X

Modern hayatlar ve aynı insanlar

Bu yazımda bizli konuşacağım, çünkü ben de ister istemez yazıda geçen tuzaklara düşüyorum. İnsan hatalarının farkında olsa bile düzeltemeyebiliyor, ama tabii ki yapabileceğimiz şeyler var.

Arkadaşlarımız ve ailemizle aramızdaki iletişimi artırıyor gibi görünen teknoloji aslında bizi birbirimizden iyice uzaklaştırdı. Artık çok sevdiğimiz kişilerin hayatındaki olayları genelde yüz yüze değil sosyal medyadan takip ediyoruz. Bir beğenip geçiyoruz.

Hatta sevdiklerimizle buluştuğumuzda onlarla konuşacak şeyler bulmakta zorlanmaya başladık. Kimse buluştuğu kişiye kendini veremiyor, elimiz ve gözümüz sürekli telefonumuza ve sayısız mobil uygulamaya gidiyor. Bu iki taraflı bir durum: Hem konuşacak konu ya da yapacak bir şey bulamadığımızda telefonumuza gözlerimizi kaçırıyoruz, hem de sürekli sanal dünyada olduğumuz için gerçek dünyada bir şeyler paylaşmakta zorlanıyoruz.

Tatminsizlik artıyor

Sosyal medya ile herkesin ne yaptığını ve nasıl yaşadığını kolayca görebiliyoruz. Bu da herkesi birbirine özendirip aynı ya da benzer şeyleri yapmaya sevk ediyor. Ayrıca sanal dünyada karşı cinsi etkileme ve elde etme isteğiyle yapılan paylaşımların büyük bir yüzdeye sahip olduğunu düşünüyorum.

Sosyal medya kullanımı insanları birbirinden uzaklaştırıyor

Aynı zamanda bu bahsettiklerim birçok insanı mutsuz ve tatminsiz yapıyor. Türkiye gibi gelir dağılımının çok kötü olduğu ülkelerde durum daha da kötü. Sosyal medyanın yokluğunda çok da farkında olmadığımız uçurumlar iyice açığa çıkıyor.

Mesela her gün başka ülkede tatil yapan kesimle, hayatında tatil yapmamış kesim şu anda aynı mecralarda paylaşım yapıyor. Bu da kendi halinde mutlu olabilecek insanları tatminsizliğe ve mutsuzluğa itiyor.

Hızlı tüketim sadece hamburgerler için geçerli değil

Hayatımızın her alanındaki hız, bizleri etkiliyor

Her şeyi hızlı tüketiyoruz, sadece yiyecek, giyecek ve benzeri şeyleri değil. Çok güzel geçen vakitleri de hemencecik yaşayıp unutuyoruz. Geçenlerde yakın bir arkadaşım çok güzel bir anımızı anlattı, neredeyse unutmuşum, hızlı tüketmişim, kendime kızdım.

Bu, sanırım sürekli acele halinde olmamızla yakından ilgili. Etrafımızdaki koşuşturma, trafik ve yoğun şehir hayatı yüzünden her şeyi hızlı yapmak zorunda kalıyoruz. Kaldırımda yavaşça ve keyifle yürüyen birisini görünce artık şaşırıyorum.

“Şimdi ne yapacağız adamı” olmak

Bence gelecek planı yapmaktan bugünü unutuyoruz, hep bir yere ulaşma peşindeyiz. Sevgili arkadaşım Altuğ ile dediğimiz gibi “Şimdi ne yapacağız adamı” olmamak lazım. Bu hem günümüzün birkaç saati için hem de yıllarımız için geçerli.

Elimizden ne gelir?

Öncelikle dünyayı kurtarma derdine düşmemek lazım ki zaten bu olanlar dünyanın sonu değil. Kendimizi olabildiğince kontrol altına almamız yeterli olabilir. Her boş vaktimizde internete girmek veya telefonu elimize almak yerine dışarıda, gerçek dünyada olmalıyız. Vaktimiz oldukça insanlarla yüz yüze görüşelim. Yüz yüze görüştüğümüzde de karşımızdakinin yüzüne bakalım, telefonumuza değil. Gerçekten paylaşmanın, yüz yüze konuşmanın, dinlemenin ve anlamanın keyfi bambaşka oluyor. Bunu unutmaya başladık.

Hayatımızdaki her şeyi sosyal medyada paylaşmak zorunda hissetmeyelim. Bir yerden sonra hayatımızı bir yerlerde paylaşmak için yaşamaya başlayacağız. Bence bunu yapanlar var, sırf sosyal medyada paylaşmak için sürekli yurt dışına giden insanlar tanıyorum, gittiklerinde zaten telefonlarına bakmaktan gezip göremiyorlar ki.

Neyse bol bol eleştirdik, şimdi ben bu yazıyı sosyal medyada paylaşayım.

İyi paylaşımlar.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Sosyal medyanın hayatımıza getirdiği en büyük yenilik: Yalnızlık

Phubbing: Sosyal medya bağımlılığı ve insan ilişkileri üzerindeki olumsuz etkileri

Sosyal medya bağımlılığıyla başa çıkma kılavuzu

Burak Dikmenoğlu: Burak’ın kimliğinde Trabzonlu yazıyor ve bundan gurur duyuyor ama hayatını Ankara ve İstanbul’da geçirmiş. Ted Ankara Lisesinden mezun olup, İstanbulda üniversite okumaya gelmiş. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi bölümünde okurken kendine olabildiğince hobiler edinmiş. Üniversiteden sonra atıldığı profesyonel hayatıyla birlikte hobilerini devam ettiriyor. Yelken yapmak ve dünyayı anlamaya çalışmak onun için vazgeçilmez. Şimdiye kadar birçok sporla ilgilenmiş ama yelkenin yeri başka. “Hava buz gibi bile olsa dışarıda otururum, bu da benim huyum.”

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale