X

Monotonluğa farklı bir açıdan bakın: Her şey tekrar eder ama hiçbir şey aynı değildir

11 Aralık’tan 30 Aralık’a kadar zoom üzerinden Eylem Devi Çeliker’in açtığı alanda Nadabrahma meditasyonu deneyimledik. Her sabah 07:30-08:30 arasında karanlıkta sessizliğimizi paylaştık 25 kişilik bir grupla. İnsanlık için küçük fakat benim için oldukça büyük bir adım oldu. 21 gün bir şeye sebat etmek? Uzun zamandır çok isteyip yapabildiğim bir şey olamamıştı. Öncelikle Devi’ye çok ama çok teşekkür ederim tuttuğu kuvvetli alan için.

21 gün boyunca o bir saatlik dilimde aynı meditasyona otursam da her defasında farklı Gamze deneyimledim. Hep gözlemledim. Durdum ve gözlemledim. Tüm süreç bittikten hemen sonra da şöyle bir cümle çıktı karşıma: “HERŞEY TEKRAR EDER AMA HİÇBİR ŞEY AYNI DEĞİLDİR.”

Aldım cümleyi, başucuma yerleştirdim. Çünkü bu sürecin bana anlattığı ve deneyimlettiği en muazzam şey tam da bu oldu.

Her gün aynı güne, aynı şeylere uyanıyormuşuz, günlerin bir öncekinden bir farkı yokmuş gibi geliyor çoğu zaman birçoğumuza. Bu da bizde hafif depresyona, sıkıntıya, umutsuzluğa yol açabiliyor.

Her gün aynı gözükse de asla aynı olmadığını anladım ben. Nasıl rahatladı kalbim bir bilseniz. Kelimelere dökebilmek isterdim ama zor. Bazen bazı şeyler çok kelimesiz. Sizin de başına geldiği oluyor mu bu kelimesizlik halinin?

Her günüm aynı heyecanla geçmedi tabii ki. Bazen uykuya dayanamayacağım sandım, bazen gerçekten dayanamadım, bazen bedenimi sabit asla tutamadım, bazen bir saat bir dakika gibi geçti, son iki günü ise net hatırlıyorum: Daha sabırsızdım ve “Sıkılmaya başladım artık, tamam” modundaydım. O sıkılma hissinin tam içindeyken, ne kadar kaldı acaba diye zihnimden geçen sorulara yenilirken de bu defa çok başka bir şeyi gördüm. Sıkılmak, oradan çıkabilecek potansiyelin üzerini kapatmaktı aslında. Gözlerini sımsıkı kapatmak; körleşmek, kulaklarını sımsıkı kapatmak; sağırlaşmaktı o ana! Sıkıldım demek, o andaki sonsuz potansiyelin üzerini kapatmak ve orayı karanlıkta bırakmaktı…

Daha iyi anladım ki sıkıldım diye hemen vazgeçmek, pes etmek yerine daha da çok orada kalmak, durmak lazım. Azim, süreklilik, çalışmak lazım bir şeyleri iyice kazıp altındaki altını görebilmemiz için. Hele merak… Anladım ki beni, belki de daha doğrusu insanı, hayata bağlayan en yegane şey. “Acaba bugün hayatımda neler olacak, nelere şahitlik edeceğim?” diyerek açmak gözünü hayata.

2-3 ay önce saçma sapan bir Türk dizisine denk geldim. Başroldeki çocukla kız bir restorana gitmişlerdi. Çocuğun her gün gittiği, o yüzden ona pek anlam ifade etmeyen ama kızın ilk defa gittiği bir mekandı. Boğaz manzarası karşısında kız büyülenmişti. Kız, çocuğa hayretle baktı nasıl karşısındaki manzarayı görmez diye. Çocuk ise “Benim her gün gördüğüm manzara bu, farklı bir şey yok” diyerek karşılık verdi. Kız ise o anda şöyle dedi: “Her gün aynı manzaraya bakıyorum sanıyorsun ama öyle değil. Geçen gemiler değişiyor, rüzgarın esme yönü değişiyor, dokunduğu yapraklar, yaprakların uçuştuğu yön değişiyor. Her gün aynı kuşlar değil belki mesela gezenler. Kuşlar değişiyor. Bulutlar aynı bulutlar değil, bambaşka şekillere bürünüyorlar her an. Aynı olduğunu sandığın hiçbir şey aynı değil. Bir daha düşün ve böyle bakmayı dene istersen.

Bu replik benim kafama kazındı o andan beri. Benim hayatımda, o “Her şey ne de olsa aynı” diye etrafına meraklı gözlerle bakmayı bırakmış başrol bendim. Kızın bu sözleri o gün kafama kazındı ve şimdi ise meditasyondan edindiğim deneyimle ne demek istediğini anlamaya başlamış oldum. Özellikle “Anladım” demiyorum çünkü anladım kelimesi bana artık biraz büyük gelmeye başladı. Anladım diyebilmem için tüm katmanlarımda bir güzel sindirmem gerek gibi hissediyorum artık. Bu sebeple anlamaya başladım diyebilirim ancak rahatlıkla.

İşte böyle bugün sevgili okuyucu. Yine nereden nerelere geldik. Yolculuğumuz güzel ve her gün daha da anlamlanıyor sanki. Beraber paylaşacağımız nice anlamlara.

Işıltıyla…

İlginizi çekebilir: Beklerken hayat geçiyor: Hayatı hemen şu an yakalamak mümkün

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale