X

Minibüsteki dizenin gücü: Sevgiye giden yol tek bir kelimeyle başlayabilir

Bir önceki yazımda şöyle bir cümle kurdum: Görmek istersen her şey gözlerinin önünde serili aslında. İşte bu yazı bu cümleden doğdu bir anda.

Geçenlerde bir minibüse bindim. Ve bir yazı gözüme çarptı. Okudum, ilk düşüncem “ya amaan minibüs arabeski işte!” oldu. Döndüm camdan bakmaya devam ettim ve yazının beynimde hala tekrar ettiğini fark ettim. Tekrar baktım yazıya, tekrar okudum. Durdum. Yazıya bakıyorum, yol akıyor ve ben duruyorum.

İçimde bir his yarattı ve engel olamadığım zihnim ise direkt bir sıfat arayışına devam ediyordu. Şimdi ben bunu Instagram’da falan paylaşsam “kamyon arkası yazısı” derler, “dalga geçerler” dedim. Ve akabinde neden böyle bir tepki beni etkiliyor diye de kendime sormadan edemedim. Üzerinde biraz düşünmeye vakit buldum sonrasında. Sağ olsun hayat, madem üzerinde düşünüyorsun, ben seni boş geçmeyeyim, iliklerine kadar hisset dedi ve sağlamasını da yapmış oldu benimle. Tabii konu bu değil…

Hani derler ya, tüm hayatım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti diye. Meditasyon yapmaya başladığımdan beri kafamda beliren “NEDEN? NASIL?”lar bende hep bu etkiyi yaratır. Sürekli dönüp bir yerlere, cevap ararım. Bulur muyum, bulamaz mıyım bilmiyorum. Önemli olan da bir sonuca varmak değil zaten. Ama eskiye dönüp şimdiye ait bu gözle bakmak hissi, muazzam bir hayat dersi.

Peki ya bu söz neden bu kadar etkilemişti beni? Geçmiş, travmalar, yaşanılanlara verilen tepkilerin yarattıığı hisler. İlla ki bir sürü sebebi vardır. Bilirim ya da bilmem, yine bir önemi yok.

Bir kez daha gördüm ki, zihin otomatik kalıplarıyla hemen varolan bir şeyi algılamana müsaade etmeden, diktatör bir şekilde örtpas etme görevinde. Ve bu hal işte, tehlikeli olan. Ya bu otomatik zihinle bir ömür geçiriyorsak? Ya verdiğimiz tepkiler otomatikse ve içimizden esas geçeni fark edebilecek kadar zamanın olmadı ise? Ya kıymet verdiğin şeyin özüne değil de sıfatlarında kıymet bulmuş ve bunu hiç fark etmemişsen? Ya sevdiğini sandığın şey, ya da sevgi sandığın şey, bir arzu ve hırstan başka bir şey değil, elle tutulur olmasına ihtiyacın varsa? Bu ve bunun gibi bir sürü çılgın soru doğuyor insanın içine.

Daha iyisini bulana kadar söylemekten yılmayacağım bir şey var: Bu hayata geldiysek ay sonu faturamızı ödemek, altımıza cillop gibi bir araba çekip, yediğimizi içtiğimizi sosyal medyada paylaşmak için gelmemişizdir muhtemelen. Bunları da yapalım, yapmak ayıp değil, hata değil, hatta ve hatta kime ne? Tamamen tercih. Ama nefes alıyor olmanın farkındalığını ve bazen bazı şeylere verdiğimiz tepkileri, biraz da kendimizi sorgulayalım. Ve hatta vakit ayırıp, ne istiyorsak onu yapalım ya da hiçbir şey yapmadan sadece duralım.

Yoga Eğitmeni kimliği üzerinden yazdığım bir yazı değil bu. Evet, yoga benim hayatımın çok büyük bir parçası. Ama ben kendimi yoga ile bulduğum içindir bu. Sen belki müzikle buldun, öteki belki futbolla. Kendini bulmak, neden var oldun, varlığın ve şu an’ın…

Belki de o gün, benim denk geldiğim yazının bir sebebi vardı. Ki varmış. Ve belki de onu oraya asmayı uygun gören minibüs sahibinin kendini ifade etme biçimiymiş. Ve belki de o yazıyı gören birçok insan için, bazı şeylere vesile olma görevini yerine getiriyordur.

Tabii sonra araştırdım ve sözün sahibinin çok da sevdiğim İlhan Berk olduğunu fark ettim.

“İnsan sevdiğine kırılmazmış azizim, ya tuz olur ya da buz.”

Ve işte o zaman tekrar hatırladım, sevgiyi “zannetmek” yerine, keşke doyasıya yaşayabilsek…

İlginizi çekebilir: Kapitalist bir sistemde spiritüelliği bulabilmek

Şebnem Pınar: Merhaba! Yazılarımda benim 'anlama yolculuğumu' okuyor olacaksınız. Beni anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken yapacağınız tüm kritikleri bir kenara bırakıp, sadece okuyun. İdraki de doğal sürecine bırakın... Okuduğunuz an anladığınız şey az sonra değişebilir! Bunu hatırlayın. Bu sizin size yapabileceğiniz en güzel şey!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale