X

Muhafazakâr kesimin cinsellik tabusu: Toplumlar için cinsellik şiddetten daha mı tehlikeli?

Cinsellik şiddetten daha mı tehlikeli?

Son zamanlarda medyada gündemi meşgul eden en önemli konulardan biri, Türkiye’deki muhafazakâr kesimin cinsellik ve toplumsal cinsiyet konularında endişelerini dile getiren söylemleri ve bu söylemler üzerinden yola çıkılarak yapılan yasal düzenlemeler.

Toplumdaki muhafazakâr kesimin bu konuda neden bu kadar hassas olduğuna geniş bir çerçeveden bakarak, toplumsal cinsiyetçiliğin dünya tarihindeki örnekleriyle bağlantılar kurarak, bu konuya olabildiğince mantıksal bir çerçeveden bakmaya karar verdik.

Cinsellik ya da kadın vücudu ile ilgili bu kadar korkutucu olan gerçekler neler?  Kadın vücudu ve cinsellik konusunu toplumdaki şiddet olaylarından bile daha önemli kılan şey ne? Cinselliğin ve insan bedeninin göz önünde olması kimleri niye rahatsız ediyor?

Cinselliğin şiddetten daha korkutucu bir eylem olması aslında yeni bir trend değil. “Yasak meyve” hikayesi yazıldığından beri, toplumda kadına atfedilen roller aslında çok açık: tehlike unsuru, şeytanın işbirlikçisi, baştan çıkarıcı… Geçmişten günümüze kadının baştan çıkarıcılığı  yüzünden(!) yaşanmakta olan cinsellik; daima toplum düzenini bozan, insanların iyiye ulaşmalarını engelleyen bir eylem gibi gösterilip politikadan ekonomiye, bir çok alanda günlük yaşamı etkileyen bir olgu olarak yerini alıyor.

Kadına yapılan şiddetin amacı ise bu düzen bozan varlığı yola getirebilmek için cezalandırmak; toplum ahlakını bozmanın bedelini ödetmek. Tarihe baktığımızda “cadı avı” olarak adlandırılan ve çocuk doğurma, cinsellik gibi fonksiyonlarını kaybetmiş; erkek egemenliği altında değil tek başlarına yaşayan; yaşadıkları toplum üzerinde güç sahibi olduklarına inanılan kadınların zararlı bir takım işler yaptıkları öne sürülerek yok edilmesi de, aslında kadınların toplum içinde güçlü pozisyonlarda olmasının yıllardır nasıl bir tehlike unsuru olarak görüldüğünün ve bu görüşün kadına karşı şiddeti nasıl desteklediğinin bir kanıtı niteliğini taşıyor.

Kadın cinselliği yıllardır erkeklerin yaptığı çalışmaların ve toplumsal düzenlemelerin en popüler konusu. Örneğin, Aristocu felsefe akımı kadını birey değil bir nesne bazında inceliyor ve kadının var oluş amacının yalnızca toplumun sağlıklı ilerlemesi, yani üreyip çoğalabilmesi, olduğunu savunuyor.

Şiddet unsurunu yüzeysel olarak incelediğimizde ise, tarihteki örneklerine bakarak genelde erkek egemenliğinde geliştiğini söyleyebiliriz. Dünya üzerinde geçmişten günümüze var olan savaşlar, silah kullanımı, askerlik gibi şiddet içerikli tüm hareketlerin genelde erkeklik olgusuyla bağdaştırıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Tarih boyunca devletlerin kurulması, yönetilmesi, yeni topraklara kavuşulması daima şiddet yoluyla olmuştur ve tüm bu hareketlerin başında olan kişiler dünyanın her yerinde istisnasız erkeklerdir.

Tüm bu nedenlerden dolayı televizyonlarda çıplak kadın görüntülerinin, sevişme sahnelerinin yer alması ya da evlerde kızlı erkekli kalınması bir toplumda yerleri yerinden oynatabiliyorken; kanın gövdeyi götürdüğü şiddet içerikli filmlerin çocuklar tarafından izlenmesi ya da son yıllarda öldürülen kadın sayısının on binleri bulması hiç kimsenin umurunda olmayabilir.

Yalnızca seks ve cinselliği gösteren at gözlüklerini bir kenara bırakıp, topluma gerçekten zarar veren şeyleri görebileceğimiz ve bunlar üzerine düşünebileceğimiz günlere ulaşmak dileğiyle.

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Merve Dökmeci: Lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladım. Boğaziçi Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalıştığım 4 yıl boyunca uzmanlık deneyimimi üniversitenin rehberlik ve psikolojik danışmanlık biriminde (BÜREM), bireysel danışmanlık ve grup çalışmaları ile edindim. Bu süreç zarfında sempozyum ve kongrelerin organizasyonunda, ve çeşitli bilimsel araştırma projelerinde yer aldım. Mindfulness Temelli Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüne olan ilgim ve araştırmalarım sonucunda, öz şefkatin kişilerarası kabul-red ve duygusal tepkisellik arasındaki ilişkiye olan etkilerini incelediğim tezimle birlikte, yüksek lisans eğitimimi yüksek onur derecesiyle tamamladım. ODTÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Doktora Programı’nda doktor adayı olarak bilimsel çalışmalarımı ve uzmanlık eğitimimi sürdürüyorum. Doktora eğitimimle birlikte Bilgi Üniversitesi’nde başlayan akademisyenlik yolculuğuma ise, MEF Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak devam ediyorum. Akademideki çalışmalarımın yanı sıra, kurucusu olduğum Uniqus Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık merkezinde, beden farkındalığı ile travma çözümlemesi ve stres yönetimi üzerine psiko-biyolojik bir yaklaşım olan Somatik Deneyimleme’yi mindfulness pratiğime entegre ederek; bireylere psikolojik danışmanlık, kurumlara ise seminer ve eğitim destekleri veriyorum. Büyük bir heyecanla çalıştığım ruh sağlığı alanındaki bilgi birikimimi paylaşma merakımın ve yazmaya olan tutkumun beni 2013 yılında buluşturduğu Uplifers’ta, editör olarak ilgi duyduğum konularda araştırmaya, öğrenmeye ve paylaşmaya devam ediyorum.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale