadaşlarımız, çocuklarımız, işlerimiz…

Ben bu yazımda sizlerle birlikte bu beklediklerimize ve ne yazık ki bekleme sürecinde kendi kendimize yok olduklarına bugün hayatımızda olmadıkları için belki kendimizi layık görmekten bile çekindiklerimize bakalım istiyorum. Cesaretle kendi kendimize soralım: Biz o olmayanları neden bu şekilde beklemekteyiz? Neden “olmayan” hayatlarımızın tam ortasında ve en önemli noktası olurken, olabileceğine inanmaktan bu kadar uzaklaşıyoruz? Her konuşmamızda “olmayandan” şikayet etmeyi seçerken neden bir kez bile olduğu durumda neler yapardık, bundan bahsetmeyi tercih etmiyoruz? Sizce bizler neden hayatımızın tüm “olmayanlarını” bu kadar çok düşünüp bu kadar çok konuşabilirken, “olan” ve bugün olma potansiyeline sahip olduklarımız ile aramıza bu kadar büyük engeller kuruyoruz? Kendi hikayelerimizi neden hep olmayanlar, kaybettiklerimiz,  isteyip de elde edemediklerimiz, kısacası hayata dair şikayetlerimiz üzerine kuruyoruz?

Bu konu sizlerden en fazla soru aldığım konulardan bir tanesi. Daha farklı ifade etmem gerekirse aslında en fazla soruyu olmayan üzerinden alıyorum. “Neden hayatımda istediğim erkek arkadaşa sahip değilim? Neden tüm arkadaşlarım benim istediğim gibi değiller, neden beni anlamıyorlar? Neden bana istediğim şekilde davranmıyorlar? Etrafımda herkes evli ve çocukları var, ben henüz boşanma süreci gerçekleştirdim ve kendimi herkesten farklı hissediyorum neden onlar gibi değilim? Tek başıma hayata karşı durabilmem mümkün değil, neden hiçbir zaman mutlu olamıyorum? Hayatımda neden hep istediklerimin tam tersi başıma geliyor?

Şimdi bu paragrafta geçen tüm sorulara bir süre için odaklanmanızı istiyorum sizlerden… Şimdi bir düşünelim, sabah kalktığınız andan itibaren gece uykuya daldığınız ana kadar bu paragrafı sürekli tekrarladığınızı düşünün… Günün herhangi bir anında aklınıza geldiğinde, sabah muhteşem kahvenizi yudumlarken, akşamüstü deniz kenarında biraz yosun kokusuyla dinlenirken… Her an sürekli bu paragrafın içinizden geçtiğini düşünün. Bir hafta sonra nasıl hissederdiniz? Ya bir ay sonra nasıl düşünürdünüz? Sorularınız, hayatınız, beklentileriniz daha doğrusu “hayata dair bakış açınız” nasıl olurdu?

Ben hemen cevap vereyim, bir paragraf dolusu olmayan ile geçireceğiniz bir gün sonunda, tüm hayatınız olmayana doğru hızla yön değiştiriyor olurdu. Günlük hayatınızda yaptığınız en basit şeyde bile hayatın size karşı olduğunu düşünmeye başlardınız. Hayatınızın odağı olumsuzluk ile kaplanırdı; hayatta kaybeden olmak kaderiniz oluverirdi. Peki ya bir ay geçirdiğinizi düşünelim… Sadece bir olumlu umut dolu cümle duymak için sizinle bir gün geçirsek bile belki yetmeyebilirdi. Bu paragraf ile geçireceğiniz bir ay sonrasında, aklınızla ve kalbinizle baktığınız daha doğrusu gerçekten görmeye gönüllü olduğunuz tek şey hayatınızda olmayanlar olurdu. Ve onlar o kadar büyük bir yer kaplarlardı ki, ne olabilecek olana inanmaya, ne hayal etmeye ne de heyecan ile ya olursa diye düşünebilmeye yer kalırdı.

Bakın Chris Prentiss güzel eseri Zen ve Mutluluk Sanatı ile bu “olmayana” odaklanmak yerine olabilecek, olabileceğine inandığımız, olmasını istediğimiz yani pozitif olan herhangi bir şey koymanın gücünü nasıl yorumluyor:

“…Bizler her bir sonraki dakikamızın yazarlarıyız.

Bizler, düşünce ve hareketleriyle geleceğini yaratan çok güçlü canlılarız. Hayatı kontrol eden mekanizmalarız. Karşımıza çıkan olaylara verdiğimiz tepkiler sayesinde bu olayları kişisel felsefemiz ile kontrol ediyoruz.

Her birimizin kişisel bir felsefesi vardır fakat çok azımız bunu tam anlamıyla tanımlayabilir. Her ne kadar oturup da felsefenizi tanımlamamışsanız dahi, tamamen işlevsel ve hayatınızın her anında çalışan bir sistemdir. Yaşadığınız dünyadaki insanlar, olaylar ve bunların sizi nasıl etkilediği ve sizin onları nasıl etkilediğiniz ile ilgilenir ve inandığınız şeyler uğruna çalışır.

Genel hayat felsefeniz sorulduğunda şöyle diyebilirsiniz, ‘Hayat harika, başıma hep iyi şeyler gelir, şanlıyımdır ve dünya içinde muhteşem insanların olduğu muhteşem bir yer.’ Tam tersini de söyleyebilirsiniz, ‘Çok şanssızım, kötü şeyler hep beni bulur, dünya kötü bir yer ve insanlar hep benden faydalanmaya çalışıyor ve hep alabileceklerinin peşindeler.’

…Olaylar olduğunda ve sonrasında da görünürde kötü olmalarına, güç kazandırarak yatırım yapan bizlerizdir. William Shakespeare’ nin bilgece gözlemlediği gibi ‘İyi ya da kötü bir şey yoktur, bunu düşüncemiz yapar.’

…İnandığınız sürece, sizin için olmaktadır.”

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, her olmayan yerine en az bir olan koymanızı dilerim.  Belki muhteşem mavi gözlerinizi… Belki güzel saçlarınızı… Belki bugün sahip olduğunuz tam sağlık halinizi… Belki bir tanecik annenizin güzel bir kucaklamasını… Ya da güneşin ne kadar güzel doğduğunu veya dün gece izlediğiniz o dolunayın ne kadar olağanüstü olduğunu paylaşabileceğiniz bir dosta sahip olmanızı… Sabah birlikte uyanmaktan çok mutlu olduğunuz o adamı… Belki sizi işe göndermek için üzerinize titreyen o çok sevdiğiniz kadını… Parkta nasıl hayat dolu olduğunu izleme şansına eriştiğiniz o tatlı kızınızı… Çok sevdiğiniz Chopin’i bugün sadece iki kulaklık kadar muhteşem bir sadelikle sağlıkla ve kendi kulaklarınızla duyabilmek ve kalbinizle hissedebilmek keyfine sahip olmanızı… Hayatımızda öylesi çok olan vardır ki bunun için belki ayrıca kitaplar dolusu yazılabilir…

Bugün, gelin hep birlikte, o güzel hayat hikayemizde, tüm olmayanların yerine ve tüm olmayanlara inat, biz sadece olanlardan ve olmak şansına eriştiklerimizden olup da keyfine varabildiklerimizden bahsedelim…

 

İlginizi çekebilir: Dünyanın en değerli kavramları: Emek vermek, teşekkür ve takdir edebilmek üzerine

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale