X

Motivasyon bilmecesi: İç motivasyon mu dış motivasyon mu?

Günümüzde çocuk yetiştirmek, iş yerinde başarılı olmak, hatta evcil hayvanlarımızı bile eğitmek ödül-ceza sistemine dayatılıyor. Aslında kendi kendimizi bir tür hapisane içine alıyoruz. Yani birşeyi yapsak da yapamasak da başarılı hissetme ödülünü kendimize veremiyoruz. İlla ki ucuna havuç takılmış bir sopayı kovalayan at gibi olmalıyız. Bir noktadan sonra o havucu isteyip istemediğimizi bile bilmiyoruz çünkü kendimizi dış olaylarla motive etme gereksinimi duyuyoruz. Ancak Dan Pink motivasyonun alevleneceği tek noktanın içimizde olduğunu ve tamamen “özerklik, ustalık ve amaç” üçlüsünü beslemeyi içselleştirdiğimizde başarılı olduğumuzu anlatıyor.

İşte ünlü Kariyer Analisti Dan Pink’ten motivasyonun gerçek yüzü:

“Sayın jüri, baylar ve bayanlar, şuna bir bakın. Buna mum problemi denir. Bazılarınız bunu daha önce görmüş olabilir. 1945 yılında yaratıldı. Karl Duncker isimli bir psikolog tarafından. Karl Duncker davranış bilimlerinde pek çok farklı şekilde kullanılan bu deneyi yarattı. Gelelim nasıl bir şey olduğuna. Diyelim ki ben deneyi yapan kişiyim. Sizi bir odaya sokuyorum. Size bir mum, birkaç raptiye ve birkaç kibrit veriyorum. Ve size diyorum ki, “göreviniz mumu duvara masaya damlatmayacak şekilde tutturmak.” Bu durumda ne yapardınız?

Pek çok insan mumu duvara raptiye ile tutturmaya çalışır. Bu işe yaramaz. Kimisi, bazı insanlar ve ben öyle birini gördüm, şuna benzer bir hareket yapar. Bazı insanların parlak bir fikri vardır, kibriti çakar, mumun bir tarafına tutup eritir ve o şekilde duvara yapıştırmaya çalışırlar. Harika bir fikir. İşe yaramaz. Ve nihayet, beş ya da 10 dakika sonra, pek çok insan çözümü bulur, sizin burada görebileceğiniz gibi. Çözümün anahtarı işlevsel sabitlik denen şeyin üstesinden gelmektir. Kutuya baktığınızda sadece raptiyeleri tutacak bir araç görürsünüz. Ancak kutunun başka bir işlevi de olabilir, mumu tutacak bir platform. Mum problemi.

Şimdi size mum problemini kullanan bir problemden bahsetmek istiyorum. Sam Glucksberg isimli bir bilimadamı tarafından yapıldı ve kendisi şu anda ABD’deki Princeton Üniversitesinde çalışmaktadır. Bu deney, teşviklerin gücünü gösteriyor. Ne yaptığına bakalım. Denekleri aldı. Ve onlara dedi ki, “Sürenizi ölçeceğim. Bu problemi ne kadar hızlı çözebilirsiniz?” Bir denek grubuna dedi ki, Normları belirlemek için sürenizi ölçeceğim ve ortalama olarak birinin böyle bir problemi ne kadar sürede çözdüğünü hesaplayacağım.

İkinci gruba ise ödüller sundu. Dedi ki, “Eğer süre olarak ilk %25 içinde olursanız beş dolar alırsınız. Eğer bugün buradaki herkesten daha hızlı olursanız 20 dolar alırsınız.” Bu deney yıllar önce idi, enflasyonu hesaba kattık. Birkaç dakikalık bir iş için epey iyi para. Harika bir motive edici.

Soru: Bu grup problemi ne kadar daha hızlı çözdü? Cevap: Yaklaşık olarak, ortalama, üç buçuk dakika daha yavaş. Üç buçuk dakika daha yavaş. İyi ama bu pek anlamlı gelmiyor, değil mi? Yani, ben bir Amerikalıyım. Serbest piyasaya inanırım. Böyle olmaması gerekiyordu. Değil mi? Eğer insanların daha iyi çalışmasını isterseniz, onları ödüllendirirsiniz. Değil mi? Primler, komisyonlar, kendi reality şovları. Teşvik edersiniz. İşler böyle yürür. Ama burada olan şey bu değil. Bir teşviğiniz var düşünmeyi keskinleştirmek ve yaratıcılığı hızlandırmak için. Ve yapması gereken şeyin tam tersini yapıyor. Düşünceyi köreltiyor ve yaratıcılığı engelliyor.

Ve bu deneyin ilginç yanı bunun anormal bir durum olmaması. Bu deney defalarca tekralandı yaklaşık 40 sene boyunca. Bu keyfi motive ediciler, eğer bunu yapar isen şunu alırsın tarzı şeyler, bazı durumlarda işe yarıyor. Ama pek çok görevde işe yaramıyor veya zararlı oluyor. Bu sonuç sosyal bilimlerdeki en sağlam bulgulardan biri. Aynı zamanda en çok göz ardı edileni.

Son birkaç yılımı insan motivasyonu bilimini incelemeye ayırdım. Özellikle de dışsal ve içsel motive edicileri incelemeye. Ve size şunu diyorum, birbirleri ile alakaları yok. Eğer bilime bakarsanız, bilim dünyasının bildiği ile iş dünyasının yaptığı arasında uyumsuzluk var. Ve burada vahim olan şu ki iş işletim sistemimiz — iş yaparken kullandığımız varsayımları ve protokolleri düşünün, insanları nasıl motive ettiğimizi, insan kaynaklarını nasıl uyguladığımızı — tamamen dışsal motive ediciler üzerine kurulu, havuçlar ve sopalar üstüne. 20. yüzyıl görevleri için iyi olabilir. Ama 21. yüzyıl görevleri için, bu mekanik, ödül-ve-ceza yaklaşımı işe yaramıyor, genellikle işe yaramıyor ve genellikle zarar veriyor. Ne demek istediğimi göstereyim.

Bilim dünyasının bildiği ile iş dünyasının yaptığı arasında bir uyumsuzluk var. Ve işte bilim dünyasının bildiği. Bir: Şu 20. yüzyıl ödülleri, iş dünyasının doğal bir parçası olduğunu düşündüğümüz motive ediciler, işe yarıyor ama şaşırtıcı derecede az alanda. İki: Şu eğer-ise ödülleri genellikle yaratıcılığı yok ediyor. Üç: Yüksek performansın sırrı ödüllerde veya cezalarda değil, görünmeyen içsel güdülerde. Bazı şeyleri yapmış olmak için yapma güdüsünde. Bazı şeyleri önemli oldukları için yapma güdüsünde.

Ve şimdi de en güzel bölüm. En güzel bölüm geliyor. Bunu zaten biliyoruz. Bilim zaten içten içe bildiğimiz şeyi doğruluyor. Yani, eğer iş dünyasının yaptığı ile bilim dünyasının bildiği arasındaki bu uyumsuzluğu düzeltirsek, Eğer motivasyonumuzu, motivasyonla ilgili kavramlarımızı 21. yüzyıla taşırsak, bu tembel, tehlikeli havuç ve sopa ideolojisinden uzaklaşırsak, işlerimizi güçlendirebilir, pek çok mum problemini çözebilir, ve belki, belki, belki de dünyayı değiştirebiliriz.”

 

Kaynak:

tedtalks.com

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale